Bölüm 26

7.4K 308 24
                                    

Mustafa bir şarkı açarak ortama ses verdi. Kimseden ses çıkmıyor, neredeyse yarım saat oldu, acaba nereye gidiyoruz? Elmas'ın kafası bir anda omzuma düşünce uyuduğunu fark ettim. Elmira kısa bir bakış attı ve dışarıyı izlemeye devam etti. Levent'e bakınca elindeki futbol dergisini incelediğini gördüm. Bu arada Elmira ve Levent'in yüz hatları bir birine çok benziyor. Çok şaşırdım. Levent'in boyu da uzun. Özellikle göz ve burun yapıları. Göz renkleri de aynı. İnsanlar çift yaratılmış derlerdi inanmazdım.

Elmira'yı inceleme fırsatını kaçırmak istemedim. Bacakları biraz kaslı ama oldukça biçimli, her ne kadar sert görünse de yakışmış. Sportif bir vücuda sahip ne de olsa. Sıkılığına tek kelime etmiyorum. Özellikle... Ne düşünüyorum yine ben böyle ya? Bunları düşünürsem iyi sonuçlar olmaz, hem de hiç...

-Daha ne kadar gözlerini dikip beni incelemeye devam etmeyi düşünüyorsun?

Bunu söyleyince sesli bir şekilde yutkundum ve Elmira'yla göz göze geldim.

-Dalmışım. Ayrıca bu halin hiç ilgimi çekmiyor, çok itici görünüyorsun.

Levent'ten sesli bir kıkırdama sesi geldi. Mustafa ise gülmemek için kendini tutuyor.

-Bunu biliyorum salak. Seni kurtarabilmek için bu hallere kadar düştüm.

Diyecek bir şey bulamadığım için başka bir soru sordum.

-Nereye gidiyoruz?

-Polonez'de bir dağ evine.

Bir şey demeden dışarıyı izlemeye koyuldum. Tabi karanlıkta ne kadar izleyebilirsem. Elmas birden uykusunda sıçrayınca hepimiz ona baktık. Elmira sesini alçak tutmaya özen göstererek konuşmaya başladı.

-Kıza çok kötü davranıyorlardı. Oradaki halini bir görsen, o dünyaya ait olmadığı o kadar belliydi ki. Orta yaşlı adamın teki kızı zorla götürmeye çalışınca dayanamadım ve olaya karıştım. Zaten hazır bekliyordu Aydın beyle, Kerem.

Sahi Aydın abi ne yaptı acaba? Gerçi bir süre, olaylar çözülene kadar dışarıyla bağlantımız olmayacak.

-Anlıyorum. Levent sen ne yapacaksın?

Kafasını güçlükle dergiden çekerek bize baktı.

-Neyi ne yapacağım? Ha, pardon, tamam. Kendimi aklayana kadar Rusya'ya gitmeyi düşünüyorum. Hiç uğraşamam. Çift vatandaşlığım olduğu için Rusya'da bana bir şey yapamazlar. Enver itine de bir iki etli kemik atarsam bu iş tamamdır.

Vay be! Adam her şeyi planlamış. Bizde kendimizi temize çıkarmak için kıçımızı yırtıyoruz. Böylece konuşma sonlanmış oldu ve araba yine sessizliğe gömüldü. Arabanın hoparlörlerinden gelen şarkı haricinde. Yaklaşık yarım saat karanlıkta rüzgarla dalgalanan ağaç yapraklarını izledim. Tam uyumak üzereydim ki ufak bir sarsıntıyla gözlerimi kapadığım gibi açtım. Etrafıma bakınca ağaçlarla çevrili dar ve bol çukurlu bir yola girdiğimizi fark ettim. Mustafa yaklaştığımızı bildirdi. Yavaşça Elmas'ı omzundan dürttüm.

-Elmas uyan, geldik.

Bir anda sıçrayarak uyandı ve nerede olduğunu anlayınca derin bir nefes aldı.

-Bir an her şey rüya sandım. Yine o lanet yerde uyanacağımı sandım.

-Merak etme artık senin kılına bile zarar veremezler.

Minnettar bir bakış attı ve hafifçe eğilerek elimi tuttu. Biraz rahatsız olsam da gülümsedim ve elini sıkarak geri çekip saçlarımı karıştırdım. Yanlış taraflara çektiğim için kendime çok kızdım. Elmira'ya bakınca gördüm ki Elmasa tuhaf bir biçimde bakıyor. Yoksa bu kıskançlık mı?

ÇAPKIN & PSİKOPATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin