Henüz gün başlamamıştı. Erken saatlerde ailemin yanına gitmek için yola çıkmıştım. Arabam olmadığı için otobüsle yolculuk etmek zorunda kaldım. Londra'dan Humberside kolay değildi. Uzun bir yolculuk geçirdim ama evimde olacağım için biraz olsun seviniyordum.
Nihayet evdeydim ve neredeyse tüm günüm yollarda geçmişti. Ama buna kesinlikle değmişti. Annemi, babamı ve abimi çok özlemiştim. Onları yeniden görmek gibisi yoktu. Yolculuğum Harry'i düşünmekle geçmişti. Buna bağlı olarak ağlamaklı olmuştu. Eve geldiğimde elimden geldiği kadar iyi görünmeye ve onları üzmemeye çalıştım. Annemi en sevdiğim yemekleri yapma telaşı almıştı. Ona yardım etmek istedim ama izin vermedi. Normalde benim yardım etmediğime söylenen kadının şimdi böyle olması komik ve birazda duygulandırıcı olmuştu.
Hep beraber güzel bir akşam geçirdikten sonra odama gittim. Bilgisayarımdan onlarla ilgili son haberleri aramaya başladım. Bu yakınlarda konserleri olduğunu okudum ve elimde olmadan ağlamaya başladım. Bu sırada annem geldi ve ne olduğunu sordu. Onu ve diğerlerini bir daha asla, hiçbir zaman göremeyeceğimi söyledim. Annem söylediklerimden bir şey anlamadığını dile getirince ona bütün yaşadıklarımı anlattım. Beni dinlediğindeyse ikimizin yok yere olayı uzattığını söyledi ve her şeyin eskisi gibi olacağına söyledi. Ona inanmak istiyordum ama pek beceremiyordum.
- N'olur anne, 5 dakika daha.
+ O zaman bu kutuyu ben açarım
Yeni güne böyle uyanmıştım. Ne olduğunu anlamadan hemen ayaklandım ve kapımı açtım. Ne demek istediğini anlamam geç olmadı. Elinde büyük bir kutu vardı.
- Bunu kargodan gönderdiler. Senin için gönderilmiş ama kimden olduğu yazmıyor.
Ben hızlıca kutuyu aldım. Annemde gitmişti. Kutunun içinde bir zarf vardı sadece. Bunu postayla da yollayabilirdi diye bilmiş hallerimde zarfı açtım. İçinden bir not ve bilet çıkmıştı. İlk önce notu okudum:
Nerde olabileceğini Jen söyledi ve umarım yanılmıyordur. Yarın seni arabayla aldırtacağım. Lütfen gel, konuşmamız gerek. Seni seviyorum xx. -Harry
Tanrım, inanamıyorum. Harry'dendi bu not ve konserinin biletini yollamıştı. Bir an mutluluktan havalanacağımı sandım. Ben ayrılık havasına girmişken ondan hiç böyle bir şey alacağımı ummamıştım. Bileti ve notu tekrar zarfın içine koydum ve çekmeceme kaldırdım. Üstüme düzgün bir şeyler geçirip aşağıya indim. Abim bir yere gitmemiş. Bugünü beraber geçirmek istemiş. Öyle istiyorsa öyle olsun o zaman.
Harry dediğini yapmış ve gerçekten beni alması için bir araba yollamıştı. Kaldıkları otelde bana ayrı bir oda tutmuştu. Geldiğimi şoförden öğrenir diye aramamıştım. Ama yarım saat odada sıkılarak beklememe rağmen hala gelmek bilmiyordu. Aşağıya inip oteli keşfetmeye karar verdim. Asansöre doğru yürürken telefonumla ilgilenmekten önüme dikkat etmeden yürüyordum. Bunun bedelini üstüme kahve dökülmesiyle ödedim. Yürürken birine çarpmıştım ve üstümde oluşan kahve lekesine bakarak çocuğa saydırmaya başladım. Sonra kafanı kaldırdığımda karşımda mahçup olmuş Styles'ı gördüm. Ben de onun kadar afallamıştım şimdi.
- Özür dilerim Jessie.
+ Önemli değil Harry.
- Az önce tam tersini söylediğini unuttun mu!
+ Yeteri kadar utanıyorum zaten, üstüme gelme.
Sonra ikimiz de gülmeye başladık. Tanrım, onunla böyle gülmeyi nasıl özlemişim. Kahveyi benim için aldığını ve odama getirdiğini söyledi. Sonra konuşmayı önerdi. Odama doğru yürüdük. Az önceki neşeden eser yoktu. Yanında elini tutmadan yürümekse içimi ezmişti. Odama geldiğimde karşılıklı koltuklara oturduk. Oda çok büyük değildi ama lüks denebilecek kadar konforluydu. Sessiziliği bozan Harry oldu.
- O gün Justin'i evinde buldum ve onu iyi benzettim. Sonra da polise teslim ettim.
+ Niye gittin! Sana bir şey yapsaydı n'apardım ben!
- Öleceğimi bilsem yine giderdim. O piçe bunu ödetmeliydim. Benim kızıma el sürmek neymiş öğrenmeliydi.
+ Aradığımda neden açmadın?
- Sana kızgındım Jess. Bana bu olanları anlatmaman beni kızdırmıştı.
+ Benden nefret ettiğini, ayrıldığımızı düşünmüştüm.
- Ben senden ayrılamam Jess. Sen benim nefesimsin. Seni görmediğim her an hayat çok bunaltıcı oluyor artık. Hep bir şeyler eksikmiş gibi oluyorum.
+ Seni gerçekten çok seviyorum Harry, anlayamayacağın kadar fazla.
Konser başlamıştı ve sevinçten delirecektim. Onlarla beraber gelmiştim. Elanor da arabadaydı ve konser boyunca yan yanaydık. Aslında Louis'den kıskanıyordum ama çok tatlı bir kızdı. Gruptakiler gibi o da çok eğlenceli birisiydi. Konser boyunca gözlerimi Harry'den alamamıştım. Müthişlerdi ve konser bittiğinde hemen onları görmek için kulise doğru koştum. Ama Harry'e yapışmış bir kız gördüm ve yine o kadındı. Harry beni görünce teyzeyi itti. Bunak şey bana bakarak "Bu kim Harry?" dedi. Harry donmuş gibi sadece bana bakmaya devam ediyordu. Teyze bozuntusuysa yılışık hareketler yapmaya devam ediyordu. Sonra Harry'nin yanağına öpücük kondurdu. İşte bu tepemin tasını attırmaya yetmişti. Harry sinirlendiğimi fark etmişti ve nineyi itip yanımda geldi. Elimden tutmaya çalıştı ama buna izin vermedim. "Dokunma bana!" dedim ve arkamı dönüp yürümeye başladım. Birden ayağım yerden kesildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüfler
FanfictionNina Agdal ve Harry Styles ile ilgili güzel bir hikaye. İyi okumalar :) NOT: Vote yapmayı unutmayın :)