Alper
Remzi babanın mekanına geldiğimizde arabadan inmiştik. Durukan yine ellerini ceplerine sokmuş sakin bir şekilde yürüyordu. İçeri girdiğimizde Remzi baba tekerlekli sandalyesinde oturmuş kahvesini yudumluyordu. İyice yaklaştığımızda derin bir nefes alıp " Bu yaptığımız doğru mu?" dedim sinir olmuş bir şekilde. Bir kızı piyon olarak öne sürmek canımı sıkmıştı.
" Alper bunu yapmak zorundaydık. O adamı bulmak istiyorsan birisini öne sürmeliydik. Sadece bu şekilde bir şeyleri öğrenebiliriz." diye cevap vermişti.Elimi saçlarımın arasına soktum.
" Bile bile kızı ateşe attınız! Bu çok manyakça bir şey! Beni de buna alet ediyorsunuz!" Sesim yüksek çıkınca kendimi toparlamaya çalışmıştım.
" Durukan ona bir şey yapmayacaklarına bu kadar emin misin!" Birden Durukan'a döndüm. Durukan yüksek bir tabureye oturup gözlerimin içine bakarken cebinden anahtarı çıkardı. Yavaş yavaş anahtarı çevirirken gözleri ona kaydı.
" Ne kadar bekleyeceğiz?" İkisinin böyle durması beni sinir ediyordu.
" Arayacaklar. Başımda dikelmeyi kes ve otur. Düzgünce konuşalım."dedi.Ben mi çok endişeliydim?
" Durukan bir şey söylesene!" diye bağırdığımda kilidi cebine koydu.
Ellerini kaldırdı." Bir şey olmayacak. Olursa ben kendimi ortaya koyarım. Çok boş konuşuyorsun. Belki ölümüm senin elinden olur." Durukan gülümserken betim benzim atmıştı.
"Saçma saçma konuşmayı kes!" Kendinden nasıl bu kadar emin olabiliyordu. Çıldıracaktım.
" Şu kilidin ne olduğunu buldun mu?" Kafasını hayır anlamında salladı.
" Hepiniz buradayken beni dinleyin." Yaşlı adam boğazını temizleyip bize seslendiğinde ona döndük.
" Benim fazla zamanım kalmadı. Yerime Durukan'ı geçireceğim." Bir anda bunu duyunca küçük çaplı bir şok yaşamıştım.
" Durukan daha çocuk..." derken yaşlı adam sert bakışlarıyla sözümü kesti.
" Alper senin koruman gereken kızım ve torunum var. Sana bir şey olmasını istemiyorum. " yaşlı moruk konuşmuştu yine.Durukan'a baktığımda bana gülümsedi.
Sorun yok bakışı atarken " Durukan'ın da bir ailesi olacak. Onunda koruması gereken kişiler var. Onun hayatını neden hiçe sayıyorsun?" Diye sesimi sakin tutmaya çalıştım.Yaşlı adam gülümsedi.
" Tam tersine onun hayatını böyle koruyabilirim. Sen ona yardım edeceksin. Herkesin Durukan'dan korkmasını istiyorum. Onu güçlü bir statüye getirmek istiyorum. Onun buna ihtiyacı var. Tek tek götürüp hepsiyle tanıştıracağım. " buna sevinsem mi üzülsem mi bilememiştim.Yaşlı adam belki onu koruma fikrindeydi ama bu bana akıllıca gelmiyordu.
" Remzi baba..."sıkılarak bunu söylediğimde yaşlı adam birden bağırdı.
" Karı gibi çenen var susta dinle!"dedi. Durukan bana sırıtırken ona ters bir bakış attım.
" Durukan yarın bir çok yeri gezeceğiz. Bu demek oluyor ki Nisa'nın orada kalma süresi biraz uzun sürecek. Bu sorun olur mu?" dedi yaşlı adam kendinden emin bir şekilde.
Durukan uzun bir süre düşündükten sonra elleriyle " Sorun olmaz efendim."demişti hemen.Bu söylediği şeyle bu sefer ensesine ben bir şaplak yapıştırdım.
" Oğlum kızla oyun mu oynuyorsun! Hangi adam sevdiği kadını bu kadar rahat onların eline bırakır?" sesim sert çıkmıştı.Durukan yavaşça ayağı kalktı.