Bu bana aşık olan Justin'di.
- Ne istiyorsun ya!
+ Sadece konuşmak istiyorum. Jessica'yı çağır.
Jeniffer seslenmeden ben geldim ve tamam ama çabuk ol, dedim ve dışarı çıkıp onu da yanıma çektim.
- Ne diyeceksin?
+ Özür dilerim, seni aldattığım için.
- Bu mu yani? Git, lütfen.
O sırada kolumu sıktı ve yan evdeki Niall koşarak geldi.
- Napıyorsun sen? Kızın canını acıtacaksın!
+ Sanane Bay Horan. Çekil git.
Niall onu çekti ve yumruk attı. Onlar kavga ediyorlardı ve grubun diğer üyeleri geldi. Jennifer da gelmişti ve o morarmış koluma bakıyordu.
Justin gittikten sonra bana buz verdiler ve olanları anlattım. Sonra biz eve gittik ama tekrar kapı çaldı. Jeniffer o sıra yeni duşa girmişti ve kapıyı koşarak açma sırası bendeydi. Karşımda Harry vardı yine ve ben yine titreme felan işte.
- Daha iyisin değil mi? Sana havuçlu kek getirdim. Yapan kişi ise benim.
+ Bu yeteneğini bilmiyordum.
- Artık biliyorsun. Al işte kek, umarım zehirlenmezsin.
Umarım, dedim ama içimden "Senin elinden zehirde olsa yerim." diyordum.
O gitmişti ve bende keki yemeye başladım. Eli bu işlere bayağı yatkınmış anlaşılan. Sonra bulaşığı yıkadım ve yukarı çıktım. 2 saat odamı topladım ve balkonuma oturdum. Karşıda Harry vardı ve yanında net göremediğim birisi vardı. Sadece saç renginin sarı olduğunu gördüm. Kimdi o sarı çiyan?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüfler
أدب الهواةNina Agdal ve Harry Styles ile ilgili güzel bir hikaye. İyi okumalar :) NOT: Vote yapmayı unutmayın :)