Pislik Herif

905K 31.4K 5.8K
                                    

Resim var:)

Nisa

Durukan'dan yavaşça ayrıldığımda üstüne baktım. " Gelinliği buraya bıraktım. Her şey için teşekkürler. Artık gitsem iyi olacak." Dediğimde Durukan gözlerimin içine baktı. Ellerini yavaşça kaldırıp " Gitmeden benimle satranç oyna." Dedi kararlı bir şekilde. " Durukan hadi ama seni ne zaman yendim ki! Her zaman kaybediyorum. " Durukan gülümsedi.

" Üstümü değiştirip geliyorum. Sen otur oraya oynayacağız." Ayağa kalktığında ona dikkatlice baktım." Şey oynamadan önce şu saçlarımı yıkayıp gelsem?" Tamam anlamında başını sallayıp bana başka bir banyo gösterdi. Havluların yerini de gösterdikten sonra o üstünü değiştirmeye gittiğinde bende saçlarımı iyice yıkayıp duruladım. Havluyla kurulayıp havluyu bir köşeye bırakmıştım. Makyajımı da güzelce temizledim. Kendimi daha rahat hissediyordum.

Sonra gidip satranç masasının sandalyesini çekip oturdum. Durukan daha ortalıkta yoktu.Bugün çok iyi düşünüp onu yenecektim. Aklını karıştırırsam belki düşünmesini engelleyebilirdim.

O geldiğinde kollarımı sıvadım. Durukan'ın eşyaları büyük gelse bile rahattı. Bu beni daha iyi hissettiriyordu. Durukan karşıma geçip ellerini kaldırdı " Evet kazanırsam bir şey isteyeceğim. Sen kazanırsan ..." Bir anda ellerini durdurdu. Başla anlamında kafasıyla işaret edince " Benim kazanamayacağımı düşünüyorsun öyle mi? Görürsün." O başladığında yavaş yavaş taşlarımızı ilerletiyorduk.

Onunla oynamayalı gerçekten uzun zaman olmuştu. Durukan eskisinden daha hızlı oynayıp beni şaşırtıyordu. Ben hangi taşı oynatsam diye düşünürken o beni izliyordu. Bu sefer taşları düşünmeyi bırakıp Durukan'ı izlemeye başladım. Neyi oynadığımı önemsemiyordum.

Bir ara ikimizde durup birbirimizin gözlerinin içine bakmaya başladık. " Artık arkadaş değiliz." Diye fısıldadım. Durukan kaşlarını çattığında gülümsedim. " Arkadaş değiliz Durukan. Hiçbir zaman arkadaş olmadık." Mavi gözlerine dalmıştım yine. " Pekala neyi mi sevmiyorsun? " merakla sorup arkama yaslandım.

Gözlerini satranç tahtasına çevirip bir taş oynadı. Oynadığı taşı geri ittirdim. " Soruma cevap vermelisin." Durukan bir şey söylemeden tekrar taşını oynattığında bende bir daha geri ittirecektim ki elimi hızla kavrayıp beni kendine çekti. Kaşlarını çatmış bana bakarken nefes alış verişini yüzümde hissediyordum.

" Seni öpersem bana kızar mısın? Belki hissediyorsundur ama farkında değilsindir ." konuşurken gözlerim dudaklarına kaydı.

" Hatırlıyor musun seni satrançta yenersem bana bir şans tanıyacağını söylemiştin. " Durukan beni bıraktığında geri doğru çekildim.

Gözlerimin içine bakarken ellerini kaldırdı" Nisa bu evliliği kimse bilmeyecek. Hayatına normal bir şekilde devam edebilirsin. " ben neyden bahsediyordum o neyden bahsediyordu. Sinirle bir taş oynattığımda pencereden dışarı baktım. Bir ara gözüm saate kaydığında saat akşam dokuz olmuştu. Yarın Atakan'ın işlemlerini hallettikten sonra Durukan iki hafta olmayacaktı. " Durukan yaşlı adama güveniyor musun?"dedim birden.

Durukan uzun uzun bana baktı. Ellerini kaldırıp " Seninle konuştu değil mi?" Diye sorunca afalladım. Ağzım hafif açık kalmış ona bakıyordum. Gülümseyerek tekrar ellerini kaldırdı. " Bu hayatta hiç kimseye tam güvenmeyeceksin Nisa. Güveniyormuş gibi yapacaksın.Her zaman tetikte olmak zorundasın. En yakının bile asla güvenmeyeceksin. Sana tavsiyem. Sırlarını kimseyle paylaşma . " o konuşurken onu inceliyordum.

Bu konuda haklıydı. Düşünceler değişkendi.Ben hiçbir şeyden etkilenmem diyen yalan söylüyordu. İnsanlara güvenirsin sonra bir bakmışsın fikirleri seninle tamamen zıt olmuştur. Bazen sadece güveniyor hissi vermek zorundasındır. Hayatta kalmak için.

SessizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin