Acıyı iliklerime kadar hissettim, anne.
İyi okumalar
.Acı neydi?
Boşluğa düşmek miydi? Kalbinin parçalara ayrıldığını hissetmek miydi? Yaşarken ölmek miydi? Yada ölmek isteyip ölememek miydi?
Bu gün ne de çok acı çekmiştim, eğer öyleyse.
Koca bir boşluğa düşmüştüm, elimden kimse tutmamıştı. Kalbim paramparça olmuştu, kimse eski haline getiremezdi. Yaşarken ölmüştüm, kimse ölüm sebebini söylememişti. Ölmek istemiştim, ama kimse bu düşünceden beni vazgeçirememişti.
Evet, aptal bir kadın sayesinde acıyı üçüncü defa hissetmiştim. Üçüncü defa parçalara ayrılmıştım. Bir anne babamın ölümünde, bir Sedef'e aşıkken, birde bu gün Elif'in ölümünde hissetmiştim acıyı.
Tıpkı bir ruh gibi olanları izliyordum, cenazeyi alan araç gözlerimin önünde hızla ortadan kaybolmuştu.
Sahi, geriye ne kalmıştı? Yıkık bir şehir, kırık bir kalp.
Gözlerimdeki yaşları elimin tersiyle sertçe silip, etrafıma baktım. Bizi bu halde bırakıp gitmişti.
Korkaktı, yaşamayı istemeyecek kadar korkaktı. Hani aşık olmadan ölmek istemiyordu?
Saçma.
Ardında yıkık dökük insanlar, kalpler bırakıp gitti.
Kabul et, korkaksın be kadın!
Korkak...
Korkak..___
"KORKAK!"
Gözlerimi açtığımda odamda kanter içinde kalmıştım.
Ne yani bu bir rüya mıydı? Gerçi buna rüya denilmez. Bildiğin kâbustu.
O kadar gerçekteki acıyı iliklerime kadar hissetmiştim.
Koca, saçma bir kabus yüzünden ne hale gelmiştim böyle.
Oturduğum yerden kalkıp odamdaki boy aynasına baktığımda deli gibi titriyordum.
Gözümün önüne kabusumda gördüğüm şeyler geldikçe, küfürler yağdırıyordum.
"Uyan Elif, uyan! Uyan ki, uyandığın zaman zavallı kalbime bıraktığın bu acının sana hesabını sorabileyim. Senin yüzünden ne hale geldim. " kendi kendime söylenirken bir yandanda oda da sağa sola sinirle yürüyordum.
Kendimi sakinleştirmeye çalıştıktan hemen sonra odadan büyük bir hırsla çıktım.
Sakinim..
Sakinim...
Evet..
Çok sakinim...
Sakini-..
Yok lan, sakin değilim.Koridorda yürürken biranda duvara sert bir yumruk atıp: "Evet, şimdi sakinim. " diyip yoluma devam ettim.
Sakinleşmiştim sonunda.
Erkeklerin yanına gittiğimde, ''Ben hastaneye gidiyorum. Geliyor musunuz? ''Diye sordum. İkiside ayağı kalkıp 'tabii ki de' dediklerinde beraber dışarıya çıkıp arabalarımıza binmiştik.
2 gün sonra..
-Elif ÖZTÜRK ( RÜYA )Gözlerimi yavaşça araladığımda park gibi bir yerdeydim. Ama burada hiç çocuk yoktu ki. Etrafta dolaşırken birden karşıma küçük bir kız çıkmıştı,
''Merhaba. ''Dedi sevimlice gülümseyerek.
''Senin ismini öğrenebilirmiyim güzellik?. '' Diye sorduğumda, ''Ecem. '' cevabını verdi mutlulukla.
''Ne kadar güzel bir ismin var. Benim de Elif. ''
''Oyun oynayalım mı ? ''Diye sorduğunda bu duruma her ne kadar şaşırsamda ''Olur. '' diyerek onaylamıştım onu.
''O zaman salıncakta sallanalım. '' salıncağa koşup binince bende yanına gitmiştim. Tam sallayacakken;
''Ben kendim sallanırım. ''Demişti. ''Peki. ''Diyip yanındaki salıncağada ben bindim.
Bir zaman sallandıktan sonra ikimizde salıncaktan indik.
''Elif abla şimdi de kaydıraktan kayalım. ''Dedi. Yine kabul ettim. Bir süre de kaydıraktan kaymıştık.
''Elif abla sen şimdi git olur mu? Ben tekrar gelirim. Belkide gelmem. Bilemiyorum. Ama seni bekleyenler var. Ne zamandır senin uyanmanı, iyi olmanı bekliyorlar. Perişan oldular. Şimdi git ve onları mutlu et. ''Dedi.
Gidecektim. Gitmem lazımdı.
''Gideceğim. Ama seni de çok özleyeceğim. Bunun bir rüya olduğunu anlayabiliyorum. Ve seni çok sevdim. Tekrar gel. ''Dedim gülümseyerek.
Artık uyanmanın zamanı gelmişti demek.
~~~~~Gözlerimi araladığımda bizim ekip yandaki dikdörtgen cama toplanmıştı. Gözlerimi açtığıma hepsi sevinmişti.
Kısa süre sonra içeriye doktor ve diğerleri girince boş boş etrafa bakıyordum.
''Geçmiş olsun. " kadın güler yüzüyle söylediklerine kaşlarımı çatmıştım. Bizimkilere dönüp, "Sizinde gözünüz aydın. " demişti. Bu sefer tekrar bana dönüp, "Hastamız kendini nasıl hissediyor bakalım?'' diye sormuştu.
Konuşmaya çalışmıştım ama boğazımın acısı buna izin vermemişti. Acıyla yüzümü buruşturunca zorda olsa konuşabilmiştim, ''Biraz ağrılarım var. ''
''Sizi şimdi normal odaya alacağım. Dinlenmeniz gerek. Size uyumanız için iğne yapacağım. ''Diyip, daha ben itiraz edemeden cebinden iğneyi çıkartıp koluma batırmıştı.
Gözlerim ağırlaştı, daha fazla dayanamayıp gözlerim kapandı. Zaten gerisi koca bir karanlıktı.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°Canlarım, hepinizi kandırdım. Aslında tamda kandırmış değilim, öleceğini söyledim ve dediğim gibi rüya bile olsa öldürdüm. 😄 peki Elif'in öldüğüne inandınız mı, yoksa daha önceden tahmin etmiş miydiniz böyle olacağını?
Her neyse karakterimiz ölmediğine göre geçelim sorularımıza,
🌹Bu hikâyede en sevdiğiniz karakter kim?
🌹Sevmediğiniz, nefret ettiğiniz karakter kim?
🌹 bölümü nasıl buldunuz?
🌹 hikâye nasıl gidiyor ve sizce devamında neler olacak?Veee son olarak bölümün kısalığı için özür dilerim. bu seferlik bu kadardı, hadi Allah'a emanet olun. Yeni bölümde görüşürüz😘💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HER ŞEY VATAN İÇİN
AcciónElif Öztürk, tayininin çıkması nedeniyle Mardin'e gider. Orada başına geleceklerden habersiz, çizilen kaderine boyun eğer. Enes Köksal'ın, komuta ettiği time dahil olur. Ve vatan aşkı ile kavrulan bu timin hikayeside böylece başlamış olur. ♡ E...