ÇAPKIN & PSİKOPAT

Eleştirilerinize sonuna kadar açığım :))

Arkadaşlar yıl 2014, doların 2 tl olduğu zamanlar o yüzden ucuz gelmesin :D
~~~~~~~~~

O kadar yediği dayaklara, tehditlere ve ailesinin söylenmelerine rağmen bir türlü akılanmayan bu playboy nasıl adam olacak?

Karşısına masum bir kız çıkacak, onu saflığı ve güzelliğiyle etkileyecek... diye düşünüyorsunuz değil mi? Ama yanılıyorsunuz, çözümü babası buldu, işe yaramasını umuyordu. Son tanıştığı kadın Sarp'ı öldürme teşebbüsüne girişince babası duruma el koymaya karar verdi. Ama Sarp yine babasının bir oyunu sandığı için aldırmadı...

İşinde oldukça başarılı ve bir o kadar psikopat görünen olan Elmira Sarper, Sarp Cesur'u adam edebilecek mi? Ya güzellikle, ya da zorla. Şuana kadar aldığı hiç bir iş başarısızlıkla sonuçlanmamış olup, çalıştığı şirketin gözdesi olması da kaçınılmaz olmuştur. Elmira kendine çok güveniyor fakat gözardı ettiği bir şey var. O Sarp Cesur, ona hiç bir kadın karşı koyamıyor. Elmira'nın iradesi oldukça güçlü. Belkide kendisi öyle sanıyordu. Çünkü daha önceki erkekleri kendinden uzaklaştırılması için bir bakışı yetiyordu ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Sarp Cesur, bir şeye kafayı takarsa onu almadan peşini bırakmaz...

~~~~~~

Sarp Cesur

27 Yaşında

Birkaç kavga olayı, trafik cezası haricinde sicili temiz.

Asıl mesleği Genetik Mühendisi.

Onda o kadar kafa var mı?

Devam ettim dosyayı okumaya...

Sarp Cesur ismini çok duydum ama çıkaramıyorum. Kesin görmüşümdür ama şu an hatırlayamadım. Büyük ihtimal bakımlı bir tip ve bu da onu çekici kılıyor ama hakkını yememek gerek, sağlam çalışmalar yapmış. Bakalım hakkında çıkan haberler neler?

Bu adam tam bir züppe, adam etmesi kolay olacak. Genellikle kadın düşkünü erkekler korkak olur, bir de kaçırıldığı zaman karşısındakinin psikopat olduğunu fark edince akıllanmaması imkânsız.

Kendi kendime gülümsedim; işte tam istediğim eğlenceyi buldum...

Ertesi günü sabah erkenden uyandım siyah takımlarımı ve beyaz gömleğimi giyip, saçımı sıkı bir topuz yaptım. Arabama atlayıp yola koyuldum. Arabayı normal hızda sürerken kendi kendime düşünüyorum, kesinlikle çok korunaklı bir ev bulmam ya da yapmam gerekiyor. Yiyecek, içecek depolama gibi işlerde önemli tabi. Her neyse onu sonra halledebilirim, zaten evime yakın olan şirkete geldim.

Arabayı kapalı otoparka park ederek motoru durdurdum. Yanımdaki koltuğun üzerindeki çantaya uzandım. Evrak çantasını son kez kontrol ettim ve bir şey eksik olmadığını gördüm.

Arabanın kapısını açtım ve bel ağrım yüzünden biraz zorlanarak indim. Terli halde rüzgarda kalınca belim tutulmuş haliyle. Her zamanki gibi başım dimdik bir şekilde şirkete doğru yürümeye başladım. Sarı şeritlerle boyanmış otopark sütunların arasında hızla yürümeye devam ettim. Ayakkabılarımın boş otoparkta çıkardığı tok ses haricinde bir ses yok. Her zamanki gibi güvenlik uyuya kalmıştı, başında dikildim.

-Metin, sen yine mi uyuyorsun?

Adam birden panikleyerek sandalyeden düştü ve hemen toparlanıp ayağa kalktı.

-Hayır efendim, ben sadece... sadece şey yani gözlerimi...

Adam sözünü bitirmeden arkamı döndüm ve kısa bir süre sonra duraksadım, yandan bir bakış attım,