Multimedia:Bölüme uygun şarkımız:))
==============================
Her şeyi düşünmekten çok yorulmuştum ve artık beynimin patlayacağını hissediyordum.Sürekli bir şeyler oluyor ve ben olayların hızına yetişemiyordum.Her ne kadar iyi düşünmeye çalışsamda ardından beni yoracak bir olay patlak veriyordu.Zaten yeteri kadar yorulmuştum.Kendimi bir dövüşte gibi hissediyordum.Her ne kadar kazanan taraf olmak istesemde hep kaybeden taraf oluyordum ve bu yeteri kadar canımı sıkıyordu.
Şimdi de karşımda gördüğüm adam beni hem şaşkınlığa uğratmış hem de bir boşluğa düşmemi sağlamıştı.Boş boş ona bakarken sadece beni harekete geçirecek bir tepki bekliyordum.
Neyseki Bellus daha fazla dikilmeyip beni de harekete geçirecek beklediğim tepkiyi verdi.Adını bilmediğim adamın yanına yürüdü ve
"Tatlım bu Cercis"dedi ve bana baktı ama benden bir tepki alamayınca konuşmaya devam etti.
"O,sen uyurken buraya geldi ama buraya nasıl geldiğini o da bilmiyor"dediğinde ise anlamsızca gülmeye başladım.
Verdiğim tepki tuhaf olduğu için Bellus ile yanında duran adını yeni öğrendiğim adam bana delirmişim gibi bakmaya başladılar.Ben ise bu tepkimin gerçekten tuhaf olduğuna karar verdikten sonra gülmeyi kestim ve inanmayan bakışlarla Cercis'e bakarak konuşmaya başladım
"Buna inanmıyorum,bize yalan söylüyor olabilir.Nasıl ona hemen güvenirsin"dedim ve Bellus'un bir şey söylemesine fırsat vermeyerek oğlumla birlikte hızlı adımlarla odasından çıktım.
Odama girdiğimde hala bu olanlara inanamıyordum çünkü biz onlara ne olduğunu öğrenmek ve onları kurtarmak için çabalarken o adam kolayca buraya gelmişti.Kesinlikle yalan söylüyor olmalıydı yada belki de bunu yapan oydu.Nereden bilebilirdik ki onun iyi olduğunu ve bize doğruyu söylediğini.İç sesim bile ondan hoşlanmamıştı ve uzak durup olacakları görmemi söylüyordu.Onu dinlemenin mantıklı olacağını düşündüğüm için Cercis denen adamla sadece olanları öğrenmek için karşı karşıya gelmeyi ve olanları öğrendikten sonra ondan uzak durmaya karar verdim.
Ama şimdi biraz düşünce trafiğimi rahatlatmak için düşünmeye ara verdim ve oğlumla ilgilenmeye başladım.Ona baktığımda tıpkı babasına benziyordu ve babasını hatırlatıp gözlerimin dolmasını sağlıyordu.
Gözlerim dolduğunda ne kadar sulu göz olduğumu düşündüm. Önceden neredeyse hiç ağlamazdım ama çok üzüldüğümde ise göz yaşlarımı içime akıtıp kimseye üzüldüğümü belli etmezdim.Ama şimdi her şeye ağlıyordum ve bu gerçekten benim için sinir bozucuydu.Ben ağlamazdım...ağlamamalıydım. Güçlü olup sevdiğim adamı bulmalıydım.
Yine düşüncelere daldığımı fark ettim ve buna bir son vermek için bir şeyler yapmaya karar verdim.Aklıma spor yapmak geldi ama oğluma kim bakıcaktı ki.Birden beynimde bir ampul yandı ve aklıma Amare geldi.Ona güvenebilirdim bu yüzden ilk önce spor için üstüme rahat bir şeyler giydim ve sonrada oğlumu kucağıma alıp Amare'nin odasına doğru yol aldım.
Amare'nin odasına girdiğimde onu yatakta uzanırken buldum. İçeri girmemle beni fark etti ve bana döndü ardından da sıkıca sarıldı.Ben ise bu hareketine biraz şaşırmış ama mutlu olmuştum.Normalde sarılmayı pek sevmezdim ama Amare iyi birisiydi.Biz sarılırken aramızda kalan oğlum minik bir sesle kendini belli etti ve onun daha fazla ezilmemesi için hemen ayrıldık.
Amare ile ayrıldıktan sonra onun gülümseyerek miniciğime baktığını fark ettim ve bendde gülümseyerek oğlumu ona tanıttım.
"Tanıştırayım Amare"dedim ve oğlumu göstererek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Umut
Fantasía[Tamamlandı] İşte sonun başlangıcı...SON UMUT...Bir gün uyandığınızda dünyadaki canlılardan sadece dişi türünün kaldığını öğrenseniz ne yapardınız.Ben inanmamıştım çünkü bu sevdigim adamıda kaybettiğim anlamına geliyordu... ----Tanıtım---- Ben haya...