Burası grubun temellerini oluşturan önemli bir yerdi: Üvey babasının çiftlik evi. Kibar kıvırcığım beni arabadan indirdiğinde etrafa şaşkınca bakmaktan kendimi alamamıştım. Mutluluktan ağlamaya başladım. Sıkıca sarılıp "Ağlaman için getirmedim buraya, lütfen üzülme." dedi. "Üzüldüğüm yokki, mutluluk gözyaşlarım bunlar." dedim ve ona daha sıkı sarıldım. Sonra kollarını omuzlarıma attı ve yapışık ikizler gibi eve girdik. Harry eşyaları getirmek için arabaya gitti. Bende ışıkları açtım. Sonra getirdiği eşyaları beraber buzdolabına yerleştirdik. İşimiz bittikten sonra karşıma geçip "Bir gün kendi evimizde de böyle olacak." diyip dudaklarımızı buluşturdu. Sonra kucağına alıp beni yatak odasına taşıdı.
- Kendi alanına git Harold.
+ Sadece uyuyacağız, söz veriyorum.
- O zaman üstüne pijamalarını giy.
+ Boxer var işte.
- Harry!
+ Altıma bir eşofman giyip geliyorum.
- İyi olur kıvırcık öküzüm.
Soğuk bir bakış atıp odadan çıktı. Bende onu sinir etmekle haneme yeni bir puan kazandırmanın keyfini çıkararak rahat bir şeyler giymek için dolaplara baktım. Kırmızı kareli bir gömlek pijama takımı bulmuştum. Harry gelmeden hızlıca giymeye başladım. Son düğmemi ilikleyip işimi bitirdiğimde Harry geldi. Daha erken gelmediği için Tanrı'ya şükretmeliydim.
- Bence pijama yerine iç çamaşırlarınla da olabilrdin.
+ Ben böyle daha rahatım.
- Evlendiğimiz günlerde pijama giymeye gerek duymayacaksın.
+ Fantazilerine limon sıkmak istemezdim ama beni çoğunlukla pijamalı bir eş olarak göreceksin evinde kıvırcık öküzüm.
- Acaba seninle evlenmeyi gözden mi geçirsem?
+ Acaba saçlarını mı düzleştirsem?
"Sustum." dedi ve bende gözlerimi devirerek koluna girip yatağa doğru çekiştirerek karşılık verdim. Yastık olarak yine onu kullandım ve bu şekilde uyumak çok güzeldi. Evlendiğimiz günden sonra her gece böyle uyuyacaktık. Her gece uyuyacağımızı sanmıyordum ama uyku şeklimizin böyle olacağından emindim.
Sabah elleri belime dolanmış, kendine doğru çekmiş ve nefesimi ensemde hisseder halde buldum ikimizi. Onu uyandırmadan kalkmaya özen gösterdim ama belimi daha sıkı kavradı. Yarı uykulu halde kulağıma "Günaydın karıcığım." dedi kulağıma.
- Günaydın marulum.
+ Dün gece çok ateşliydin.
- Sarhoş değildim Hazz. Bu şakanın saçma olduğunu sen de biliyorsun.
+ Şaka değildi. Aslında bu sitem etmekti.
- Kahve ister misin?
+ Olabilir.
- O zaman o koca kollarını çek belimden.
+ O zaman yapma.
Kolundan kurtulup ayağa kalktım. Yanağından öpmek için ona doğru eğildim. Yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. Hiç gecikmeden dudaklarımı öperek karşılık vermişti. Ondan ayrılmak istemiyordum ama ayılmam için kahveye ihtiyaç duyuyordum şuan. Mutfağa gidip önce kendime yaptım. Bir taraftan kahvemi içerken, diğer taraftan kahvaltıyı hazırlıyordum. Kahveden bir yudum almak bile enerjimi yerine getirmeye yetmişti. Kahvaltıyı hazırladıktan sonra hala yatağından kalkmayan koca bebeğe de bir kahve hazırladım. Elimdeki sıcak kahveyle yatağın başına gittim. Yeniden uykuya dalmıştı. Uyanması için dürterken ne olduğunu anlamadan kahve şeyine döküldü. Bağırarak ayağa kalkıp zıplamaya başladı. Koşarak banyoya gitti, bende onun arkasından gidip kapıda bekledim. Tanrım, n'apmıştım ben!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüfler
Hayran KurguNina Agdal ve Harry Styles ile ilgili güzel bir hikaye. İyi okumalar :) NOT: Vote yapmayı unutmayın :)