Bölüm 33

7.5K 280 44
                                    


Üzerimi silkeleyerek ayağa kalktım. Deponun dışına çıktığımda Onur gülerek yanıma geldi.

-Çıkarken yüzündeki sevinci görmen lazımdı. Bu kadın sana ne yaptı bu kadar kötü bir intikam planlatacak kadar?

Omuzlarımı silkip, elimi havada salladım ve arabama doğru yürüdüm.

-Bende kalsın. Teşekkür ederim yardımın için. 2000 Lira yeter mi? Eğer yetmezse kalanını bankadan havale ederim.

Şerefsiz patron paramı yatırmamış. Kiracı kirayı geciktirdi üstüne, parasız kaldım, tabi bunu Onur'a söylemedim. En kötüsü bankada birikmişim var onu harcarım. Torpido gözünden çıkardığım zarfı Onur'a uzattım ve gülümsedim. Onur zarfı aldı ve saymaya başladı. Tuhafıma gitse de ses çıkarmadım. Onur benden aldığı parayı asla saymaz. 4 tane 200'lük banknotu uzatınca yüzüne baktım. Neydi bu? Elimi zorla tuttu ve parayı elime sıkıştırdı.

- Al şunu. Sadece masrafları öde yeter. Olanlardan haberim var. Paraya ihtiyacın olacak. Bir şeye ihtiyacın olursa sakın çekinme güzelim, görüşürüz. Akşam e-postana bakarsın.

Arkasından baktım kaldım. Onur normal boy ve kiloda esmerdi. 37-38 yaşlarında olmalı. Kardeşi bileklerini kesmişti, Mert'in barında tuvaletlerden birinde baygın bulmuştuk. Tam zamanında yetiştik. O günden beri arkadaşız. Eli kolu oldukça uzun birisi. Çok sağlam arkası var. Karanlık işler çevirdiğinden şüphelensem de bir şey demiyorum. Beni ilgilendirmez sonuçta. Şu an daha büyük bir sıkıntım var. Sarpa nasıl söyleyecektim. Sanırım biraz daha zamanım var. Arabama atladım ve nereye sürdüğümü bilmeden yola koyuldum.

O yaptıkları işkencenin üzerinden 2 ay geçti. Ben kimseyle konuşmuyorum, yemiyorum içmiyorum. Yaram iyileşmiş sayılırdı. Tuvalete bile gidemiyorum. Canım o kadar yanıyor ki, idrar kesemin patlamasını bile göze aldım. Derler ya "Öldürmeyen Allah öldürmüyor." Bu sözün canlı kanıtıyım. Bir gün tam uykuya dalacakken kapım açıldı. Gözlerimi kapattım ve uyuyor numarası yaptım. Bacaklarımda hissettiğim ellerle gözlerimi açtım. Kemal karşımda iğrenç bir şekilde sırıtıyor. Bu sefer korkmuyorum.

Ona sahte bir gülümseme gönderdim. Bu hareketime çok şaşırdı. Doğruldum ve iğrenerek elini tuttum ve tırnaklarımı geçirdim.

-Seni mahvedeceğim. Yalvartacağım seni.

Bana bir tokat vurdu ve saçımdan yakaladı.

-Bak sen şuna. Anlaşılan senin canın iyi bir becerilmek istiyor.

Üstüme çıktığı zaman çırpınmaya başladım. Son bir güçle üzerimden attım ve ayağa fırladım. Fakat iki adımda düştüm. Uzun süredir yataktan çıkmadığım için afallamıştım. Kaçmaya çalışırken saçımdan tuttu ve engel oldu. Dolabın altındaki maket bıçağını görünce artık kararımı verdim. Son bir güçle o maket bıçağını ulaştım. Kemal o iğrenç aletini çıkarmıştı ve benim eşofmanımı çıkarmaya çalışıyor. Mide bulantısı ve eşliğinde maket bıçağını iki bacağının arasına sapladım. Bağırtısı bütün İstanbul'da yankılanmıştır eminim.

Anında altından kurtuldum. Acıyla inlerken masanın üzerindeki vazoyla yüzüne vurdum. İçimden inanılmaz bir yaratık çıktı. Gözüm döndü adeta. Hırsımla maket bıçağını tekrar elime aldım ve tekrar tekrar sapladım.

Kemal hırıltılı inlemeler çıkarıyor. Derin nefesler alıyor ve bağırıyor. Tek kişilik koltuğa oturdum ve zevkle izlemeye başladım. Kıvranıyor ve kesik kesik yalvarıyor. Ayağa kalktım ve yüzüne eğildim.

-Sana ne demiştim, yalvartacağım demiştim değil mi? Bekle sen bu daha başlangıç.

Mutfağa gidip tuz kavanozunu aldım. Odaya döndüğümde geriye doğru sürünmeye başladı.

ÇAPKIN & PSİKOPATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin