Bölüm 1- Tutsak ve Özgür

16.8K 82 76
                                    

Mantığının eleştirdiğini, merhametinin savunmasına izin verme.

-Jane Austen

Işık Arıkan'ın Bakış Açısından:

Yalanlarla mutlu olmak mı? Gerçeklerle mutsuz olmak mı?

Hayat aslında bu ikilemden ibaret. Her yaşımızda, her anımızda bunun savaşını veriyoruz.

Hangi taraf galip gelirse gelsin acaba diğerini tercih etseydim nasıl bir hayatım olurdu düşüncesine ömür boyu tutsak kalmış bir halde yaşıyoruz.

Aslında her insan özgürdür ve aslında her insan kendi kalbinde tutsaktır.

Acaba her zaman aynı tarafı seçtiğim için mi kalbim bu kadar kırılmıştı?

Kendi kararlarımda özgür olurken aynı zamanda kendimi acıya mı tutsak etmiştim?

Bütün acılarıma, öfkeme, kinime, hayal kırıklıklarıma rağmen kendimi yalanlarla avutmayacağım, kendime bu kötülüğü hiçbir zaman yapmadım, yapmayacağım.

Bilmek tehlikelidir ama bilmemek daha tehlikelidir.
Rollo May

Kendi içimde verdiğim savaş haricinde aynı zamanda şirkette de savaş veriyordum. Yeni koleksiyonla ilgili çıkan sorundan dolayı bütün azarı işiten bendim. Ailemizin kurduğu tekstil şirketinde de çalışsam iş disiplini değişmiyordu.

''Akşam Yasemin'in doğum günü partisi var gelecek misin?'' Herkes toplantı odasından çıktıktan sonra Elif'le sohbet etmeye başlamıştık zira toplantı ikimiz için de çetin geçmişti.

''Olmaz, bugün Ozan geliyor evde olmam lazım.'' Ne olduğunu anlamayan bakışlarına karşı şaşırmamıştım. Altı senedir Ozan'ı görmediği için hatırlayamaması normaldi.

''Abin değil mi? Yanlış hatırlamıyorum?'' Sıkıntıyla nefesimi dışarı üfledim, maalesef doğru hatırlıyordu. ''Üvey abim.'' Diye düzeltme ihtiyacı hissettim. Şu ana kadar hiçbir yararını görmediğim üvey abim.

Aksine pek çok zararını gördüğüm üvey abim.

İkimiz de dosyaları toparladıktan sonra toplantı odasından çıktık, onunla kısaca vedalaştıktan sonra odamdan çantamı aldım ve otoparka doğru ilerledim. Arabamın yanına gittiğimde benden üç yaş küçük olan (21) bir diğer üvey kardeşimi ve onun sevdiği kızı gördüm. Eve birlikte döndüğümüz için beni bekliyordu.

''İşte Sinem'ciğim, geçen iki dedektif tuttum. Birini diğerine takip ettiriyorum. Sen neler yapıyorsun?'' Dünyanın en rezil flört çalışmalarından birine tanık olmama karşı gözlerimi devirdim. ''Neden böyle bir şey yapıyorsun ki?'' Sinem'in haklı sorusuna karşı istemsizce kafamı salladım, Sinem'in görüş açısına girince gözleri bana döndü.

''Parasıyla değil mi? Çok eğlenceli.'' Berker kendi dediğine sadece kendisi gülerken beni hala fark etmemişti. Omzuna dokunacağım sırada az ilerideki Sinem'in şoförü dikkatimi çekti. Bizi izliyordu ama uzakta olduğu için konuşulanları duyamıyor olmalıydı. Amacı Sinem'in babasına haber uçurmaktı. Berker'le arasında olanların gizli kalması gerektiği için müdahale etmek zorunda kaldım:

''Acil bir toplantım çıkınca raporları sana Berker'le yollamak zorunda kaldım.'' Berker'in elinde tuttuğu Sinem'le en ufak bir alakası olmayan dosyayı işaret ettim. Yüksek sesime karşılık şoför büyük ihtimalle bizi duymaya başlamıştı. Berker arkasını döndü ve şaşkınlıkla bana bakmaya başladı. İmalı bakışlarımdan ne yapmaya çalıştığımı anladı ve bir yalan da ondan geldi.

YALANLARIN İÇİNDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin