(24) Annem geliyor.

5.4K 299 17
                                    

Haydi artık dinsin ızdırapların,
Ufuklardan şanlı bir gün doğacak yarın,
Güzellikle, sıcaklıkla ve ihtişamla…
Kumandasız hazır olup onu selamla!
Gönlündeki yaraların kanını dindir!
Yüzde yüz Türk olduğun gün cihan senindir…

İyi Okumalar

"Kızlar neler oluyor? "

Esra bir sağa bir sola deli gibi volta atmaya başlamıştı.

"Yasemin, yine salaklık etmiş. " sitemle söylediği şey Yasemin'i kızdırmış olacak ki Yasemin hızla ayağı kalkıp, Esra'nın karşısına geçmişti.

"Hiçbir şey anlamıyorsun, Esra! Sana göre bir şey yok çünkü rahatsın, Fatih ile evlenebilirsin. Mutlu bir aile olabilirsin ama bizden olmaz anladın mı beni? Bu yüzden sakın bana bir daha salaklık ettiğimi söyleme. Tamam biraz ağır konuşmuş olabilirim ama yaptığım şey salaklık değil, önlemdi. " Yasemin'in dediklerine kaşlarım çatılmıştı.

Esra ağzını açmış tam bir şey söyleyecekti ki, "İkinizde kesin sesinizi!" bağırmam ile ikiside bana dönmüştü. "Ya bana olanları anlatın ya da odayı terk edip başka yerde tartışın, çünkü ben uyuyacağım. " sakinlikle söylediğim şeylere ikili kaşlarını çatmıştı.

Yasemin az önceki yerine otururken, Esra'da onun yanına oturmuştu.

Ben ise tam karşılarına bir sandalye çekip oturdum, "Dinliyorum. " dediğim zaman Yasemin'in başı utançla yere eğilmişti.

"Akif ile kavga ettik. "

"Niye?"

"B-bana beni sevdiğini söyledi. Bende ona çocukça davrandığını ve peşimi artık bırakması gerektiğini söyledim. Onu istemeyen bir kızın peşinde koşmaması gerektiğini söyledim. Ha birde, b-bu kadar aciz olmamasını da söyledim. " yine ağlamaya başlayınca gözlerimi devirdim.

"İyi halt ettin, kırmızı kafaların aptal olduğunu duymuştum ama bu kadarda belli etme be gülüm. " söylediklerime daha çok ağlayınca yine ve yine göz devirdim.

"Sonra ne oldu?"

Elinin tersiyle sertçe gözyaşlarını sildikten sonra, tekrar gözleri beni bulmuştu. "Elif, o beni çok seviyor ama ben ona bizden olmayacağını defalarca söyledim ama dinlemedi, peşimi bıraksın benden nefret etsin diye öyle söylemek zorunda kaldım. Gerçekten amacım onun kalbini kırmak değildi. Sana...sana yemin ederim amacım onun kalbini kırmak değildi. "

"Onu gerçektende sevmiyor musun?"

"Ben...şey yani seviyorum. Hemde çok.."

"E o zaman sorun ne?"

"Elif, bizden olmaz!"

Sinirlerim iyice bozulmaya başlamıştı. "Neden lan, neden olmuyormuş?"

Uzun süre düşündü, daha sonra gözlerini duvara sabitleyip bize hiç bakmadan asıl sebebini anlatmaya başladı.

"Elif, bundan yıllar yıllar önce sevdiğim adam gözlerimin önünde öldürüldü. Aşk zaaftır, aşk zayıflıktır, aşk her insan için büyük bir yıkımdır. Benle o biz olamayız, ben lânetliyim Elif. Sevdiğim adam yıllar önce nasıl öldüyse benim yüzümden, o da ölecek. "

Gözlerim şaşkınlıktan kocaman açılırken bu saçmalık beni iyice germişti.

"Hay ben senin düşünce yapını s-seveyim. Cidden aptalsın. Bu nasıl bir düşünce be!" Yerimden kalkıp onu da omuzlarından tutarak kaldırdım.

"Hepimizin aşktan yana yaraları var güzelim ama sen o yarayı düşünüp sürekli kafana takarsan hayat yaşanılmayacak kadar korkunç bir hâl alır. Hayatına bak, git ondan özür dile ve o, o laflardan sonra eğer seni hâlâ isterse ona bir şans ver. -ki o seni çok sevdiği için sen ne dersen de o seni yine de isteyecektir. Zaten yeterince acı çekti karşılıksız bir aşktan dolayı, şimdide ona saçma sapan şeyler söyleyip iyice canını yakma. "

HER ŞEY VATAN İÇİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin