31.Bölüm

18 5 1
                                    

- Harry! İyi misin?

+ Evet, kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim!

- Özür dilerim Hazz, bilerek yapmadım. Çok üzgünüm.

+ Daha sonra bilerek yapmayı denersin!

- Gerçekten üzgünüm.

"Olmaman hata olurdu! Senin amacın beni kısır etmek mi?" diyerek çıktı banyodan. Üstünde bornozu vardı. Benim yüzümden kısa ve soğuk bir duş almış olmalıydı. Şaşkınlıktan saçmaladığımı fark etmemiştim. "Özür dilerim tatlım, özür dilerim." diyerek sarıldım. "Tamam, sakin ol artık. Önemli değil diyemem ama daha iyiyim." dedi. "Çok mu acıdı?" dedim ona bakarak. "Öyleyse öpecek misin?" dedi hınzırca bakarak.

- İğrençsin Hazz. Bu durumda bile düşündüğün fantaziye bak.

+ Bence çok güzel olur.

- Kapa çeneni kıvırcık öküz! Bir fincan kahve daha dökmemi istemezsin değil mi?

"Senin kadar kötü ve iyilik karışımı bir meleğe rastalamamıştım." dedi ve yine o büyüleyici öpüşünü yaptı. Bunun anlamını; konuyu artık uzatmayalım, olarak algıladım ve o mutheşem dudaklarına istediği karşılığı verdim.

Sabahki kazaya rağmen günümüzü çok güzel geçirmiştik. Beraber kahvaltı etmiş, çevrede kolkola yürüyüş yapmış ve beraber yemek yapmıştık. Aslında yemeğin büyük bir kısmını o yapmıştı. Bense bazı yardımlarda bulunmuştum. Beef wellington yapmıştı ve çok lezzetli olmuştu. Sonra bir zamanlar grubundaji arkadaşlarıyla ateş yaktığı yerde bu sefer benimleydi ve beraber battaniyeye sarılarak ateşe bakıyorduk.

- Geç oldu Hazz.

+ Gitmek mi istiyorsun?

- Aslında hiç istemiyorum ama...

+ İstersen gitmeyelim, ikimiz de burada kalalım.

- Okulum var. Senin de işlerin var zaten.

+ 1 haftadan bir şey olmaz.

- 1 hafta mı?

+ Daha fazla da kalabiliriz, tabii sen istersen.

- Seninle burada ömür boyu kalabilirim ama gitmemiz lazım koca bebek.

+ Hiç araba kullanacak havada değilim.

- Ben kullanırım Hazz, hadi!

Araba yolculuğumuzun bu kadar sessiz olması hoşuma gitmiyordu. Benim için de kolay olmamıştı ama ikimizin de işleri vardı. "Evlendiğimiz zaman daha fazla beraber olacağız ve o zaman benden bıkmaya bile başlarsın." diye durumu toparlamaya çalışan ben oldum. "Senden asla bıkmayacağıma yemin edebilirim!" diye karşılık verdi.

- Çok büyük konuşuyorsun Harold.

+ Haklısın. Aslında ben senden şimdiden bıkmaya başladım.

- Öyle mi? O zaman şu sürtük olan sevgiline dönebilirsin. Teyzeye de dönebilirsin tabii.

+ Yaşıma göre büyük olabilir ama çirkin olduğunu söyleyemezsin.

- Yaşına göre birisiyle çıktığında bunu bana tekrar hatırlat.

"O zaman mı güzel bulacaksın onu?" dedi gülerek. "Evet!" diye kızmış bir sesle cevap verdim. Yolda olmasaydık muhtemelen saçlarını yolmak için tutuyor olurdum. Bir an saçına arabada yapışsam kaza yapabilme oranızımı hesapladım ama ikimizi de tehlikeye atmaya gerek yoktu.

"Jessi! Sevgilim! Uyan hadi prenses!" diyen sesini umursamamaya çalıştım. Keşke bu kadar uykucu olmasaydım. Daha sonra kulağımda "Jessica!" diyerek bağırması beni fena korkutmuştu. Elimle kulaklarımı tıkarken tüm geceyi uyamadan geçirebilecek kadar ayıldığımı düşündüm. Sesini kestikten sonra bağırma sırası bana gelmişti.

- Senin amacın beni sağır mı etmekti?

+ Kış uykusuna yatan ayılar gibiydin ve uyanmıyordun.

- Ayı mı? Seni ahmak orangutan! Öküzün teki olmasaydın beni uyandırmak yerine odama kadar taşırdın!

+ Siz çok alıştınız bu kucakta gezme işine.

- Her gün kucağında taşıyorsun zaten.

+ Komşuları başımıza toplamadan sesinin ayarı bulsan iyi olur!

- Sen çok kısık sesle konuşuyorsun değil mi?

+ Bu saatte neyin tartışmasını yapıyoruz?

- Senden küçük bir özür bekliyordum ama o kadar öküzsünki konuyu sakız gibi uzattın.

+ Özür dilerim! Oldu mu? Tamam mı?

Ona gözümü devirerek karşılık verdim ve evime doğru yürüdüm. Jen ve çocukların pencereye bakmasına aldırmadan evime girdim. Kapıyı bir hışımla çarpıp odama çıktım. Küçük bir olayı belki abartmıştım ama o İlk Çağ kaçkını budala da benden aşağı kalmamıştı. Odama girdiğimde sinirimden oyuncak ayımı yırtma çabasına girmiştim. Sonra parçalama girişimimi başarısız şekilde sonlandırıp, Bobo'ya bunu yaptığım için ondan özür diledim ve yanıma oturttum. Bacaklarımı kendime çekip sarılarak oturdum. Kafamı diz kapaklarıma yatırmıştım. Sağa dönük kafamla masama ve o tarafta bulunan eşyalarıma baktım. Gözüm kitaplarımda gezinirken aklıma annemlerde kaldığım zamanki kitap gelmişti.  Gecenin bu saatinde abimi bir kitabı getirmesi için rahatsız etmek istemiyordum ama az önceki tartışmayı unutabilmek için iyi bir bahane bulmuştum ve çekinerek de olsa abimi aramak için telefonuma yöneldim. Hem kitabımı getirmek bahanesiyle yeniden Lilly ile buluşturmuş da olurdum. Aralarını düzeltmek için güzel bir bahane oldu diye şimdiden sevinmeye başlamıştım.

TesadüflerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin