Ne olduğunu anlatmadı ama yanında kalmamın ona iyi geldiğini söylemişti. Her ne olursa olsun yanında olacağımı, ne zaman anlatmak isterse onu dinlemeye hazır olacağımı söyledim. Buraya arabasıyla gelmişti ve biraz kaldıktan sonra eve beraber döndük. Onlara gelmemi teklif ettiğinde isteksizce geri çevirdim. Fermuarı boğazıma kadar çekmiştim ve onların damgalarımı görmesini istemezdim. Eve doğru yürürken bu yüzden Justin'in atalarına yetecek kadar sövmeye başlamıştım.
Jeniffer yine evde yoktu. Bu aralar onu çok ihmal ettiğimi düşündüm. Onunla iyi zaman geçirmeyeli bayağı olmuştu. Erken gelirse beraber 50 ilk öpücük'ü izlemeyi planladım. Filmi izlerken bir şeyler yememek olmazdı. Kendimce bir menü oluşturdum ve aklıma gelen tek şey etli makarna oldu. Yanına güzel bir salata ve tatlı olarak çikolatalı puding de yapmak için kolları sıvadım.
2 saat sonra yaptıklarımın karşılığını lezzetli bir şekilde almıştım. Eğer birazdan gelmezse hepsini tek başıma yiyip mide fesadı geçirebilirdim. Aslında aç değildim ama bu küçük menü gerçekten lezzetli ve ağız sulandırıcı gelmeye başlamıştı. Pudingleri dolaba koydum. Hem soğumalarını hem de Jeniffer'ın gelmesini bekledim.
İnsanların bir şeylerle uğraşması her zaman iyidir. Düşüncelerimden uzaklaşmak için bu yöntemi deneyen birisiyimdir. Hiçbir şey yapmadan beklemek yerinde ders çalışmayı tercih ettim. Bu kafayla matematik çözmek daha iyi olmuştu. Trigonometri ile zorlu bir mücadeleye girimiştim ve kendimi unutmuş haldeydim. Galiba 1 saat çalışmıştım ama bana 10 saate bedel olmuştu. Kapının çalması trigonometrinin kazanmasına ve benim de kurtuluşuma sebep oldu. Beklenen kaçak gelmişti nihayet.
- Nerdeydin Jen?
+ Ödev için bir arada olduğumuz gruptan biri çağırdı. Konuyla ilgili bazı sorular takılmış kafasına. Yardım isteyince gitmek zorunda kaldım. Neyse, sen n'aptın?
- Sahilde biraz koştum ve senin için bir şeyler hazırladım. Bir de seni beklerken matematikle olan ilişkimi gözden geçirdim.
+ Söz konusu ders matematikse bu senin kendinden kaçmaya çalıştığını gösterir.
- Ve başardığımı da bilecek kadar beni iyi tanıyorsun.
+ Kesinlikle. Kapıda kaldığımı fark edemeyecek kadar etkili olmuş.
"Özür dilerim." dedim ve onu içeriye aldım. Kendini koltuğa atan şebek dostum için hazırladığım menüyü servis etmeye başladım. Sonrada filmi film oynatıcısına koydum. Beraber film izlemeyi gerçekten özlediğimi fark ettim. Filmin ilk yarısı bittiğinde tabakları mutfağa koydum ve tatlılarla geri döndüm.
En sevdiğim filmlerden biriydi. Jen ile kaçıncı defa izlediğimizi konuştuk. Sonra beraber boş kaseleri götürdük ve bulaşıkları beraber yıkamaya başladık. "Harry gelmedi mi?" sorusuyla bıraktığım düşünceler tekrar kafama dönmüşlerdi.
- Gelmedi ve aramadı. Başına bir iş gelmesinden korkuyorum.
+ Kötü düşünceler kurma kafanda Jessie. O iyi, bundan eminim.
- Bilmiyorum, eğer ona bir şey olursa kendimi affetmem. Tek düşündüğüm bu.
+ Emin ol bana bir şey olmayacak.
Konuyu uzatmak istemedim ve kafamı salladım sadece. İşimiz bittiğindeyse onun aramasını beklemek yerine ben aradım. Sabahtan beri onu aramamam hataydı zaten. Aradığımda açmadı ve ben daha da merak etmeye başladım. Odama gidip bilgisayardan onunla ilgil haber var mı diye bakmaya gittim. Kötü bir şey varsa mutlaka bunun haberi olurdu. Aslında öyle bir şey olsa bundan grubun da haberi olur ve bana söylerlerdi. Ama onları da telaşlandırmamak için rahatsız etmek istemedim. Bilgisayarımı açmadan önce evlerinin önüne baktım. Arabasını evin önüne park edilmiş şekilde görünce sevincimden deliye döndüm desem yeridir. Onu tekrar aradım ve odasına baktım. Yine açmadı. Ona anlatmadığım için bana kızgın mıydı? Bu yüzden bana kırgın da olabilir. Odasında değildi ama kendimi o karanlık alana bakmaktan alamıyordum. Ayrılığımızın böyle olacağını tahmin etmemiştim. Hatta ayrılacağımızı bile tahmin etmemiştim. Böyle düşünmeye engel olamıyordum ve ağlama seansıma çoktan başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüfler
FanfictionNina Agdal ve Harry Styles ile ilgili güzel bir hikaye. İyi okumalar :) NOT: Vote yapmayı unutmayın :)