Hayal ile Amir'in konuşması rehberin turistlere yukarıyı işaret etmesiyle kesildi. Kafalarını kaldırıp bakınca tavanın yıldızlarla süslenmiş koyu mavi bir gökyüzü olarak tasvir edildiğini gördüler. Tabii firavunlar konu olunca gökyüzü, astronomi, olmazsa olmazdı.
Rehberin dediğine göre tapınağın arka tarafı Tanrıça Hathor'a adanmıştı. İnek başlı tanrıça! Bolluk, bereket tanrıçası. İnsan yüzüyle yapılmış heykellerini görünce önce Hatşepsut sandı bunları Hayal.
-Hatşepsut, dedi Amir. ''Soylu kadınların önde geleni, öncüsü.'' demektir. Halkını tahtından daha çok seven tek firavun. Bir zamanlar ona bakmanın dünyadaki en güzel şeye bakmak olduğu söylenirmiş.
-Fazla bilinmemesi ne garip, değil mi?
-Ölümünden sonra üvey oğlu III. Tutmose onu unutturmak için çok uğraşmış. Hatşepsut'un adı tüm hiyerogliflerden silinmiş.
Duvarların birinin kenarında sıra sıra dizilmiş Mısırlılar önlerinde de firavuniçenin tasviri...
-Bak burada Hatşepsut, askerlerinin başında III. Tutmose'un çıkardığı ayaklanmalardan birini bastırmak için savaşıyor.
Hayal, çarşıdaki papirüsçülerin anlattıklarını hatırladı.
-Çok cesurca. Demek savaşa da katılmış. III. Tutmose, Hatşepsut'un kocasının dansçısı Aset'ten olan oğluydu değil mi? Onu kızlarından daha çok sevmiş. Öz oğlu gibi...O da Hatşepsut'a savaş mı açmış?
-III. Tutmose, babası öldüğünde daha çocukmuş. Hatşepsut rahiplerin sözleriyle tahta çıkabilmiş. Bir kadın olarak daha önce ve sonra Mısırlı kimse firavun olamıyor.
Hayal itiraz edecek gibi ağzını açmıştı ki Amir sözünü keserek devam etti:
-Kleopatra'yı diyeceksen o Yunan soyundan. Büyük İskender sonrası hükümdarlardan.
-Kleopatra Yunan mıymış? Enteresan...
Amir, başka bir resmi göstererek anlatmayı sürdürdü:
-Bak burada Hatşepsut veziri ve aynı zaman sevgilisi olan Servan ile birlikte. Servan'ın III. Tutmose tarafından öldürüldüğü düşünülüyor. Hatşepsut da ondan sonra ölüyor zaten.
-Hatşepsut'u da III. Tutmose mu öldürmüş?
-Hayır, bir görüşe göre Servan'ın acısıyla intihar etmiş. Ama büyük ihtimalle hastalıktan ölmüş.
Hayal, Hatşepsut için üzülmüştü. ''Sen kocanın başka kadından olan oğlunu kendi çocuğun gibi sev, hatta papirüsçülerden öğrendiğine göre kendi kızlarından daha çok sevmiş, sonra o çocuk gitsin sana isyan etsin. Yetmesin bir de sevdiğin adamı öldürtsün!'' diye düşünürken Amir yine konuşmaya başladı:
-Bak işte burada da rahipler Baş Tanrı Ra'nın sözlerini katiplere yazdırıyorlar. Ve yazılanlar gerçeğe dönüşüyor.
Hayal'in gözleri birdenbire fal taşı gibi açıldı.
-Ne? Yazılanlar gerçeğe mi dönüşüyor?!
Hayal'in heyecanına karşılık Amir sakince cevap verdi:
-Evet. Çünkü onlar Ra'nın sözleri. Her şeyi bilen ve olmasını sağlayan Güneş Tanrısı Ra...
Hayal bütün bu öğrendiklerinden çok etkilenmişti. ''Demek buraya bunun için gelmişim.'' diye düşündü.
-Rahipler, çok önemliydiler. Onlar tanrılarla konuşurlardı. Katipler de çok önemlidir eski Mısır'da.Çünkü onlar da rahiplerin sözlerini yazarlar. Dünyada ilk yazı yazanlar da onlardır. Tanrı Thoth yazının tanrısı olduğu gibi yazıyla uğraşanların da tanrısıdır. Yazılı metinlerin ve katiplerin koruyucusudur.
''Ben de yazı sayesinde buraya kadar geldim. Beni de koruyor olabilir mi acaba?'' sorusu kafasında belirirken gözlerini yine Thoth'un resmine çevirdi. Bir taraftan da Amir'i dinliyordu.
-Tanrılar söyler kader olur, hükümdarlar söyler kanun olur. Bazen de buradaki gibi duvarlara yazılır binlerce yıldan gelen mektup olur. Hatşepsut'un sesi bu taşlardan bize ulaşıyor. Bu hiyerogliflerle bizimle konuşuyor.
Tapınaktan çıktılar. Hayal bir kez daha allak bullak olmuştu. Rampadan aşağı indiler. Rehber onları birçok satıcının sıralandığı duvar dibinden götürmek istemişti. Amir ona hala bir şeyler anlatıyor ama Hayal duymuyordu. Aniden birinin bakışlarını üzerinde hissetti. İleride satıcıların yanında bir adam gözlerini dikmiş ona bakıyordu. Pek yabancı gelmemişti yüzü. Belki başka birine bakıyordur diye etrafında döndü Hayal; ama hayır, adamın gözleri adeta çivilenmişti. Amir'in kolundan tutmasıyla kendine geldi. Başını tekrar çevirdiğinde adamın orada olmadığını gördü.
-Amir, bir an önce eve dönmek istiyorum. Başka bir yere uğramadan direkt Kahire'ye giden bir tekne bulabilir miyiz?
-Emin misiniz? Daha hiçbir şey görmediniz ama!
-Gördüklerim bana yeter. Lütfen Amir.
-Peki, eğer burayı son durak olarak seçmiş bir tekne varsa doğrudan Kahire'ye gidebiliriz. Ben rehber arkadaşlara bir sorayım.
![](https://img.wattpad.com/cover/99720966-288-k498324.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜLÜ YAZI
ActionYazı Tanrısı Thoht. Büyük Piramiti o yapmış içine de yazıyla ilgili araç gereçleri koymuş, papirüsten kağıt yapmayı rahiplere öğretmiştir. Dikilitaşların birinde ve Napolyon'un Paris'e götürdüğü bir parşömende Thoth'un kitabından bahsedilir. Bütün i...