Neden koşmamıştım diye kendi kendime söyleniyordum. Harry arkamdan beni yakalayıp kucağına almıştı. Düşmemek içinde ellerimi boynuna dolamak zorunda kaldım. Oradan bu şekilde uzaklaştık. Arabaya bindirdi. Hiçbir şey söylemedim. Yol boyunca benden özür diledi ve onunla bir şey olmadığını anlatıp durdu.
- Yeter Harold! Yalanlarını dinlemek istemiyorum.
+ Ben yalan...
- Sus Harry! Seni onunla balkonda gördüğümde de bir şey olmadığını söyledin.
+ Çünkü yok.
- Sana inanmıyorum.
+ Ben yalan söylemiyorum. Anlamıyor musun?
- Sus artık sus!
Bunu avazım çıktığı kadar bağırarak söylemiştim. Sonra hiçbir şey söylemedi ve yola sessizce devam ettik. Otel kapısının önünde durur durmaz odama koştum. Kalan eşyalarımı toparladım ve ordan uzaklaştım. Harry beni görmüştü ve o yetişemeden bir taksiye atlayıp gittim. Eve dönersem beni bulurdu. En azından bu geceyi başka bir otelde geçirmeye karar verdim ve taksiciye yakınlardaki başka bir otele ya da pansiyona bırakmasını söyledim.
Burası diğeri kadar iyi olmasada işimi görürdü. Evime bile gidemiyordum. Ne zamandan beri hayatımı bu kadar yönetebilme hakkına sahip oldu? O kadınla ilişkisi yoksa neden sürekli yanında oluyordu? Benimle beraber olamadığı için onunla mı tatmin ediyordu kendini? Bilmediğim bir şeyler vardı ya da beni uyutuyordu. Acaba aşırı tepki mi gösterdim? Kafayı yemem an meselesiydi.
Eve gitmekte acele etmedim. Akşam üzeri gitmiştim. Bizimkiler merak etmişlerdi beni. Tahmin ettiğim gibi buraya geleceğimi düşünmüş. Onlara durumu açıkladıktan sonra odama gittim. Daha fazla konuşmak istemiyordum. Çok geçmeden abim geldi ve bu kadar mutsuz ediyorsa ayrılmamı söyledi. Kafam çok karışıktı ve ne yapacağımı bilmiyorum. Bu sefer sinirimden ağlamaya başladım. Sonra abim yanıma geldi ve beraber yatağıma uzandık.
Küçüklüğümde abimden nefret ederdim ama büyüdükçe birbirimizin değerini daha iyi anladık. Abim diğer erkekler gibi olmamıştı hiçbir zaman. O bir erkekten beklenmeyecek kadar duygulu, düşünceli, ilgili ve kibar birisiydi. Abim gibi bir sevgilim olmasını isterdim, güvenilir birisini... Bizi uyandıran annem olmuştu. Yemek için çağırıyordu. Abim tamam demişti ama annem gittiğimde ona aç olmadığımı söyledim.
- Geldiğinde de bir şey yememiştin zaten.
+ Israr etme, canım istemiyor.
- O zaman ben de yemem.
+ Git ve geberene kadar ye.
- Beraber olmazsa hayır.
Ve diğer erkeklerle birleşen özellikleri de vardı. Gıcıklık, uyuzluk, inatçılık... Çok inatçı ve hırslı birisiydi ve ısrarından kaçamayacağımı çok iyi biliyordum. Koluna girip onu sürükledim.
- Yürü hadi başbelası.
+ Başbelası mı dedin?
- Evet, hem başbelası hem de çirkin herifin tekisin.
+ Çarpılacaksın, yavaş uydur.
- Gerçekler bunlar sevgili abiciğim.
+ Kırık bir kafan olmasını istemiyorsan sesini kes kardeşim.
Onunla uğraşmayı çok başka seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüfler
FanfictionNina Agdal ve Harry Styles ile ilgili güzel bir hikaye. İyi okumalar :) NOT: Vote yapmayı unutmayın :)