Karşısındaki ona aşkla bakıp hayranlıkla gülümseyen kadın ile beraber zoraki gülümsedi Boran.
Hilal ile evleneli tam bir yıl olmuştu. Boşa geçen bir yıl...Bu bir yıl onun için oldukça zor geçmişti. Hayatında bir yılı öylesine yaşamış gibiydi. Hilal ile evlenmek istememişti ama bazı mecburiyetler ve sorumlulukları onları evli bir çift yapmıştı. Bu mecburiyetin sebebi kendisi olsa bile kadına olan kötü hislerine engel olamıyordu.
İçinde ona karşı duyduğu anlamsız nefret vardı. Kadın bu nefreti hak etmek için hiçbir şey yapmadığı halde bu kadını sevmiyordu. Bu bir yıl içinde elinden geldiğince onunla daha az muhatap olmaya çalışmıştı. Her seferinde işlerini veya yorgunluğunu bahane ederek onunla vakit geçirmekten kaçınmıştı. Ama son zamanlarda bu taktiği pek işe yaramıyordu. Genç kadın artık daha fazla kocasıyla vakit geçirmek istiyor, ona yakın olmak istiyordu.
Hilal ile evlenmesinde büyük etken aşk dışında her şeydi. Küçük oğlu Can'ın bir anneye ihtiyacı vardı ve ona annelik yapacak en uygun kişi bu kadındı. Can onun Hilal'den olmayan tüm varlığını adadığı tek oğluydu. Zamanında ,sevdiği kadından olan, oğlu onu hayata bağlayan en büyük etkenlerden biriydi. Eğer şimdi hayata kaldığı yerden devam ediyorsa bunun sebebi kesinlikle oğlu idi.
Biricik ve tek aşkı olan karısının ölümünden sonra hayata küsmüş, elini ayağını her şeyden çekmişti. Yaşamak anlamsız ve yararsız gelmeye başlamıştı. Dibi görmesine rağmen hayata tekrar tutunmasının sebebi oğluydu.
O zamanları düşündükçe içi daralıyordu. Hayatında geçirdiği en karanlık dönemdi. O karanlıktan çıkmasına vesile olan ışık ise Can'ın ağlayarak ilk "Baba!" deyişi olmuştu.
Sırf oğlu Can'ın anne sevgisinden mahrum kalmaması için evlenmişti karşısında ayakta tıkınan kadınla. Hilal ile hiçbir zaman evlenmek istememişti ama babasının baskısı ve oğlu için bunu yapmaya mecbur kalmıştı. Ailesi Hilal için çok ısrarcı olmuşlardı. Onlara göre iyi aile kızı olan Hilal, oğulları için en doğru eş adayıydı.
İlk başlarda çok diretmişti evlenmemek için. Kesinlikle bu işe yanaşmayacağını ailesine hissettirmişti. Buna uzun süre dayandı ama Can'ın annesiz hayat geçirmesi onu yaralamaya başlamıştı. Zaman acımasızca geçiyordu ve gittikçe oğluna yetememeye başlıyordu. En sonunda pes ederek evlenmeyi kabul etmişti.
Hilal'i istememesinin en büyük nedeni şüphesiz yanına yakışan bir kadın olmamasıydı.
Hilal neredeyse doksan kiloya yaklaşmış, sakar ve aptal bir kadındı.
Evet evet kesinlikle aptal bir kadındı Boran'a göre. Karşısındaki insan ona ne yaparsa yapsın ağzını açmaz, hatta üzerine saçma sapan bir şekilde özür dilerdi. Kadının bu kadar ezik olması Boran'ı delirtiyordu.O kadar ezik bir kadındı ki bir kere bile isyan ettiğini görmemişti. Onu aşağılayan babasına bile sessiz kaldığı zamanlara şahit olmuştu. Babasının iğneleyici laflarını sessizce dinlemiş, usulca fark ettirmediğini düşünerek göz yaşı dökmüştü. O anla birlikte ona acımış ve ona karşı hissettiği nefret daha da alevlenmişti. Güçsüz kadınlardan oldu olası nefret ederdi.
Evet diğer insanlar tarafından sürekli dışlanmış olması onun içine kapanık birisine dönüştürmüştü. İnsanlarla fazla göz teması kurmaz, onlardan olabildiğince uzak dururdu. Kimsenin gözünün içine bakmazdı. Sevmezdi insanlarla göz göze gelmeyi, onların eleştirel bakışlarını görmek hoşuna gitmezdi.
Bu konuda hak veriyordu. Küçüklüğünden beri aşırı kilolu bir yapıya sahipti. Bunun için defalarca doktora gitmişti. Metabolizması aşırı yavaş olan kadın bütün direktiflere rağmen yemekten vazgeçememişti. Sırf bu dışlanmalar yüzünden liseyi açıktan okumak istemiş annesi izin vermediği için bunu yapamamıştı. Lise bitince de eve kapanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmiyorum Seni (Tamamlandı)
Romanzi rosa / ChickLitHiç istemese de şişman ve ucube olarak gördüğü kadınla çocuğu için evlenen adam... Zamanında platonik olarak aşık olduğu adamla evlenen saf ve iyi niyetli bir kadın. Aşık olduğu adamın oğlunu kendi evladı gibi görmekten asla çekinmez. Aşkın en saf...