Resim Durukan:) ( Müzik var ) dinleyebilirsiniz:)
Nisa
Yatağa kendimi yavaşça bıraktığımda onun yataktaki kokusunu içime çektim. İçim içimi yiyordu ama Alper tarfından zorla eve gönderilmiştim. Doğru düzgün uyumamıştım kaç günden beri. Durukan'la ilgili duyduğum şeyden sonra uykusuz kalmıştım. Şimdi o yoktu. Çarşafı elimle kavrarken sinirle bağırdım. " Aptal çocuk!" Onun şuan yanımda olmasını istiyordum.
Bana sarılıp uyumasını özlemiştim. O gün kendimden uzaklaştırmıştım. Şimdi bana daha uzaktı ve tehlikedeydi. Onun başını koyduğu yastığı alıp sıkıca sarıldım. Bu çocuk benim bütün yaptığım haraketlere pişman olmama neden oluyordu.
Şimdi o maviş gözleriyle bana bakmalıydı. Cole'ün adını duyduğunda sinirlenmeliydi. Onun üstüne çıktığımda ellerini vücudumda gezdirip o sırıtışını yapmalıydı. Gözlerim sulanmış boğazıma bir yumru oturmuştu. Ondan ayrı kalmak çok zordu.
Yastığa göz yaşlarımı akıtırken " Şuan yanımda olsan bile yeter daha fazlasını istemiyorum. Sessizliğin bile benim için büyük bir varlık. " sesim ağlamaklı ve fısıltıyla çıkıyordu. O çocuğun beni öpmesine izin vermemeliydim. Kendimi o kadar suçlu hissediyordum ki kendimden utanıyordum.
Birden santrançta kazandığım an aklıma geldi. Koşup onun boynuna sarılmıştım. Yine olsa yine yapardım. Ve beni öptüğü o an. Kalbim nasıl deli gibi çarpıyordu. Çünkü onun sevgilisi olmuştum. Çünkü artık beni arkadaş olarak görmeyecekti. Hala büyük bir sınavdaydım. Durukan'la deneniyordum. O kadar uğraştıktan sonra ona sahip olduktan sonra şimdi bir diğer zorlu bir sınava daha girmiştim.
Ne kadar dayanabileceğimi bilmiyordum. Daha ne kadar canım yanacaktı. Şimdi onun için canım yanıyordu. Ona bir şey olacak diye içimi o kötü duygular kemiriyordu. Yarın her şey düzgün olmalıydı. Bütün tapuları ve senetleri her şeyi götürecektik. Bunu yapmak istemiyordum. Durukan tekrar sıfıra dönecekti. Tekrar o acı hayatı yaşaması o zorlukları çekmesi...
Derin bir iç çektim.Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştığımda düşünmemeye odaklandım. Uyuyup yarın onu geri alacaktık.
...
Sabah kalkar kalmaz ilk işim hazırlanmak oldu. Alper'in verdiği takıları takarken bunları neden verdiğini anlayamamıştım. Sadece güzel görünmemi istediğini söyledi. Gözleri hüzünlü bakıyordu o zaman. Kime güzel görünecektim ki. Evden çıkmadan son kez kendime baktım.
Alper beni almaya gelmiş kapıda bekliyordu. Ona kızgınlığım neredeyse hiç kalmamıştı. Yaşadığımız tatsız olayları unutmuştum. Ama yine biraz olsun bir şeyler vardı. Arabaya bindiğimde beni inceledi. Önüme baktığımda belgeler orada duruyordu.
" Bütün hepsini aldın mı? Bu yaptığımız doğru mu?" Alper kaşlarını çattı. " Doğru değil ama tek seçenek. " Alper arabayı çalıştırıp yanından bir şey alırken belindeki silahı görünce endişeyle " Bu silahta ne!" Dedim birden. Alper zorla bana gülümsedi. " Olurda bir şey olursa..." Cümlenin devamını getirememişti.
Silahlı bir çatışma olmazdı değil mi? Yani bu çok korkutucuydu. Yutkunup önüme döndüm. " Umarım o silahı kullanmazsın!" Sesim kızgın çıkıyordu. Mekana vardığımızda iyice gerildim. Avuç içlerim yumruklarımı sıkmaktan terlemişti. Arabadan inip yürürken ayaklarım zorlanıyordu. " Nisa sakin olmalısın. Güçlü dur." Omuzlarımı dik tutmaya çalıştım ama geri düşüyordu.
Alper elindeki kağıtlara bakarken yutkundum. " Bir aksilik çıkmayacak değil mi?" Alper bilmiyorum dercesine gözlerimin içine baktı. İçeri girdiğimde adamlar dört bir yanı çevrelemiş gözleri bizim üstümüzdeydi. " Polisi arasak daha iyi değil miydi?" Diye fısıldadım. Sesim neredeyse hiç çıkmıyordu. " Bunun daha tehlikeli olacağını tahmin etmelisin Nisa. Şimdi susmalısın." Durukan'ı gördüğümde içim birden çok kötü oldu. Yüzünü resmen dağıtmışlardı. İçimden küfrederken Durukan beni görünce gülümsedi.