Bölüm 7- Şaşkınlık ve Öngörü

992 43 39
                                    

Ne kadar çok kin güderseniz, her şey o kadar kötüye gider.

-Tolstoy

''Ozan Bey'in beni taciz etmesinin üstüne işime devam etmem mümkün değil.''

Nida'nın cümleleri ortama bomba gibi düştüğü için sessizlik hakimdi. Hepimiz dehşete düşmüş bir şekilde Ozan ve Nida'ya bakıyorduk. ''Ne saçmalıyorsun sen!'' Şaşkınlığı ilk atlatan Ozan oldu.

Ozan yapı olarak sakin biri olduğu için onu çok nadir sinirli görmüştüm, genelde benimle konuşurken sinirli oluyordu. Şimdiyse sert bakışlarının hedefinde farklı birisi vardı. ''Abi?'' Işıl'ın yaşadığı büyük şok gözlerinden, yıkımsa sesinin titremesinden belli oluyordu.

Berker'e baktığımda yüzündeki dehşet ifadenin yerini huzursuzluğa bıraktığını gördüm. Benim tuzağım olduğunu anlamıştı, göz göze geldik. Kafasındaki düşünceleri gözlerimi yumarak onayladım.

Berker benim yalan söylemeyeceğim ve her şeyimi anlatabileceğim tek kişiydi.

Ancak abisinin kuyusunu onunla omuz omuza kazacak kadar vicdansız biri değilim, zaten Berker de abisinin kuyusunu kazacak biri kesinlikle değildi.

Ozan cebinden telefonunu çıkarınca bütün dikkatimi ona çevirdim, benim planım olduğunu hala anlamamasına şaşırmıştım. Büyük ihtimalle telefonundaki mesajlara baktıktan sonra bakışlarını Nida'ya çevirdi, daha sonra da aklına bir şey gelmiş gibi aniden bana çevirdi.

Günler önce telefonu elime geçtiğinde Nida'ya attığım mesajları elbetteki silmiştim. Nasıl olsa Nida'nın telefonunda Ozan'ın numarasından gelen mesajlar duruyordu.

''Bence gitmesi gerek kişi Nida değil, Ozan!'' Sessziliğimin fazla dikkat çekeceğini düşündüğüm için konuşma ihtiyacı hissetmiştim. Ozan bir anda kahkaha atmaya başladı, kaşlarım çatık bir şekilde onu izliyordum.

''Senden daha zekice bir hamle beklerdim Işık.'' Kahkahalarının arasından zar zor konuşmuştu. Derin bir nefes aldım, okları kendi üstümden çekmeliydim. ''Arsızlığın da bu kadarı! Gencecik kız gelmiş burada ne diyor, sen gülüyorsun.'' Annem ve Işıl ikimizi şaşkınlıkla izliyordu, hiçbir şey anlamadıkları belli oluyordu.

Olay şuydu: Ozan, beni bel altı vurmuştu ve ben de onu bel altı vurmaktan hiç çekinmemiştim.

''Mesajın atıldığı tarihi ve saati söyler misin Nida? Hoş ben ne zaman olduğunu biliyorum da.'' Nida'nın bakışları bir an için bana kaymasını üstüne Ozan da bana baktı. Nida'ya bana hiçbir şekilde bakmaması gerektiğini özellikle belirtmiştim ama bakmadan duramamıştı salak.Eğer Nida bana gözünün ucuyla bile baksa Ozan benim planım olduğunu anlardı ki şimdi şüphelerinden iyice emin olmasını sağlamıştı.

''Üç gün önce, saat 20.32.'' Ozan sırıtarak bana baktıktan sonra telefonunda bir şeyler yapmaya başladı. Beni neyin beklediğini bilmediğim için kaşlarımı çatarak onu izliyordum.

Ozan telefonunu anneme uzattı. ''Tam olarak Nida'nın söylediği gün ve saatin kamera kayıtları.''

Elim sinirle yumruk haline geldi, Ozan'ın kamera kayıtlarını kullanacağı aklıma gelmediği için kayıtlarla oynamayı unutmuştum.

Ozan telefonunu bize çevirdi. İlk olarak rasgele bir kayıdı mı gösteriyor diye tarihe bakmıştım fakat Ozan'ın böyle bir hata yapmayacağından emindim. ''Merak etme, farklı bir anın görüntülerini size göstermiyorum.'' İçimden geçenleri okumasına şaşırmamıştım.

YALANLARIN İÇİNDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin