YOLCULUK

667 59 8
                                    

-Alo. Alo? Alooo!

-Aa alo. Aaa ben Selim Demir'i aramıştım da ben.

-Evet. Kim arıyor?

-Ben Hayal. Yeğeniyim.

-Hayal? Kızım Hayal sen misin?

-Benim amca,evet.

-Ah kızım? Valla ne yalan söyleyeyim hiç umudum yoktu aramandan. Çok şükür. Ne iyi yaptın. Nasılsın kızım? İyi misin?

-İyi iyiyim. Ben...

-Seni ihmal ettik kızım affet. Oralarda bir başına kaldın. Cenazede seni alıp birlikte dönmeyi düşündüm ama cesaret edemedim kızım. Yani senin de bir düzenin vardır dedim zorlamak istemedim.

-...

-Alo alo?

-Buradayım amca. Dinliyorum.

-Aramana çok sevindim yavrum. Nasılsın? Ne yapıyorsun? Bir ihtiyacın var mı?

-Aslında ben diyecektim ki yani eğer müsaitseniz ben gelmek istiyorum yanınıza.

-Tabii kızım ''Müsait misiniz?'' ne demek. Hemen gel. Hatta sana para göndereyim yol için. Pasaportun var değil mi?

-Var, evet. Daha önceden almıştım.

-İyi o zaman. Burası vize falan da istemiyor zaten. Ben paranı hemen havale ettiririm. Bir an önce gel.

-Peki madem. Siz de bu kadar ısrar ediyorsunuz...

-Kızım sen bana rahmetli ağabeyimden yâdigârsın. Zaten en doğrusu baştan beri buydu. Biz aileyiz kızım. Bir hesap numarası söyle de parayı hemen yollayayım.

-Tamam o zaman. Çok teşekkür ederim.

Doğrusu Hayal bu kadar sıcak bir konuşmayı beklemiyordu. Amcası kendiliğinden onun ziyareti için ısrar etmiş hatta yol masraflarını da üstenmişti. ''İyi bir adam galiba bu amcam?'' diye geçirdi içinden.

Ertesi sabah çok erken bir vakit küçük bir bavulla evden çıktı. İlk iş amcasının yatırdığı bütün parayı çekti hesabından. Kaşif'e giderken bindiği taksinin durağına doğru yürüdü. Göbekli ve bıyıklı şoför yine orada aracına yaslanmış duruyordu.

-Araba mı lazım?

-Evet, hava alanına gidiyorum.

-Tamam, ben götüreyim. Buyurun.

Şoför tanımamıştı herhalde. Şimdiki hali o gecekinden epey farklıydı. Siyah bir takım elbise giymişti. İnci küpeleri beyaz gömleğinin düğmelerini andırıyordu. Saçlarını sımsıkı bir topuzla toplamış, güzelliğini vurgulayacak şekilde makyaj yapmıştı. Şık ve alımlı görünüyordu.

Hava alanına geldiklerinde doğruca dış hatlar terminaline yürüdü. Mısır'a giden ilk uçağa binmek istiyordu. Heyecanlandığını hissetmeye başlamıştı. Mısır Hava Yolları' nın üç saat sonra bir uçuşu olduğunu öğrendi. Fazla düşünmeden biletini aldı. Üç saat çok uzun bir süre değil idi yurt dışı uçuşlarını beklemek için.

Henüz hiçbir şey yememişti. ''Kahvaltı etsem iyi olur.'' diye düşündü. Oyalanmak için de gazete ile dergi aldı yanına. Zaman ağır ağır da olsa geçiyordu işte. Sonunda vakit geldi.

Geçiş işlemlerini yaptırıp uçaktaki yerine yerleşti. Uçak havalanırken içinden bir şeylerin koptuğunu hissediyordu. Artık yükseklik korkusu mu yoksa bir bilinmeze gitmenin verdiği panik mi son yaşananların yorgunluğu mu karar vermek güç, bir an bayılacak gibi oldu. Uçak bulutların üstüne çıkana kadar geçen birkaç saniye ona çok çok uzun gelmişti. Ve şimdi gökyüzünde belki de yeni bir hayata doğru süzülüyordu.

''Doğru mu yaptım acaba?'' Bunu bir kez daha sordu kendine. ''Aman artık olan oldu. İşte Mısır'a uçuyorum. Hem ne demiş şair Ahmet Telli ''Ki serüvenler daima büyük aşklar / Ve büyük yolculuklarla başlar.''

Yine de şimdi yanında danışabileceği biri olsun isterdi. Kendini biraz Dövüş Kulübü' ndeki Edward Norton'a benzetti. Evet ya bir Tyler Durden olsa yanında fena mı olurdu! Yanında oturan yaşlı kadına baktı çaktırmadan. Kara gözleri sürmeli, uzun siyah ferace giymiş teyze dudakları kıpır kıpır sessizce dua ediyor gibiydi. Yaşlı kadına gülümseyip ''Bana da ancak böyle bir Tyler denk gelirdi zaten.'' diye düşündü.

İki saatlik yolculuğun büyük bölümü geride kalmıştı. Her geçen dakikada heyecanı da artıyordu. Hiç bilmediği bir ülkeye tek başına gelme cesaretini göstermişti. Bundan sonrası biraz şans biraz kaderdi. Amcası gerçekten telefonda söylediği kadar sevinecek miydi gelişine? Yoksa sadece beklenmedik bir akraba olarak mı görülecekti? Amcasının ailesi bu duruma ne demişlerdi acaba?

Hayal bunları düşünürken anonsla kendine geldi. Uçak inişe geçiyordu. Kaptan kemerlerini bağlamalarını söylüyordu. İşte yine o kalkıştaki mide bulantısıyla karışık panik duygusu başlamıştı. Gözlerini kapattı. Açtığında yerdeydiler artık. ''Her şey yolunda gitsin, lütfen.'' diye mırıldandı uçaktan inerken.





BÜYÜLÜ YAZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin