Kendi kendime yazdığımı bilmek üzse de sizi zorlamayacağım.
Umarım bölümü beğenirsiniz
Multimedia: En sevdiğim KÖTÜ (Öylesine)
İYİ OKUMALAR
============================
Burada ne işim var bilmiyordum. Neredeyim onu da bilmiyordum. Tek bildiğim beni yutacak derecede güçlü bir karanlık içinde olduğumdu. Hiç bir şey hatırlamıyordum. Buraya nasıl geldim?Neler oldu? Herkes nerede? Ve şimdi ne olacaktı? Zihnimde ise kocaman harflerle 'BİLMİYORUM' yazıyordu.
Kendimi ne kadar zorlarsam zorlayayım bir türlü sonuca ulaşamıyordum. Sanki zihnimde onlarca duvar var ve ben onları tek tek yıkmaya çalışıyormuşum gibiydi. Ne kadar uğraşırsam karşıma o kadar duvar çıkıyordu ve beni imkansıza sürüklüyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum, nasıl kurtulacağımı da.
''Merhaba'' diye ansızın gelen sesle birlikte istemeden çığlık attım. Ardından gelen kahkaha ise onun benimle eğlendiğini gösteriyordu. Ha ha ne kadar komik(!). Ben burada kafayı yerken o şey bana gülüyordu. Neyse ki daha fazla şaşırmadan durdum.
''Nasılsın? Sıkılmadın umarım?'' dedi. Resmen dalga geçiyordu.
''Kim olduğunu bilmiyorum ama dalga geçmeyi bırak ve nerede olduğumu söyle'' dedim bir hışımla.
''Sakin ol Dolore. Sadece seni esir aldık. Büyütülecek bir şey yok'' dedi ve kahkaha attı.
''Ne saçmalıyorsun sen. Hemen bana burada ne döndüğünü söyle'' dedim. Resmen sinir kat sayımla oynuyordu ve bunun sonu iyi değildi.
''Ciddiyim, seni kaçırdık ve şimdi yeryüzünde ki son Parvulos'u arıyoruz'' dedi. Neden son Parvulos'u arıyorlardı ki, neden oğlumu arıyorlardı?
''Neden arıyorsunuz, ne yapacaksınız ki?'' diye sordum beni yiyip bitiren merakla.
''Çok basit onu bulduğumuz zaman ikinizi de öldüreceğiz'' dedi ve kahkahasıyla birlikte uzaklaştı. Beni yalnız bıraktı.
#######
Kafayı yemek üzereydim. O şey gittiğinden beri buradan çıkmak için uğraşıyordum ama tek bir çıkış yolu bile yoktu. Güçlerimi bir türlü kontrol edemiyordum. Sanki kilit vurulmuştu güçlerime ve ben o kilidi açamıyordum. Yerde oturmuş ne yapacağımı düşünürken yine o şey geldi. Nereden mi anladım? Tabiki de sinir bozucu kahkahasından.
''Çok şanslısın Dolore Parvulos bulunana kadar daha iyi şartlar altında kalmana karar verildi. Ne de olsa son günlerini iyi yaşamak herkesin hakkı, değil mi?'' dedi ve ardından yine sinir bozucu bir kahkaha geldi.
''Neden bizi öldürmek istiyorsunuz? Biz ne yaptık ki?'' dedim sakince. Bıkmıştım artık sürekli bir şey oluyordu ve hızına yetişmekte zorlanıyordum. Yıkılmak üzereydim ama daha yyolun başında olduğumu da biliyordum.
''Bu kişisel değil Dolore. Biz kahinlerin geri dönmesini önlüyoruz o kadar. Kişisel algılama lütfen'' dedi ve bir kahkaha daha attı.
O sırada nereden geldiğini anlamadığım bir darbeyle bayıldım.
#######
Baş ağrısıyla birlikte gözlerimi açtığımda derin karanlığın aksine apaydınlık bir odada, siyah bir yatakta yatıyordum. Doğrusu oda güzeldi ve yatak çok rahattı ama benim bunları düşünecek vaktim yoktu. Hemen buradan çıkmalı ve Oğlumla birlikte kaçmalıydım. Kimsenin bizi bulamayacağı yerlere gitmeliydik. Ancak böyle güvende olurduk. Şimdilik ilk adım buradan kaçmaktı çünkü bir şekilde burası güçlerimi engelliyordu ve ben birilerine haber gönderemiyordum. Acaba beni arıyor muydular?
Hızlıca kafamı sallayıp soru bulutunu dağıttım. Böyle gereksiz sorulara ihtiyacım yoktu. Tek ihtiyacım odaklanmak ve düşünmekti. Bu yüzden yavaş ve dikkatlice odayı inceledim. Belki işe yarar bir şey çıkardı.
Her yere göz attıktan sonra elimde hiç bir şey yoktu. Tek çıkış yolu baygınken girdiğim kapıydı ama o da kilitliydi. Aslında kilidi açabilirdim ama dışarıda karşılaşacağım şeyler beni tedirgin ediyordu. Yani anında enselenme ihtimalim de vardı, kaçma ihtimalim de. Yani yarı yarıya şansım vardı.
Aklıma oğlum gelince fazla düşünmemeye karar verdim ve aklımdan basit ama etkili bir plan kurdum. İlk olarak kapıyı açacaktım. Daha sonra da iç güdülerimi izleyerek yolumu bulmaya çalışacaktım. Her ne kadar aptalca olsa da oğlum için her şeyi göze alırdım. Bu yüzden kapıya yaklaştım ve kilidi biraz inceledim. Neyse ki basit asma kilitlerdendi, kırması kolay olacaktı. Umarım kapının arkasında kimse yoktur diye umarak kilidi çok ses çıkarmadan kırdım ve yavaşça kapıyı açarak dışarıya biraz göz attım.
Uzun bir koridor vardı ve loştu ayrıca kimse de yoktu. Bunu fırsat bilerek sağa doğru ilerledim. Bir süre sonra karşıma yukarıya doğru merdivenler çıkmıştı. Demek ki alt katlardaydım. Hızlı ve sessiz adımlarla merdivenleri çıktım. Karşıma yine boş bir koridor çıktı, aşağıdan tek farkı aydınlık olmasıydı. İçimden bir ses devam et diyordu. Ona güvenerek ilerledim. Biraz gittikten sonra pencereli bir koridora çıkmıştım. Bu gerçekten iyi olmuştu çünkü artık nasıl bir yerde olduğumu tahmin edebilirdim.
Gelen adım sesleriyle yere kadar uzanan kalın perdenin arkasına saklandım ve nefesimi tutarak beni fark etmemelerini diledim. Otuz saniye kadar sonra adım sesleri uzaklaşmış ve etraf sessizliğe gömülmüştü. Yavaş yavaş perdenin arkasından çıktım ve koridorun sonunda ki kapıya ilerledim. Kapıyı yavaşça açtıktan sonra karşıma kocaman eski eşyalarla döşenmiş bir oda çıktı. Neresi olduğunu bilmesem de ilerlemeye devam ettim. Karşıma yine kapı çıkmıştı. Bunu da sessizce açtım ve geniş bir avluya çıktım. Buraya kadar gelmiş olmam ve yakalanmamam çok tuhaftı. Yani ben daha çok bir sürü koruma olur sanmıştım ama bir tanesiyle bile karşılaşmamıştım. Sanırım iç güdülerime güvenmek iyi bir seçim olmuştu.
Daha fazla oyalanmadan dışarıya açılan kapıyı açtım ve geniş, ağaçlarla kaplı bir araziye adımımı attım ve koşmaya başladım. Buradan ne kadar çabuk uzaklaşırsam o kadar iyiydi.
#######
Aynı zamanda başka bir yerde:
''Kaçmasına nasıl izin verirsin aptal'' diye bağırdı öfkesi git gide artan Kraliçe. Karşısında ki aptal yine başarısız olmuştu ve şimdi karşısında titremekten başka bir şey yapmıyordu. Bu Kraliçe'yi daha fazla sinirlendirirken karşısındaki hizmetkarı kovdu ve başarısızlıkla baş başa kaldı.
O kızı elinden kaçırmak ırkının yeniden yeryüzünden silinmesiyle eşdeğerdi. Kahinler onları kovduktan sonra bir boşluğun içinde beklemişlerdi yüzyıllar boyu. Şimdi onlar yoktu ve rahattılar. Ta ki o kız ortaya çıkana kadar. Dolore, adı buydu. Dolore'yi yok edemez ise yine o boşluğa mahkum olacaklardı ve bu Kraliçe için kabul edilemez bir şeydi.
#######
Dolore'den devam:
Yarım saat kadar koştuktan sonra hala ormandan çıkamamıştım. Gerçekten orman çok büyüktü. Sanki sonsuza kadar gidiyormuş gibiydi ve bu biraz korkutmaya başlamıştı. Umarım en kısa sürede buradan çıkardım yoksa gerçekten korkmaya başlayacaktım. Biraz soluklandıktan sonra aklıma güçlerimi kullanmak gelmişti. Hemen yere oturup bağdaş kurdum. Bir nevi meditasyon yapıyor gibiydim. Zihnimi rahatlattıktan sonra güçlerimi harekete geçirmeye başladım ve aklıma gelen ilk kişiye yani Red'e telepatik bir mesaj gönderdim. Bir süre sonra Red'in zihninde onunla buluştum. Bu gerçekten tuhaf bir olaydı ama çok işe yaradığı da bir gerçekti.
Beni gören Red hemen nerede olduğumla ilgili sorular sordu ama bunlara zaman ayıramazdım. O yüzden de hemen nerede olduğumu ve gelmeleri gerektiğini söyledim. Kısa süre sonra da yorgun düşüp ağacın altına yığılıp kaldım.
================================
Yıldıza basmayı unutmayın :))))))))))
Sizi seviyorum ben
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Umut
خيال (فانتازيا)[Tamamlandı] İşte sonun başlangıcı...SON UMUT...Bir gün uyandığınızda dünyadaki canlılardan sadece dişi türünün kaldığını öğrenseniz ne yapardınız.Ben inanmamıştım çünkü bu sevdigim adamıda kaybettiğim anlamına geliyordu... ----Tanıtım---- Ben haya...