Bölüm 11

36.5K 842 121
                                    

Tom olanları kabul etmeyerek kapıyı zorlamaya devam ediyordu. Fakat gayreti boşunaydı buraya resmen kilitlenmiştik. David sonunda Tom'u durdurmayı başardığında bende hızlıca resepsiyon masasına doğru ilerledim. Etraf zifiri karanlıktı bu yüzden yolumu bulmak adına çevremdeki nesnelerden yardım alıyordum. 

"Nora, nereye?" Lily'nin telaşlı sesi tüm lobide yankılanmıştı. Ona cevap verirsem zaman kaybedeceğimi düşünerek sorusunu duymamazlıktan geldim. Sonunda resepsiyon masasına vardığımda etrafta işime yarayacak herhangi bir şey arıyordum. Soğuk zemine rağmen tüm vücudum stresten terliyor ve gözlerim karanlığa alışamadığı için yalpalıyordum. Sonunda elime sert bir nesne geldiğinde onu kurcalamaya başladım. Gözüm hala karanlığa alışamamıştı bu yüzden bulduğum şeyin bana bir yararı olup olmadığını anlayamıyordum.  Fakat elimdeki nesne soruma cevap verircesine aniden büyük bir ışıkla parladığında korkuyla yerimden fırladım. Sanırım bir fener bulmuştum. İçinde bulunduğum duruma rağmen gülümseyebildim ve diğerlerine haber vermek adına yeniden bağırdım "Sanırım bir fener buldum." Sesimi duyurmak adına uğraşmıştım. Heyecanla yanıma yaklaşan adım seslerini duyabiliyordum. Arkamı döndüğümde çarptığım beden beni ürküttü, fakat tanıdık parfüm burnuma dolduğunda onun David olduğunu anladım. "Hey" dedi. Elimdeki feneri o olduğuna emin olmak için sert yüz hatlarına doğru çevirirken "Hey" diye karşılık verdim "Elektrikler gelene kadar bununla idare edebiliriz sanırım." Fener'i etrafta gezindirmeye başladım. Otelin yanık siyah duvarları ve kırılmış avizeden yansıyan renkli ışıklar gözlerimi kamaştırıyordu. "Burası çok çirkin." dedim düşüncelerimi gizlemekten çekinmeden. Sonrasında etrafımda toplanan kalabalığı umutsuzca ortada bırakmamak adına devam ettim " Güzel, en azından artık önümüzü görebiliyoruz." Tom kapıya sert bir yumruk daha geçirirken sinirle küfretti. Paul Tom'un sırtını tuttu ve onu sakinleştirmek adına "En azından bu iyi bir başlangıç." dedi. Onu destekleyerek devam ettim "Deamon'ı bulmalıyız."  feneri merdivenlere tutarken plan yapmaya devam ediyordum "bizi buradan çıkarabilecek tek kişi o." Ya da bizi burada tutan kişinin ta kendisidir diye geçirdim içimden. Merdivenlere adım atmaya hazırlanırken David önüme geçerek beni engelledi "Takım olmalıyız Nora" diğerlerine de hafif bir el hareketiyle buraya gelmelerini işaret etti "Fazla zamanımız yok, nereden erzak bulabileceğimizi bile bilmiyoruz. Süreyi kısaltmak için dağılmalıyız."

Önümden çekilmesi için onu ittim "Farkında değil misin, şu an hepimiz bir arada kalmalıyız. Yeniden birilerinin ölmesini mi istiyorsun?Tanrım cidden hiç korku filmi izlemedin mi?" Bağırdığım için karnımdaki dikişler canımı yakmıştı, acıyla inledim. David elleriyle yüzümü sarıp konuşmaya devam etti "Bu bir korku filmi değil Nora, bana güvenmen gerekiyor hiçbir şey olmayacak." Teni tenime uzun süredir ilk kez dokunduğu için beni sakinleştirmeyi başarmıştı.

Tanrım onu özlüyordum, olabilecek her anlamda. Dokunuşu beni rahatlatmış, söylemek istediğim her şeyi boğazımda bir yumru olarak bırakmıştı. Tüm dünyada bana iyi gelen tek insanın David olduğunu biliyordum ve ona asla karşı koyamıyordum.

Paul beni David'in sıcak ellerinden uzaklaştırarak toparlanmama yardım etti, fazla zamanımız olmadığını ben de biliyordum. Burada yemek bulamazsak eğer kısa sürede ölebilirdik. Paul, David'i destekleyerek konuştu "Hiçbir şey olmayacak Nora, bir aradayız tamam mı, kimsenin bir yere kaybolduğu yok. Deamon'ı bulacak ve buradan defolup gideceğiz."

David , Paul'a beni yatıştırdığını düşündüğü için minnetle bakıp planını açıklamaya devam etti "Ben tek başıma alt kata iniyorum" onu durdurmak için ağzımı açtım ama sesini yükselterek beni susturdu "Tom sen üst katlara , kaldığımız odalara bak, Danny sen yemekhaneyi ara ve Paul" David'in gözü Paul'un beni tutan ellerine kaydı" sen burada kızlarla kal."

HotelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin