Resim Durukan:)
" Geçen gün attığım dayak yetmedi galiba." Adam eğlenir bir tavırla gözlerini kısmış Durukan'a bakıyordu. Dudağındaki hafif gülüşü beni sinir etmişti. " Ben Alper'i kabul ediyorum. Senin gibi çocuklarla işim olmaz." Sinirlenip deli cesaretiyle ellerimi yumruk yaptım. Gözle kaş arasında adamın yüzüne yumruğu öyle sert geçirmiştim ki benim elimde açımıştı.
Elimi sallarken Durukan şaşkın şaşkın bana bakıyordu. " Gerisini halledeceğini düşündüm. " deyip zorla gülümsemeye çalışırken Durukan doğal bir şekilde sırıttı. Birden adamın yakasını hızla tutup ikinci yumruğu tam burnunun ortasına geçirdi.
Sonra ardı ardına yumrukları o kadar hızlı ve sert geçiriyordu ki adamın sağ çıkabileceğine emin değildim. Adamın burnundan kanlar akarken " Durukan dövülmeden öncede bu çeviklikte adamı dövmeliydin." Dedim.Durukan onu yumruklarken iyice soğukkanlı olduğumu fark ettim.
Sanırım fazla bela beni insanı olgunlaştırıyordu. Diğer adamlar hızla koridorun başından gelirken bu sefer endişelenmiştim. Ama yerde yatan adam eliyle işaret verip adamlarını durdurmuştu. O durdurunca Durukan da durmuştu. Adam öksürürken " Çekil üstümden. Bir daha düşüneceğim. " Durukan yavaşça doğrulurken elindeki kanları adamın üstüne sildi.
Sonra kalkması için yardım etti. Onları sessizce izliyordum. " Neden bütün adamların başına geçmek istiyorsun?" Adam burnundaki kanı yere sümkürürken bağırdı. " Biri şurayı temizlesin. Ve siz ikiniz benimle gelin." Bize seslendiğini anladığımda Durukan'a ne yapacağız gibisinden baktım. Başını onaylarcasına sallayıp sorun yok der gibi baktı.
Adam önümüzden yürürken yalpalıyordu. Durukan'ın yanına iyice yaklaştım. " Seninle tanıştığımdan beri hep bir şeylerin değişeceğini umut ediyorum. " fısıldarken önüme bakıyordum. Derin bir iç çekip koridordan sağa döndük. Barın içine girdiğimiz belliydi. Gündüz olduğu için hala açık değildi. Döşeniş şekli gayet iyi ve insan çekmek için birebir tasarlanmış gibiydi.
" Durukan aslında güçlenmeni bekliyordum. Teklifini kabul edebilirim ama senden istediğim bir şey var." Adamın sesi hala kısık kısık geliyordu. Önde giderken kanlı ceketini çıkartıp yanından geçtiğimiz adamlarına verdi. Bir odaya geldiğimizde " Oturun." Dedi sakince. Bizi odada baş başa bıraktığında " Tekrar onlara neden bulaştın ki?" Durukan ellerini kaldırdı.
" Arkadaki pislikleri temizlemek istiyorum Nisa. Neler döndüğünü bilmiyorsun. Küçük çocuklara zarar verip onları bir malmış gibi çalıştıran o kadar çok adam var ki gözlerine inanamazsın. Kimsenin benim gibi olmasını istemiyorum.İmkanım varken o çocukların düzgün bir hayat yaşamasını istiyorum. Kimse kötü bir yerde yetişmeyi hak etmiyor." Onun ellerini izlerken Durukan'la gurur duydum ama tehlikeliydi sonuçta. Bağlantılarını güçlendirmeye çalışıyordu bunu anlayabiliyordum fakat ona zarar gelmesine ne kadar dayanabilirdim ki?
Adam kapıdan girdiğinde ona baktım. Üstüne yeni bir takım giymiş ve kanlarını temizlemişti. " Seninle nasıl anlaşacağım Alper nerde?" Bunu duyduğumda adamın Durukan'ın konuşabildiğini bilmediğini anladım. " Ben yardım edeceğim." Dedim sakinliğimi koruyarak. Adam gülümsedi. " Sen kimsin küçük kız? " adam beni dikkatlice süzüyordu. Ama sesimi çıkarmadım.
" Her neyse konumuz bu değil. İstediğini yapacağım şartım var." Adam kararlı bir şekilde konuşuyordu. Durukan elleriyle " Teklifini söylesin." Dediğinde bunu adama ilettim. Adam derin bir nefes aldı. " Kızımla evlenmeni..." Daha o sözünü tamamlamadan hızla ayağı kalktım. Adam ne oluyor gibisinden bana bakıyordu. " Önce Durukan'ı tanıyın sonra teklifte bulunun!" Adeta burnumdan soluyordum. Kızıyla evlenmekmiş.