Tek yapabildiğim şey Tom ve David'in arkasındaki siyah gölgeye bakabilmekti. Tom ve David beni kaldırmaya çalışırken ben sadece bana bakan o garip şeye bakıyordum. Karaltı elini havaya kaldırdı ve arkadaki duvara '' SON'' yazdı. Ben hala olayın şokundayken karaltının biraz ilerisindeki Lily uyandı ve uyanmasıyla birlikte karaltı yok oldu. Tom en sonunda beni hafaya kaldırdı ve yüzüme yediğim şaplakla kendime geldim . Kendime geldiğimde herşey normaldi, David gözlerimin içine bakıp ''iyimisin'' diye sorarken, Tom eliyle gözlerini kapamış düşünür pozisyonda oturuyordu. Lily, emekleyerek Sebastian'ın yanına yaklaştı ve ağlamaya başladı. Birkaç dakika sonra bize baktı ve bağırarak ''sıra ne zaman bize gelecek ?'' dedi. Sinirlendiği her halinden belliydi çünkü, ağlarken arada gülüyordu. Tom elini gözlerinden çekti ve '' Bilmiyorum, hiçbirşey bilmiyorum, buradan ne zaman çıkacağımızı , sıranın bize ne zaman geleceğini , ve herkesin nereye kaybolduğunu bilmiyorum.!! '' dedi. Ben sadece ağlıyordum , David ise camdan aşağı bakıp, garip bir tempoyla kafasını cama vuruyordu.
Maria, elini David'in çiziklerinde gezdirirken. David'in nefes aldığını gördüm, ama titriyordu. Tıpkı Paul'un titrediği gibi. Bağırarak ''çabuk buradan çıkmalıyız'' dedi. Herkes bana çok garip bakıyordu ama sonra benim baktığım yere bakınca olayı anladılar. Tom koşarak Lily'yi kaldırdı ve hepberaber dışarı çıkıp odanın kapısını kilitledik. David duvara sert bir yumruk attı ve birazda olsa sakinleştiğini gördüm. Bize dönüp '' şimdi ne olacak ?'' dedi. Tom kafasını bilmiyorum anlamında salladı. Lily ise ağlamaya devam ediyordu. Umutsuz bir şekilde '' Yeniden deneyelim , lütfen yeniden deneyelim'' dedim. David beni kolumdan tuttu ve aşağı indik. Tom ve Lily ' de peşimizden geliyordu. Otelin ana kapısına geldiğimizde, Tom ve David tekrar , tekrar ve tekrar kapıyı açmayı denedi ama sonuç başarısız.
Lily'nin yanına çömeldim ve başımı omuzuna yasladım. Olanlara hala anlam veremiyordum, en önemliside kaybolanlara ne olduğuydu, nereye kayboluyorlardı ?. Biraz düşündükten sonra Danny'nin bize yemmekhanenin arkasında bir ambar olduğunu söylediği aklıma geldi, belki orada saklanıyorlardı. Düşüncelerime dışa vurdum ve '' Ambar'' diye bağırdım. Tom ve David bana bakıyordu ama gözlerindeki korkudan, ne düşündükleri anlaşılmıyordu. Tom biraz daha düşündükten sonra ''oraya giremeyiz'' dedi. Kaşlarımı çatarak ''neden'' diye sordum. David söze karışarak '' Danny'nin dediklerini unuttunuzmu?'' dedi. Umutsuzca ''unutmadım ama hatırııyorsanız Deamon hep yemekhane'nin arkasında takılırdı. Belki hala oradadır veya Ambar'ın arkasında başka bir kapı vardır'' dedim. David, Tom'u koluyla dürttü ve David bize dönerek '' ama kapı açılmazsa geri dönücez '' dedi.
Yavaş adımlarla yemekhane'nin kapısına doğru ilerledik. Danny'nin dediği gibi kapı kilitliydi ve Danny bize kapının anahtarının nerede olduğunu söylememişti. David, '' kapı açılmıyor artık gidebiliriz'' dedi. Elimle David'e dur işareti yaptım ve Tom ' a bakarak kafamla kapıyı işaret ettim. Tom biraz geri çekilde ve sonra koşarak omuzuyla kapıya vurdu....
Tahmin ettiğim gibi kapı açılmıştı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hotel
Horror"O sesi sen de duydun mu?" Karanlık koridorda yönümü bulmak için duvarlardan yardım alırken korkuyla sormuştum bu soruyu. "Burası otel" demekle yetindi ,benim aksime fazla rahat davranıyordu "burada sesler olması fazlasıyla normal." Cevabı üzerine...