Son Umut

22. Bölüm

Multimedia: Red ama kırmızı gözlü hayal etmeye çalışın.

Ayrıca Dolore Marvic ve diğer karakterler için öneri istiyorum çünkü ben kararsız bir insanım. Kusura bakmayın. Fikri olan yazsın. Hepinizi seviyommmmm :)))))))

==================================

Sanırım şu an olayı kavrayamamıştım ve bu yüzden konuşamıyordum. Nasıl yani... 'Eğitmeninim' derken. Burada ne oluyordu böyle. İçimdekini soruları kelimelerimle dışa vurarak bu durumu anlamaya çalışıyordum.

''Burada ne oluyor? Bu kadın da kim ve eğitmeninim derken neyden bahsediyordu?'' dedim ve cevap beklemeye başladım ama nedense bir türlü bir cevap gelmiyordu. Bu durum canımı sıkmaya başlayınca daha fazla beklemedim ve muhatabımı değiştirdim. Şimdi karşımda duran kırmızı gözlerin sahibi ifadesizce bana bakıyordu. Bende daha fazla bu bakışlara maruz kalmamak için hızlıca az önceki soruları ona yönelttim. Neyse ki karşımdaki kadın diğerleri gibi sessiz kalmayıp sorularımı yanıtlamaya başlamıştı.

''Ben Red, tanıştığıma memnun oldum Dolore ve eğitmeninim derken ciddiydim. Bundan sonra seni özel görevine hazırlamak benim görevim'' dedi büyük bir ciddiyetle. Bu haliyle şaka olmadığını da kanıtlamıştı çünkü karşımda ki kadın bu zamana kadar gördüğüm en ciddi insandı diyebilirim.

Soru dolu gözlerle Maximus'a döndüğümde o da bana bakıyordu ve ben bir şey demeden ''içeri geçip öyle konuşalım'' dedi. Hemen cevaplara ulaşmak istediğim için itiraz etmeden hızlı adımlarla içeri girip herkesin oturmasını bekledim. Kısa sürede herkes oturmuş ve konuşmadan öylece duruyorlardı. Daha fazla sabır taşımı çatlatmak istemediğim için hırçın bir ses tonuyla ''Biri hemen olanları en başından anlatsın!!'' dedim ve hepsinin yüzüne bakmaya başladım. Kadını incelerken gerçekten katı hal ve hareketleri olduğunu fark ettim ancak Maximus'un hafif öksürüğü incelememi yarım bırakmama neden olmuştu.

''Nasıl başlayacağımı bilmiyorum ama... Red'in de dediği gibi o senin eğitmenin. Daha doğrusu kahinlik güçlerini geliştirmene yardımcı olacak kişi. Sana daha önce bundan bahsetmem gerekiyordu ama, öğrendiğimiz şeylerden sonra aklımdan çıkmıştı''dedi ve mahcup bakışlarla bana baktı. Kafam dolu olduğu için bakışlarını pek önemsemedim ve aklımdaki başka bir soruyu serbest bıraktım.

''Peki beni nasıl buldu? Yani nerede olduğumuzu bizden başka kimse bilmiyordu'' dediğimde konuşma sırası Red'e geçmişti.

''Bu çok kolay oldu çünkü ben ve sen bir büyüyle birbirimize bağlıyız ve bu sayede senin nerede olduğunu biliyorum. Aynı zamanda yardıma ihtiyacın olduğunda da bunu hissediyorum''dedi. Dedikleriyle ağzım açık bir şekilde ona bakmaya başlamıştım. Acaba daha bilmediğim neler vardı. Bu bile bu kadar şaşkınlık uyandırdıysa her şeyi öğrendiğimde halim ne olurdu. Daha fazla şaşkın halde kalmadan kendimi toparladım ve soru cevap oyunumuza devam etmek için kafamda ki yüzlerce sorudan birinin daha firarına izin verdim.

''Peki bu zamana kadar neredeydin ve dışarıda ki kavga da neydi?''dedim. Sanırım iki soru firar etmişti ama olsun bana bu cevapları borçluydular. Bende bu yüzden dikkatle Red den gelen cevabı dinledim.

''Aslında bu biraz karışık... Yani kahinler güçlerini kazandıklarında biz de yanlarında oluruz ona yardım edebilmek için ancak uzun zamandır bir kahin yoktu ve sanırım bu yüzden arada ki bağı oluşturan büyücüler biraz geciktiler. Ama artık buradayım ve sana yardım edeceğim'' dedi ama diğer sorumun yanıtını alamamıştım. Bu yüzden tekrar sordum ve anlatmasını sağladım.

''Aslında onun nasıl olduğunu bende anlamadım ama bu sersem çocuk beni görünce birden üzerime atladı ve sonrası da senin de şahit olduğun gibi güzel bir kavgayla devam etti ama hakkını vermek lazım iyi dövüşüyor. Tabi benim kadar iyi değil''deyip kendini övmeyi de unutmamıştı. Aslında konuştukça daha da samimi biri haline geliyordu. Sanırım onun hakkında yanlış tahminde bulunmuş ve kitabı kapağına göre yargılamıştım. Cercis'in ''sen kime sersem diyorsun'' demesiyle komik olayın farkına vardım ve ağzımdan ufak bir kıkırtı kaçırdım. Bunu duyan Cercis bana bakmaya başladı.