8.Bölüm

31 4 0
                                    

Bugün bir yere gitmek istemedim. Jeniffer da evde yoktu. Grup arkadaşlarıyla beraber ödevleri için çalışacaklarmış. Bende Harry'i eve çağırdım. Bugün beni  okula bırakmak için görüşmüştük sadece.

Harry ile televizyon izliyorduk. Ama televizyon izleyen sadece bendim galiba. Harry'nin bana baktığını hissedebiliyordum. Ona döndüm ve "Harry, bana bakıyorsun." dedim. Güldü ve biliyorum, dedi. Kıvırcık öküz işte. Televizyona bakmaya devam ettim. Her ne kadar televizyon izlesemde ne baktığıma odaklanamıyordum, çünkü bana bakmaya devam ettiğinden adım gibi emindim. Televizyondan yansımamızı da görebiliyordum sonuçta. Dayanamadım ve "Harry!" dedim. "Ne?" diye cevap verdi. "Hala bana bakıyorsun. Bu tuhaf hissettiriyor." diye açıklamaya çalıştım. "O zaman vazgeçmen gerekiyor." dedi. Kafam karıştı ve nedenini sordum: "Vazgeçmek? Neden Harry?". "Bu kadar güzel olmaktan." dedi. Tanrım, bu çocuk bir gün beni kalpten öldürecek. Bir an kafamdan neler neler geçmişti. Tam bir kıvırcık öküzsün, dedim ve suratına yastıkla vurdum. Sonra bunu yapmakla aslında büyük hata yaptığımı farkettim. Bileğimi fena kavramıştı ve bir anda onu üstümde buldum. İşlerin ileriye gitmemesini umarak gözlerine baktım. Gözleri neden bu kadar mükemmeldi? Gözümü kırpmadan yüzündeki her bir detayı inceleyebilirdim.

- Seni seviyorum Jessie.

+ Benimle bu konuda yarışma Hazza.

- Meydan mı okuyorsun?

+ Kaybedersin.

- Eğer kaybedersem bir kızla yarışmayacağım için olur.

+ Centilmenlik yapmasan bile benim sevgimi geçemezsin bayım.

Dudağımı yavaşça öpmeye başladı. Yavaş ve yumuşaktı. Elleri tişörtümün altında geziyordu. Eğer bir şeyler yapmazsam daha ileriye gidebilirdi. Bileklerinden tuttum. Bana şaşkınca bakıyordu. Daha çok erken, dedim. Ama sesim zorla ve boğuk çıkmıştı. Gözlerinde hayal kırıklığı var gibydi. Peki, dedi. Sonra üstümden kalkıp toparlandı ve "Ben gitsem iyi olur." dedi.

- Erken değil mi?

+ Okulun yok mu?

- Var ama biraz daha oturmandan sorun olmaz.

"Uykucunun tekisin, şimdiden uyumaya bak sevimsiz." dedi gülerek. "Sevimsiz öyle mi? Ben sana o lafın karşılığını veririm ama." dedim. Kıvırıcık öküz gülerek gitti sadece. Bu kadar gıcık olmak zorunda mısın, diye iç geçirdim ve televizyonu kapattım. Evin ışıklarını da kapatıp odama girdim. Karanlık odamda pencereme yaslanıp onun odasını izlemeye başladım. Arkadaşlarıyla takılıyordu anlaşılan. Çünkü odasının ışıkları yanmıyordu. Bende biraz facebook ve twitter'da takılmaya karar verdim. Twitter'a baktığımda Harry'nin beni takibine aldığını gördüm. Bende ona mesaj attım: Takibine aldığın için teşekkür ederim beyefendi. Cevap çok gecikmeden geldi: Önemli değil ve uyu artık prenses. Uykum yok, yazdım. Ninni söylememi ister misin, yazdı. O kadar küçük değilim, yazdım. O zaman iyi geceler, yazdı. İyi geceler odunların efendisi, yazdım ve kapattım. Gıcıklık sırası bende olsa da bu beni tatmin etmemişti. Sevimsiz lafının intikamını bununla alacak değildim. Bu intikam ateşimi daha sonraya erteleyip uyumaya çalışmıştım.

Evden bazı tıkırtılar duyana kadar gayet güzel uyuyordum. Belki Jen olabilir diye düşündüm ama onun olmadığı düşüncesi daha baskındı. Odamdan çıkmamla arkamdan birinin eliyle ağzımı kapatması bir oldu.

TesadüflerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin