LEON
Hayatımın zorluğundan yana kolay olan yanlarını düşündüm, düşündüm... Aslında hayat bana karşı hiç bu derece kolay gelmemişti. Düşünün ki; rüyanız da hayatınızda 1 kere bile görmediğiniz birini görüyorsunuz ve büyüleniyor aynı zamanda o birini aklınızdan çıkaramıyorsunuz. Aradan 1 gün, yani diyorum ki 1 gün sonra bu kişiyi gerçekte görüyorsunuz. Kanlı, canlı... Hemde çok yakınınız da, komşu olarak...
Akla, hayale sığacak gibi değil. Bunu bana herhalde 1 veya 2 gün önce "... böyle bir olay yaşayacaksın Leon" deseler, affedersiniz ama kıçımla güler, dalga geçerdim.
Uzunca bir nefes aldım camdan o eve bakarken... O kızı görebilmeyi umdum tekrar ama olmadı.
Adı "Hilal" demek...
-Oğlum?
Annemin seslenişi ile irkildim, odanın kapısından hızlıca yanıma ulaştı. Sanırım hiç duymayacak kadar dalmışım... Camı bırakıp yatağa oturttum kendimi.
-Tam yarım saattir sana sesleniyorum. Bir şey oldu sandım... Ay oğlum senin betin bezin atmış, ne oldu?
Ne olduğunu anlatsam ne der diye düşündüm fakat erken davranmak istemedim. Yanıma oturdu endişeli ve üzgün bir halde... Bende hemen ellerimin arasına ellerini aldım.
-Güzelim... Bir şey yok. Hava çarptı belli ki.
-Oy benim canımın içi, oğluşum. Evi halledeyim de ben sıcak şeyler yapayım sana.
Ellerini öptüm.
-Beraber halledeceğiz. Hadi ben odalara bavulları getireceğim şimdi...
Deyince ayaklandı
-Tamam oğlum. Ben bir diğer odaya bakayım.
-Anne?
-Efendim kuzum?
-Ben bu odada kalmak istiyorum. Senin içinde sakıncası yoksa tabi?
Tekrar geldi ve yanıma ilişti.
-Oğlum tabi ki, nereyi istersen orada yatabilirsin.
Deyip alnıma öpücük kondurdu.
-Teşekkür ederim
Gülümsedim ona kocaman. Sonra oda saçlarımı okşadı ve kalkıp diğer odaya doğru yürümeye başladı. O gittikten sonra yüzümü avuçlarımın içine aldım, saçlarıma kadar sıvazlayıp gerildim.
Kendimi tekrar camdan o eve bakarken buldum. Acaba yanlış görmüş olabilir miyim diye düşünürken karşı ki üst taraf camdan onu gördüm. "Tabi ki de gerçek" dedi hayat bana resmen! Kitap okuyordu sanırım fakat ne okuyordu acaba... Artık ona bakmayı bırakmam lazımdı. Bavulları getirmeliydim. "Nasıl olsa artık buradayım" diye düşünerek sırıttım ve camı kapattım. Derin bir nefes aldım ve kendimde olduğuma emin olup odanın çıkışına doğru ilerledim.
Sabah geldiğimizden bu yana saat 9:30'u gösteriyordu. Annem ile evin yüzeysel olarak her yerini hallettik. En son odalarımızda eşyalarımızı yerleştiriyorduk.
Ben en son iç çamaşırlarımı da yerleştirdikten sonra ılık bir duş ihtiyacı hissettim. Kafamı kaşıyıp elime havlumu ve diş fırçamı aldım. Banyoya doğru gittim. Sonrasında üzerimde ki her şeyi çıkardım ve duş kabinine girdim ardından kabini kapattım. Bir yandan bugün yaşadıklarımı düşünürken bir yandan da suyu açıyordum ki buz gibi suyun tenime akmasıyla yerimde sıçradım ve kafamı kabine vurdum.
-Ah!!!
Salak kafa! Daha eve yeni geldin, "kombisi çalışıyor mu, suyu akıyor mu" diye düşünmeden dalıyorsun banyoya, böyle çarparsın kafanı işte! Salak kafa!..