İYİ OKUMALAR
-Elif-
Karakola gidecektik ama şehit olan polisleri görünce durmuştuk. Yine eve ateş düşmüştü. Bu Murat şerefsizini bir yakalıyalım gör bak ona neler yapıyorum...Önce karakolda şehit olan askerlerimiz, şimdi de burda şehit olan polislerimiz. Günden güne Murat'a nefretim daha da artıyor.
Ben bunları düşünürken gitme vektimiz gelmişti. Araçlara bindik ve karakolun yolunu tuttuk. Gözümden bir damla yaş firar etti, engel olamıyordum. Gözyaşlarıma 'akmayın' diyemiyordum. Her şehit haberi geldiğinde öfkeleniyorum, kızıyorum, ağlamak istiyorum, askerlerimizi polislerimizi şehit edenleri bulup cezalandırmak istiyorum.
Benim bir sözüm vardı askerlerimize, polislerimize, jandarmalarımıza. ''Sizi şehit edenleri bulacağım, söz. Kanınız yerde kalmayacak. '' Ama nerde o verdiğim söz?
Tutamıyorum ki. Murat şerefsizini bulamıyorum, onu adalete teslim edemiyorum. Her gün ''O Murat'ı bulacağım'' diyorum ama...ama bulamıyorum. Beni affedin şehitlerim verdiğim sözü tutamıyorum.
"Kendine gel Elif, pes etmek yok. Sen askersin, askerler hiç pes eder mi? Sen eğer bir söz vediysen, verdiğin sözü tutarsın evellalah. Unutma sen askersin. Senin, uğruna savaştığın bir bayrağın var ve o bayrakda da şehitlerin kanı var. Senin, uğruna savaştığın bir vatanın var. Senin korumaya çalıştığın bir milletin var." İç sesimin söylediklerinde biraz haklılık payı vardı.
Ben askerim, verdiğim sözü tutarım. İlk defa sana katılıyorum içses, ilk defa doğru bir şey söyledin. Allah senden razı olsun.
Ah, ben iyice aptallaştım, içses'ciğimle konuşuyorum. Bu da birnevi kendi kendine konuşmak gibi bir şey sanırım ve kendi kendine konuşanlara bizim orda deli diyorlar.
"Pek de normal olduğun söylenemez. " diyen iç sesime bir güzel göz devirdim.
Bu bana anormal mi demek istemişti?!
...............
Karakola çoktan gelmiştik. Ben odama giderken revirin önünden geçiyordum, kapısı açık revirden hararetle telefonda bir şeyler konuşan Eda ile duraksadım. Beni göremeyeceği bir yere saklandığımda konuşmalarına biraz kulak misafiri olmuştum.
''Baba seni çok özledim. Yanına gelmek istiyorum. ''
''...''
''Askerler bilmiyor ki benim senin kızın olduğumu. ''
''...''
''Nerdesin? Geleyim. ''
''...''
''Tamam baba, yarın gelirim. '' diyip telefonu kapatmıştı.
Bu da ne demekti şimdi?
Bu kız kim? Peki ya babası kim? Bu kız neler çeviriyor böyle!
Eda'nın revirden çıkmasını beklerken, birden belimden tutulup duvarın öbür ucuna çekilirken gözlerim kocaman açılmış ve korkudan yerimden sıçramıştım.
Bir eli belimde, diğer ili ise ağzımdaydı.
Bu da kimdi şimdi!
Gözlerimi sımsıkı kapattım. Beni duvara yapıştıran kişi tam karşımda duruyordu fakat gözlerim kapalı olduğu için kim olduğunu bilmiyordum. Aslında kokusu tanıdık geliyor ama olsundu...
Bacağımı iki bacağının arasına getirip sert bir tekme attığımda Enes'in iniltisini duymuştum.
Gözlerimi hızla açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HER ŞEY VATAN İÇİN
حركة (أكشن)Elif Öztürk, tayininin çıkması nedeniyle Mardin'e gider. Orada başına geleceklerden habersiz, çizilen kaderine boyun eğer. Enes Köksal'ın, komuta ettiği time dahil olur. Ve vatan aşkı ile kavrulan bu timin hikayeside böylece başlamış olur. ♡ E...