Resim var:) şarkı var sakin bir parça değil gece gece tavsiye etmem :) keyifli okumalar:)
Ona bakarken zorla eğilip ayakkabı giymeye çalıştım. Kafayı yemiş olmalıydım. Ayakkabılarımı giydikten sonra
yavaşça doğruldum. Önden yürümeye başlayınca arkasından kısa bir süre baktım. Sonra derin bir nefes alıp kapıyı kapattım. Onu takip ederken saatime bakıyordum.
Sadece bir saat sonra geri dönecektim. Onun yanına yaklaştığımda bana göz ucuyla baktı. Kısaca ingilizce bilip bilmediğimi sorduğunda çok az derken elimle işaret yaptım. Dudağının kenarında bir gülümseme oluştu. Bu kötü müydü yoksa iyi miydi anlayamadım. Sadece yürüyorduk. Ben etrafıma bakınırken nereye gideceğimizi merak ediyordum.
Bir şeyler mırıldanmaya başladığında ellerini ceplerine soktu. Şarkı söylediğini anladım. Bu kesinlikle saçmalıktı.Yürürken neredeyse on dakika daha geçmişti. Durmadan ya sağa ya sola dönüyorduk. Kuzey Amerika Kaliforniya eyalatindeydik. Gezilcek yerleri biraz araştırmıştım. Ama buranın tam olarak neresi olduğunu bilmiyordum.Her sokak başı kalabalık insan toplulukları beni bunaltmıştı.
Onun kolundan tutup beceriksizce nereye gideceğimizi sordum. Kafasıyla bir yeri gösterdiğinde " Ne bar mı!" Diye kızgınlıkla bağırdım. Daha yaşımız bile tutmuyordu. Hem burası Amerikaydı! Ne olacağı hiç belli olmazdı. Hayır anlamında kafamı iki yana salladım. Beni kolumdan tuttuğu gibi sürüklemeye başladı. Yolun ortasında resmen çığlık atıyordum ama kimse beni takmıyordu.
Arka kapıdan adamlara selam verip rahatça içeri girmemize ağzım açık kalmıştı. Yaşımızı bile sormamışlardı. Bu çocuktan kurtulmak istiyordum yoksa başıma her şey gelebilirdi. Ama kolumu o kadar sıkı tutuyordu ki kurtulamıyordum.İçeri girdiğimizde müzik sesi çok yüksekti. Yoğun sıcaklık yüzüme sert bir şekilde çarptı. Ter ve alkol kokusu burnumun direğini sızlatacak kadar berbattı.
Beni sakin bir yere çekip beklememi söyledi. Ona o kadar sinirli bakıyordum ama bakışlarından taviz vermedi. Yanımdan ayrıldığında geriye doğru kabuğuma çekilir gibi masanın arkasına geçmiştim. Korkuyordum. Etrafıma bakarken gördüğüm iğrençlikler miğdemi bulandırıyordu. Kesinlikle burası daha serbest bir ülkeydi. Birden müzik kesildiğinde herkes bir tarafa doğru bakmaya başladı.
Bende kafamı çevirip o tarafa baktım. Bir müzik grubunun çıktığını anladığımda arkada elektro gitarıyla adını bile öğrenmediğim yanımdaki dövmeli çocuğu gördüm. Bana göz kırptığında dudağının kenarında küçük bir gülümseme oluştu. Mekan yavaş yavaş dolarken kızlar hayran hayran gruba bakıyordu.
Daha ne olduğunu anlamadan şarkıya gitar solosuyla o başladı. Ona bakarken ağzım hayretten yavaş yavaş açıldı. Mükemmel çalıyordu. Parmaklarının gitarda gezinişi inanılmazdı. Pek bu tarz şarkıları sevmesemde hakkını vermek lazım bazıları kendine hayran bırakıyordu.
Çalarken bana bakması hoşuma gitmişti. Kendimi yalnız hissetmiyordum. Ve bir sürü hayranı var gibi görünüyordu.Şarkı söyleyenin garip bir tarzı vardı. Hayatımda ilk kez böyle bir şeye şahit oluyordum. Ayağımla ritim tutarken gülümsemeye başladım. Herkes şarkıyı bildiği için bağırıyordu.
Bazı yerler sadece haykırmak içindi. Madem geldim sinirimi atmak için birebirdi. Arada bende diğerlerine eşlik ederken o bana bakıyordu. Bu halim komik olmalıydı. Biliyorum. Her bağırdığımda gözlerim doluyordu. Şarkı devam ederken boş bir oturacak yere kendimi atıp saçlarımı ellerimin arasına aldım.
" Seni özlüyorum. Ve seni son kez göremediğim için o kadar içim acıyor ki! Buraya geldiğimden beri beni bir kere bile aramadın!" Kendi kendime öfkeyle bağırıyordum. Onlar bütün şarkılarını bitirene kadar oturduğum yerden kalkmadım. Gecenin sonunda birisinin dürtmesiyle kafamı kaldırdım. Gözlerimin ağlamaktan şişmiş olduğunu biliyordum. Gidelim der gibi kafasıyla işaret verdi.
