Multimedia: Esra
Herkesi affedin ama vatanınıza ihanet edenleri asla affetmeyin.
-Elif ÖZTÜRK-
-ERTESİ GÜN : SABAH SAAT (07:00)-Beyaz, sporcu atletim terleyen vücuduma yapışırken, hiç durmaksızın büyük bir hırsla önümdeki kum torbasını yumrukluyordum. Yüzümdeki boncuk boncuk terler süzülerek boynumdan aşağıya giderken, bir ses durmamı sağlamıştı.
"Yeterince iyi değilsin. " Evet, bu buz gibi sesin sahibi Enes komutandan başkası değildi, yavaşça ona doğru döndüğümde. Koyu kahve gözleri vücudumda oyalandığında, ben de tıpkı onun bana yaptığı gibi onu bir güzel süzdüm. Üzerindeki asker yeşili tişört, kaslarını görmemi engelleyemezken, altına ise kot pantolon giyinmişti. Gözleri sonunda gözlerimi bulunca, onaylamazcasına başını önce sağa sonrada sola sallarken aynı zamanda kaşlarını da çatılmıştı. "Yumruklarını rastgele savurmaya devam edersen karşı tarafta bir etki yaratmaz. Rakibini yenmek istiyorsan, rastgele yumruklardan kaçınıp odaklanmalısın aksi halde kendini yormaktan başka bir işe yaramaz bu vuruşların. " gözlerimi kısarak onu dinlerken, sözlerinin sonlarına doğru gözlerim kocaman açılmıştı.
Bravo! Şuan ki tüm hevesimi kırmıştı.
"Beni fazla hafife alıyorsunuz, komutanım. " söylediklerine her ne kadar bozulsamda, belli etmeden ciddiyetimi koruyarak konuşabilmiştim sonunda.
Dudağının kenarı kıvrıldığında, "Hafife almak..?" Diye mırıldanmıştı. Kısa süre sonra ise alayla gülerek "İspatla." Demişti. Tıpkı onun gibi bende güldüm, "Tamam. " onay alınca odanın ortasına geçip beni bekledi: "Hadi gel. " yanına çağırmasıyla, ağır adımlarla yanına gittim.
Birbirimize karşı temkinli bir şekilde bakıyorduk, ilk atak ondan gelmişti. Yumruk yaptığı elini suratıma savurunca başımı eğerek yumruktan son anda kurtuldum. Bir adım geriye gidip ikinci atağını beklemeye başladım, tahmin ettiğim gibi yine yumruk olarak kullanmıştı atağı. Yumruk yaptığı elini sıkıca tutup, komutanımı hızla kendime doğru çektim, boşta kalan elim saçlarına gideceği sırada o da boşta kalan eli ile beni engellemişti.
Sinsice güldüm.
Ve daha sonra bacak arasına sert bir tekme attım. Geriye doğru sendeleyince, yumruğu suratına geçirmiştim. Bu sayede dizleri üstüne düşmüştü, acı içinde inlerken eli tekme attığım yere gitmişti. Savunmasızlığından faydalanarak kısacık saçlarından tuttuğum gibi dizimi suratıma geçirdim. İkinci defa iniltisi yankılanmıştı büyük odada. Üzerine eğildim, "İspatlamamı istiyordunuz değil mi komutanım? " güldüm. "İşte size kendimi ispatladım. " tam geri çekileceğim esnada saçlarımdan tuttuğu gibi beni kendine doğru çekmişti, tıpkı benim gibi güldü: "Henüz değil, Leydim. " dediğinde, tam anlamı ile beni yere fırlatarak üzerime çıkmıştı.
Yok artık.
"Lordum, bu mükemmel varlığı fazla hırpalamayın lütfen!" Diye uyardığımda, "Artık çok geç. " diyip suratıma yumruğu geçirmişti vicdansız adam.
Hadi ama, kendine gel Elif. Göster şu acımasız adama kendini.
İkinci yumru geçireceği sırada, yüzümü yana yatırıp yumruktan kurtuldum. Fakat komutanımın yumruğu yere çarptığı için yine acı ile inlemişti.
Oh olsun sana!
Zemin ile aşk yaşayan yumruğunu geri çekeceği sırada kolundan tutup kendime doğru çekince dengesini kaybedip tamamen üzerime düşmüştü. Tüm ağırlığı bende olan adamı kenara itip yattığım yerde doğruldum ve bu seferde ben onun üzerine çıktım.
![](https://img.wattpad.com/cover/109911599-288-k10128.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HER ŞEY VATAN İÇİN
ActionElif Öztürk, tayininin çıkması nedeniyle Mardin'e gider. Orada başına geleceklerden habersiz, çizilen kaderine boyun eğer. Enes Köksal'ın, komuta ettiği time dahil olur. Ve vatan aşkı ile kavrulan bu timin hikayeside böylece başlamış olur. ♡ E...