Tarih, yazının keşfiyle başlar. Kültür, yazı sayesinde hem kilometrelerce uzağa hem yüzyıllarca ileriye ulaştırılır. İnsanlığın çağlar boyu eriştiği bilgi yazı ile korunur ve paylaşılır. Belki de insanoğlunun en büyük keşfi olan yazı, duygu ve düşüncelerin köprüsüdür.
Hayal, başını karşı duvara çevirdiğinde diğer tanrılardan sanki daha özenli çizilmiş başka bir tasvirle karşılaştı. Vücudu genç bir erkek şeklinde, kafası ise uzun kıvrık gagalı bir su kuşunu andıran, mavi saçları geriye taranmış bu tuhaf tanrı da kimdi?
-Thoth, dedi Amir. Yazının Tanrısı.
-Yazının da mı tanrısı var? Hayal, şaşırmıştı.
-Yazının Tanrısı ulu Thoth. Tanrıların en bilgesi. Hiyeroglifi Mısır'a, yazıyı insanlığa armağan etti.
Hayal, duvara biraz daha yaklaştı. Thoth'un bir elinde bir parşömen kağıdı diğerindeyse...Evet evet, bir kalem vardı. ''Aaaa!!!'' küçük bir çığlık attı kendini tutamayarak. Birkaç turist kafasını çevirip ona doğru bakınca hemen sustu. Amir ise sadece ''Noldu?'' diye sormakla yetindi.
-Şey eee...Bir fare gördüm sandım da. Pardon.
-Neyse, önemli değil.
-Anlatsana Amir; bu Thoht ilginç bir tanrı galiba.
-Tanrı Thoht, bazı kaynaklara göre Ra'nın oğludur. Aynı zamanda onun danışmanıdır. Ayrıca Ay Tanrısı'dır. Osiris'in habercisi, tüm dillerin mucididir. Simya, astronomi, tıp, büyü ve bilgeliğin kurucusudur. Vicdan ve sezgi yoluyla beliren, ilham edilen kelamdır. Seth ile olan anlaşmazlıkta Osiris ve Horus'un haklı olduklarına inanarak onları desteklemiştir. Tanrılar arasındaki bu anlaşmazlığı kayda geçirerek tanrıların katibi de olmuştur. Horus'un gözü Seth tarafından parçalandığında Thoth parçaları toplar ve birleştirir. Fakat 64'e bölünen gözün bir parçası eksiktir. Onu da Thoth sihir yoluyla tamamlar. Bundan sonra Horus'un gözü, uzak görüşlülüğün ve bilgeliğin simgesi olur.
-Çok yönlü bir tanrı anlaşılan.
-Daha bitmedi. Thoth ölülerin ruhlarının yargılanmasında Osiris'e yardım eder. Tuttuğu terazinin bir kefesine Maat'ın tüyünü koyar. Diğer kefeye ise Ölüm Tanrısı Anubis, ölünün kalbini koyar. Eğer kalp ağır gelirse kötülükler fazla demektir. O zaman ruh ceza çekmek üzere yer altına gönderilir. Fakat hafifse gökyüzüne uçup yıldızlara karışır.
-Maat ne?
-Tanrıça Maat, Güneş Tanrısı Ra'nın kızıdır. Saçına tüy takmış kanatlı bir kadın olarak düşünülür. Bu tüy onun simgesidir. Yaratılmış evrenin düzenleyici gücü, doğanın yasasıdır. Firavunlar dahil tüm insanlar hatta tanrılar bile bu yasaya uymakla yükümlüdürler. Yoksa kozmik düzen bozulur. Maat'ın başlıca görevi de firavunların Yer Tanrısı Geb'in tahtına ne kadar layık olduklarını belirlemektir.
-Demek öyle...O zaman adaletle de ilgisi varmış Thoht'un.
-Evet, ama bence en önemli yanı yazıyla alakalı oluşu. Bazı kaynaklara göre aslında Atlantis'ten gelmiş bir bilgedir ve Atlantis'in kadim bilgisini Mısır'a getirmiştir. Büyük Piramiti o yapmış içine de yazıyla ilgili araç gereçleri koymuş, papirüsten kağıt yapmayı rahiplere öğretmiştir. Dikilitaşların birinde ve Napolyon'un Paris'e götürdüğü bir parşömende Thoth'un kitabından bahsedilir. Bütün insanlık bilgisi bu kitaptadır. Bu kitapta başka dünyaların sırları vardır. 3000 yıl belki daha da eskidir. Güneş, gök cisimleri, yeryüzü ve denizler bu kitapta yazılanlarla kontrol edilebilir. Ölüleri bile diriltmek mümkün olabilir. Yalnız bu kitabın lanetli olduğuna inanılır.
-Peki nerede bu kitap?, diye heyecanla sordu Hayal.
-Kitap kayıp. Thoth'un kötü kişilerin eline geçer endişesiyle kendi elleriyle yaktığı düşünülüyor. Bir rivayete göre de firavun kitabın gücünü kullanan asilerce öldürülebileceğini anlayınca yok etmiş.
İşler iyice ilginç bir hal alıyor diye düşündü Hayal. ''Dur bakalım daha neler duyacağız.'' diye mırıldandı.
![](https://img.wattpad.com/cover/99720966-288-k498324.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜLÜ YAZI
ActionYazı Tanrısı Thoht. Büyük Piramiti o yapmış içine de yazıyla ilgili araç gereçleri koymuş, papirüsten kağıt yapmayı rahiplere öğretmiştir. Dikilitaşların birinde ve Napolyon'un Paris'e götürdüğü bir parşömende Thoth'un kitabından bahsedilir. Bütün i...