HER ŞEY VATAN İÇİN

(10) Ölüme inat.

Uğrunɑ ölmekse eğer seni yɑşɑtmɑk, bin defɑ ölürüm de ɑdınɑ leke sürdürmem. Gururdur, nɑmustur bɑyrɑk ve sɑncɑk, Aksɑ dɑ kɑnım korkmɑ; hɑini güldürmem!

İYİ OKUMALAR

-YAZARDAN-
(Not: ya canlarım, neyi fark ettim biliyor musunuz, ben 'yazardan' kısmını yazamıyorum bir türlü, bunu bir önceki bölümde fark ettim.  Tam bir felaketti. Ama bölüm için son defa  yazardan şeysini yazıyorum, sizleri sıktığım için ve bu kısımı okumaya maruz bıraktığım çok özür dilerim. )

___

Bizimkiler, Elif'in ameliyattan çıkmasını hâlâ bekliyorlardı. Ameliyathaneden doktor çıkınca herkes doktorun yanına toplanmıştı.

''Doktor hanım Elif iyi mi?'' diye sordu Enes komutan telaşla.

''Hastanın ameliyatta üç kez kalbi durdu. Şu an durumu iyi. İki kurşunu çıkardık ama üçüncü kurşunu çıkaramadık. Şimdi yoğun bakıma alacağız. Bu gün biraz dinlensin. Yarın üçüncü kurşunu çıkartmaya çalışacağız. Üçüncü kurşun göğüs kafesinin hemen altına isabet etmiş. Çıkarılması çok riskli. Bu yüzden yarın deneyeceğiz. " diye cavap verip yoluna devam eder doktor.

-Enes KÖKSAL -

Tim ile hastanenin kantinin de oturuyorduk. Duygu ise  Elif'in yanında kalmak istemişti.

Düşündüm, istemsizce sürekli onu düşündüm. Çok mu üstüne gitmiştim acaba? Kızla dövüşmüştük, sürekli laf sokup duruyordum, 700 şınav çektirmeye kalkmıştım. Düşündükçe kendime lanetler ederken, sürekli onunla olan konuşmalarımız beynimde yankılanıp duruyordu.

''Pardon da neden sürekli bana bakıyorsunuz komutanım? Rahatsız oluyorum da...''
''Çünkü sana bir türlü güvenemedim. ''

"Komutanım hiç beklemeden gidelim. Çok fazla kişi var, hepsinin üstesinden gelemeyiz. "
"Nedenmiş o? Yoksa bizim kahraman kızımız Elif, ölümden mi korkuyor? "
"Yok Komutanım, korkmak hiç bana göre bir şey değil ki. Sadece aşık olmadan ölmek istemiyorum. "

"Bunların hesabını karakola dönünce vereceksin, Leydim. "
"Hesap vereceğim anları zevkle bekliyorum, Lordum. "

"Lordum, bu mükemmel varlığı fazla hırpalamayın lütfen!"

"Yüzümdeki morluklar, mükemmelliğimi arka plana atıyor. SAÇMALIK, bu tamamen SAÇMALIK!"

''Sen itiraz mı ediyorsun? 300 şınav çekecektin ama itirazına karşılık 400 oldu. ''
''Komtanım. Yapmayın ama.. '' .
''500. ''
" Yaaa, komutanımmm... "
"600."
"Ko-"
"700."
"E-emredersiniz komutanım. "

İşte o an bir şey oldu ve yutkunamadığımı fark ettim, acı içinde gözlerimi kapattım. Ben neden bu kadar acı çekiyordum? Neden? Sürekli sesi kulağımda yankılanırken, boğazıma bir yumru oturuyordu, yutkunamıyordum.

Bu...bu çok acı vericiydi.

Daha fazla dayanamayıp sinirle gözlerimi açıp satlerdir masanın üzerinde soğumaya yüz tutmuş olan çayımı alıp biraz içtim.

Iğğyy. Bu ne be!

Çok fazla zaman geçmemişti ki çayı geri püskürtmüştüm.

''Bu soğumuş lan!'' Diye söylendim kaşlarımı çatarak.