Kabul edemesem de kurtuluşum olmayacağı hissine kapılmaya başladım. Artık iğrendiğim bir herifle zorla beraber olacaktım ve Harry'nin yüzüne bakamayacaktım. Ondan ayrılmam gerekir, değil mi? Göğüslerimi sıkan ellerini tüm gücümle üstümden çekmeye çalışıyordum ama işe yaramıyordu. Boynumdan yavaş yavaş daha aşağılara iniyordu öpücükleri. Sol göğsümün üstünü koparacak kadar sert öpüyordu. Pantolonunun kemerini tek eliyle açmaya çalışıyordu. İşte bu son fırsatımdı.
Kolay olmadı ama onu üstümden itebilmiştim. O anda elimden geldiği kadar hızlı hareket etmeye çalışıp kaçmaya çalıştım ve başardım. Arkamdan geliyordu ama arabasına binip gitmemi engelleyememişti. Bu iş burda bitmedi, diye bağırdı arkamdan. Bense hızlıca oradan uzaklaşmıştım. Hala ağlıyordum ve önümü görmekte zorlanıyordum. Kaza yapmamayı umarak eve doğru yol alıyordum.
Eve geldiğimde Jen yoktu. Evin kapısını kitledim ve odama koştum. Kendimi yatağıma attım. Yorganı kafama kadar çektim ve ağlamama engel olamıyordum. Tanrım, tecavüze uğramaktan kıl payı kurtulabilmiştim. Bu yaşadıklarım yüzümden kendimden ve Justin'den iğreniyordum. Harry'nin yüzüne nasıl bakacaktım bundan sonra. Ondan çok utanıyorum.
Kapı çalıyordu. Zil sesiyle uyandım. Kapıya bakmaya gittiğimde umarım Harry değildir diye iç geçirdim. Kapı deliğinden baktım, Jeniffer'dı. Onun gelişi için hiç bu kadar sevineceğimi düşünmezdim. Kapıyı açtığımda hemen ona sarıldım. "N'oluyor Jess? Bu koğala gibi yapışmanda neyin nesi. Sevdiğim topuklu ayakkabımı giydiysen ve eğer topuğunu kırdıysan boşuna uğraşma, suçunu böyle affettiremezsin." dedi. Onun böyle saçmalaması normalde beni güldürürdü ama sinirim o kadar bozulmuştuki ağlamaya başladım yeniden. Bu halimden iyi olmadığımı anlamıştı ve bir süre birbirimize sarılmış olarak kaldık. Sonra beni sakinleştirmeye çalışıp koltuğa oturttu. O sormadan bütün olanları anlatmaya çalıştım.
- Hemen polise gidiyoruz!
+ Onun nasıl bir bela olduğunu unuttun mu?
- Polise gitmemiz lazım Jess! O kalın kafalıdan bu kadar korkma!
+ Lütfen, zaten iyi değilim Jen. Üstüme gelme, yalvarırım.
- Peki ama yarın ilk işimiz polise gitmek olacak.
+ Olmaz, beni okula Harry bırakıyor. Eğer okula gitmezsem ters giden bir şeyler olduğunu anlar.
- O zaman olanları ona anlatalım.
+ O hiç olmaz.
- Ne demek olmaz? O senin sevgilin, seni korur ve daha iyi yardımcı olabilir.
- Onun yüzüne bile bakamam artık.
+ Jessie, bu yaşadıkların yüzünden ondan utanma. Böyle olacağını nerden bilebilirdin.
- Bu konu bugünlük kapansa olmaz mı?
- Öyle olsun ama bu mesele burda bitmedi.
Harry gelirse yorgun olduğumu ve uyuduğumu söylemesini rica edip odama sığınmaya kaldığım yerden devam ettim. Artık o okula adımımı atmak istemiyordum. Aslında evden bir adım dışarıya çıkmak bile istemiyordum. Ömür boyu bu evde, bu odada, kendi başıma çürüyüp gitmek en iyisi olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüfler
FanfictionNina Agdal ve Harry Styles ile ilgili güzel bir hikaye. İyi okumalar :) NOT: Vote yapmayı unutmayın :)