- Erken geldiniz, ne oldu?
+ Jes sıkılabileceğinin düşündü ve beni buraya sürükledi.
- Gelmek zorunda değildiniz Harry, bu kadar surat asarken.
"Neyin var senin Jen? Şaka yaptı." dedim. "İçeri geçin hadi!" dedi ama bunu derken bizi dövüyor gibiydi resmen. Harry ile birbirimize baktık ve içeri girdik. Ben su almaya mutfağa gittim ve bize bir şeyler hazırlamaya karar verdim. Jeniffer, Harry ile konuşmaya başlamıştı. Belki bir sorunu vardı ve bunu onunla paylaşır diye onları dinlemeye başladım.
- İlişkiniz nasıl?
+ Çok iyi.
- Bence sen onu hak etmiyorsun.
+ Sen ne saçmalıyorsun?
- Hiç, boşver.
Harry kızgın şekilde mutfağa geldi. Bana Jen'den nefret ettiğini ve onunla arkadaş olmamamı söyledi. Jeniffer'ın söylediklerinin şaşkınlığı yetmemiş gibi Harry'nin tepkisine de şaşırıp kaldım. Bu yaşadığımız çok aptalca geldi birden. Ama daha fazla gerilim olmaması için küçük bir valiz hazırladım ve Harry beni evine sürükleyerek götürdü. Onun evine gittik ve bu çok ani olmuştu, bir o kadar da tuhaf.
Eve geldik ve yerler gülle doluydu. Yerde de bir kutu ve kutuda bir yüzük. Harry kutuyu aldı ve bana evlenme teklifi etti...
- Bu yaşadıklarımız gerçek mi?
+ Evet meleğim.
- Bu bir rüyaysa beni uyandırma Harry.
+ İnan bana rüya değil.
- Her şey tesadüfler zincirinden oluşmuş gibi geliyor.
+ Bir bakıma haklısın. Ama son yaşadığın şeyler tesadüf değil, planlıydı.
- Nasıl yani?
+ Kapıda Jen'in konuşması, onunla tartışmam, müstakbel eşim olman için oynanan küçük oyunlardı.
- Harry...
+ Seni çok seviyorum sevgilim.
- Sen beni sevmeden önce bile seni seviyordum Harry. Ama seninle karşılaştığım ilk an, işte o andan itibaren aşık oldum.
+ Seninle hiç bıkmadan tartışabileceğim tek konu bu: Hangimiz daha çok seviyor.
Parmağımdaki yüzüğe bakmaktan vazgeçip yanımda yatan müthiş varlığın gözlerine baktım. Balkonda beraber uzanıp gökyüzünü izliyorduk. Onun kollarında, onun kokusuyla, onunla olmak gerçekten muhteşemdi.
Eve gitmek istediğimde gitmemem için ısrar etti ama gitsem daha iyi olurdu. Geç olmuştu ve Jeniffer çoktan uyumuştu. Eve geldiğimdeyse valizimi odamın bir köşesine koydum ve balkondan onun odasına baktım. Bu sefer o da bana bakıyordu. Onu sabaha kadar böyle izleyebilirdim. Ama ona böyle bir işkence yaptıracak değildim. Öpücük attım ve o da öpücüğümü tuttu. Öptü ve bana tekrar yolladı. Tuttum ve dudaklarıma götürdüm. Ona el salladım ve içimden hiç gelmese de balkon camından ayrılıp kendimi yatağıma attım. Tanrım, bu bir rüyaysa n'olur uyandırma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüfler
FanfictionNina Agdal ve Harry Styles ile ilgili güzel bir hikaye. İyi okumalar :) NOT: Vote yapmayı unutmayın :)