(53) Çilekli pasta.

2.8K 198 96
                                    

İYİ OKUMALAR 📖🌻

-Akif-

Gırtlak kaslarımda oluşan bir düğüm, yutkunmaya çalışıpta yutkunamamak...hiç kimseyi umursamadan sevdiğin için ağlamak, ona bir şey olacak korkusu ile hüngür hüngür ağlamak. Keşke onun yerinde ben olsaydım, düşüncesinden bir türlü çıkamamak...berbat bir his! En kötüsü de ne biliyor musunuz? Sanki o orda yaşamak için mücadele vermiyormuş, ölümle burun buruna değilmiş gibi asıl ölümü yaşayan bendim. Yaşarken ölmek belkide böyle bir şeydi...

Sevdiğim kadın, benim yüzümden ölüm döşeklerinde yatıyordu. Yaklaşık 4 saattir ameliyattaydı. Henüz nasıl olduğu konusunda bir haber alamamıştık.

Benim yüzümden o, oradaydı...

Ameliyathanenin dışarısında doktorun çıkmasını dört gözle bekliyorduk, hepimizin iyi bir haber duymaya çok ihtiyacı vardı.

Bir kaç cızırtıyla ameliyathanenin sürgülü kapısı açılmış ve doktor ellerindeki kanlı eldivenleri çıkartarak adımlarını bize doğru atmıştı. Anında doktorun başına toplanmıştık, ''Yasemin'im iyi mi? '' titreyen sesimle sormuştum sorusunu.

''Kurşunu çıkardık, şimdi yoğunbakıma alınacak. Bu gün eğer uyanmazsa bitkisel hayata geçecek. '' doktorun sözleri ile bir hıçkırık kaçıvermişti dudaklarımın arasından.

''Görebilir miyiz? '' boğuk sesim fazlasıyla yorgun çıkmıştı.

''Yoğunbakıma aldığımızda sadece bir kişi görebilir. ''

Timdekilerin üzgün bakışları bana dönmüştü, ''Sen git Akif. ''Dedi Sinan komutan.

Yaşlı gözlerime tezat sevinçle gülümseyip kafamı olumluca salladım, ''T-teşekkür ederim komutanım. ''

''Benimle gelin hemşireler giymeniz gereken kıyafetleri size versin. '' diyen doktor önden ilerlemeye başlarken bende peşinden onu takip ediyordum.

____

Yasemin'in yanındaki sandalyeye oturup, elini tuttum.

''Yasemin'im...imkansızım, yüreğimi sızım sızım sızlatan tek kadın," gözlerimden süzülen yaşlardan bir tanesi Yasemin'in eline düşmüştü. " D-doktorlar, eğer uyanmazsan bitkisel hayata geçeceğini söylediler. " boşta kalan elimi buz gibi yanağına koydum. "Uyan, imkansızım. Uyan, n'olur uyan...Beni yalnız bırakma olur mu? Uyan, ben sana seni sevdiğimi söyleyeyim; sen yine bana kız, bağır, kır, dök....ama Allah aşkına uyan. Beni, sensizlikle sınama. Hem biliyor musun, babam öldükten sonra ben kendime bir söz verdim 'bir daha asla ağlamayacağım' dedim. Ama bak sözümü tutamadım, ağlıyorum. Beni ağlatan da, güldürende tek kişi sensin. Sen benim hem yağmurun, hem güneşimsin. Beni neden bu kadar ağlatıyorsun ki? Uyan...
O güzel gözlerini aç, tekrar bana gülümse, yine bana kız-bağır ama yeterki aç şu gözlerini. Söz bir daha seni üzmeyeceğim...Söz. Hatta sana bir daha seni sevdiğimide söylemem, bundan hep rahatsız olurdun sen. Söylemem, sessizce nefes kadar yakın ama sana dokunamayacak kadar uzak bir şekilde usulca severim seni. Söz. ''

Bunları derken içim paramparça oluyordu, hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.

İçeriye hemşire girdiğinde, ''Çıkmanız gerekiyor Akif bey. '' demişti.

Elini hâlâ tutarken yavaşça ayağı kalktım ve alnına küçük bir buse kondurdum. Belkide bu veda busesiydi...ilk ve son kez öpüşüm olacaktı..

''Yürek sızım, sen çok güçlü bir kadınsın. Uyan.  '' dedim ve hemşireyle birlikte boğunbakımdan çıktım.

-Akşam saat: 22.30...
-Yasemin-

HER ŞEY VATAN İÇİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin