İşte orada dedi... En sonunda tüm cesaretimi toplayıp arkamı döndüğümde, tüm bedeniyle bana bakan Sebastianı gördüm. Deamon beni kollumdan tutuncaya dek ona doğru yürüdüğümü anlamamıştım bile. Herşeyiyle normal gözükoyordu, eski arkadaşım Sebastian gibi. Tüm vücudum ona doğru hareket etmek isterken beynim bunu yapmamam için beni uyarıyordu. Gözlerim sadece onun ıssız gözlerine sabitlenmişti. Deamon beni çekmeye devam ederken, onu itmeye çalışıyordum ama bir gıdım bile hareket etmiyordu. Neden ona doğru gitmek istediğimi bilmiyordum, sadece istiyordum. En sonunda kendime geldiğimde Sebastian'ın orada olmadığını gördüm. Olduğum yerde kaldım ve ellerime baktım, titriyordum.
Deamon kulağıma eğilip ''bunlara alışmalısın''dedi. Ne demek istediğini anlayamadım ama üstüne gidecek kadarda halim yoktu. David'in yanına gittim ve yere çöktüm. Lily'nin yorgun olduğu gözlerinden anlaşılıyordu. Gözleri bir açılıp bir kapanıyordu. Deamon'da benim yaptığımı yapıp David'in yanına çömeldi. Kafamı çevirip David'e baktığımda onda garip birşeyler olduğunu anlamıştım. Boynunda, tıpkı Deamon'un bay Jacke'nin boynunda gördüğü gibi bir ısırık izi vardı. Eliyle izi kapatmaya çalışıyordu ama işe yaramıyordu. O uğraştıkça iz daha çok kanıyordu. David yarasını bir daha tutmaya tenezzül ediyorduki kolunu havada yakaladım. Korku dolu bir ifadeyle bana dönüp ''açıklayabilirim''dedi. Yüzü garipti, lütfen korktuğum şey olmasın. Gözümden bir damla yaş aktı ama aldırış etmeden ''ne oldu?''diye sordum. Anlatmaya başladığında sadece kayan göz bebeklerine odaklanabilmiştim ;
''Buraya girdiğimizde herşey normaldi, taki şu lanet olası odayı keşfedene dek'' dedi. Göz bebekleri bir gelip bir gidiyordu, yarası daha çok kanamaya başlıyordu. Ondan biraz uzaklaşarak ''devam et''dedim.Derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti ;
''O odaya girdiğim anda boynumda garip bir ağrı hissetim ve vücudum beni odanın duvarına doğru yönlendirdi. Elimi kaldırdım ve duvara dokundum, ruhumun bir anda içimden çekildiğini hissetim ama elimi hiçbir şekilde çekemiyordum. Beynimden, buraya geldiğimizden beri kaybolan kişilerin hepsinin yüzü geçti ve hepsi bana bir şey anlatmak istiyormuş gibi bakıyordu.''dedi.
Yarası iyilişmeye başlayınca bunun korktuğum şey olduğunu anladım. Hala ağlıyordum çünkü artık başka birini daha kaybetmek istemiyordum. Ama artık çok geçti göz bebekleri artık dönmüyordu , beyaz olduğu gibi kalmıştı, teni beyazlaştı, bacakları dönmeye başladı ve ninniyi mırıldandı. Deamon ve Lily şaşırmış bir ifadeyle David'e bakıyordu. Deamon sert sessiyle ''arkanıza bakmadan koşun'' deyince. Kendimi şaşkınlığın içinden çıkarıp Tom'un çıkış yolunu bulmak için gittiği yola doğru koşmaya başladım. Duyduğum çığlık sesslerine aldırmadan koşuyordum. Lily ve Deamon'un ayak sesslerini duyduğumda yavaşladım, nerede olduğumu bilmiyordum.
Lily bir arkadaşını daha kaybetmenin verdiği hüzünlü sesle ''artık çıkmak istiyorum''dedi. Lily'nin yanına gittim ve ona sıkıca sarıldım,''merak etme bebeğim en kısa zamanda buradan çıkıcaz, sen ben ve Deamon çok mutlu olucaz''dedim.Dediğimin tek kelimesine bile inanmıyordum ama Lily'nin ağlamaması için herşeyi yapardım. Lily burnunu çekti ve ''beni bırakmayacağınıza söz verin''dedi. Deamon tapılası yeşil gözleriyle bana baktı, gözlerimiz kesişti ve aynı anda ''söz veriyoruz''dedik. Sözümüz Lily'yi rahatlatmış olacakki ağlaması kesildi. Ne yapacağımızı bilmiyordum, bir yol bulmalıydık. Deamon bulunduğu yeri incelemeye başladı, bende ona eşlik ettim. Yerlerde tıpkı odadaki tuvalette gördüğüm gibi simsiyah ayak izleri vardı. Deamon'a baktım ve ''bu ayak izleri ne '' diye sordum. Bana döndü derin bir nefes aldı ve ''onların burada olduğunu gösterir''dedi. İçim karıncalanmaya başlamıştı, onlarla tekrar karşılaşmaya hazır değildim.
Lily endişeli bir sesle ''birşey yapmalıyız, hemde hemen!'' dedi. Deamon sesiini yükselterek ''ne yapmamızı bekliyorsun''dedi. Deamon'a dirseğimle vurduktan sonra ona bağırma diye uyardım. Deamon ağzını oynatarak özür diledi. İkisininde korktuğunu biliyordum ama Lily'nin söylediği gibi gerçekten birşey yapmalıydık. Arkamdaki dolabı yokladım ve iki tane çekiç, iki uzun sopa ve bir kutu bant buldum. Bunlara ilave olarak temizlik malzemeleri birkaç su şişesi ve sandviçler vardı. Hep beraber birbirimize baktık ve birşeyler düşündük. Ben sandviç ve su şişelerini çantama doldururken, Lily Deamon'un yardımıyla çekiçlerin uçalarını yerlerinden çıkarıp bantla sopaya yapıştırıyorlardı. Hazır olduğumuzda hep beraber ayağa kalktık ve tahmin ettiğimiz çıkış yoluna doğru yürümeye başladık. 15-20 dakika sonra yolumuz genişlemeye başlamıştı bu çıkış yolu olabilridi, değilmi?. Yürüdüğümz yolda siyah ayak izleri artmaya başladı , ama beni korkutan bu değildi, beni korkutan çığlık seslerinin artması ve bize daha çok yaklaşması oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hotel
Horror"O sesi sen de duydun mu?" Karanlık koridorda yönümü bulmak için duvarlardan yardım alırken korkuyla sormuştum bu soruyu. "Burası otel" demekle yetindi ,benim aksime fazla rahat davranıyordu "burada sesler olması fazlasıyla normal." Cevabı üzerine...