Tekiladan Sonra 1.Bölüm-

17 3 0
                                    

Gözlerimi açtığımda hissettiğim ilk şey göğsümdeki acıydı. Ayrıca çırılçıplaktım. Üzerim örtülüydü. Göğsüme baktığımda acıması için bir sebep göremedim. Yataktan kalktım ve etrafıma baktım. Yatağın başında bej bir tişört ve pantolon vardı. Giyindikten sonra odadan çıktım. Çıkar çıkmaz gördüğüm ilk kişi Melis'di.

"Göğsüm acıyor."

dedim. Acıdan daha çok yanma gibi miydi aslında ?

"Derinin altında kesik var. Yine de kısa sürede iyileşir."

dedi Melis. Cidden eski sevgilimin konuya bu kadar samimi dahil olması ne kadar doğruydu ?

"Diğerleri nerede ?"

"Janset hala uyuyor. Sizinkiler de kahvaltıda."

dedi eliyle merdivenleri göstererek. Merdivenlerden indiğimde herkes masada oturmuş sanki dün gece hiç bir şey olmamış gibi yemek yiyor ve sohbet ediyordu ve işte tam o sırada hayat ağır çekime geçti. Bembeyaz saçları havada uçuştu ve dünyanın en güzel gülümsemesiyle Reyna bana baktı. Gözlerinin içi ışıl ışıl parlıyordu. Sabah güneşinde çok daha tatlı görünüyordu. Düz siyah penye bir elbisenin üstüne gri kocaman bir hırka giymişti. Hırkanın kollarından biri kendini aşağıya doğru bırakıp tek omzunu açıkta bıraktı.

"Ooo Günaydın ! "

dedi Ada. Beni Reyna' nın omuzlarının yarattığı hipnoz edici manzaradan çekip çıkartarak.

"Günaydın ölümsüz ahalisi."

dedim ve güldüm. Şimdi gerçekten ölümsüz mü olmuştuk ?

"Kahvaltı enfes."

dedi Doğa ağzını reçelli ekmekle doldururken.

"Dün tanışma faslımız baya güme gitti. Yine de sonsuza kadar arkadaş olacağımıza göre, hem de kelimenin tam anlamıyla. Bu günü birlikte geçirmeliyiz."
"Birlik demişken. Janset nerede ?"
"Uyandı, birazdan aşağıya iner."

dedi Melis merdivenlerden inerken Doğa'ya. Melis' de kahvaltı sofrasındaki yerini almıştı.

"Eee biz gelmeden önce neler konuşuyordunuz ?"
"Hiç bu gün ne yapsak diye konuşuyorduk. Ölümsüz hayatımızın ilk gününde."

dedi Ada son cümleyi dramatikleştirerek.

"Birkaç günün tadını çıkarın. Salı günü 13.Tapınak konseyi önüne çıkacaksınız."
"13.Tapınak ' da ne ?"
"Hayatlarını sizi korumaya adamış insanlar topluluğu ve halkınız oluyorlar. Siz onların prens ve prenseslerisiniz."
"Kraliçe Janset mi oluyor ?"
"Evet."

dedi Melis "Beğenmiyorsan siktir git. " dercesine bir bakış atarken.

Masadaki derin sessizlikten sonra lafa giren yine Melis oldu.

"Yaz tatiline bir hafta kaldı. Yaz başlar başlamaz yola çıkacaksınız. Doğrusu çıkacağız."
"Nereye ?"
"Okula. Eğitimden bahsederken ciddiyimdim. Ah öğrenecek o kadar çok şeyiniz var ki."

Dedi Melis. Aklımda üniversite ile ilgili binlerce soru vardı. O sırada Janset aşağıya indi. Yüzünde resmen gülücükler açıyordu. Uzun zamandır gördüğüm en keyifli modunda olmalıydı. Masaya oturduktan sonra gözlerini üzerimizde sanki neler oluyor dercesine gezdirdi.

"Ben gelince neden sustunuz."

Dedi. Demek ki bakış okumak konusunda pek iyi değilim.

Janset: Evet değilsin.
Ben: Sen sus be. Evrendeki en değerli şeylerden birini taşıyıp pastane kutu bantladığı için kriz geçiren bir kızsın sen.
Janset: Terbiyesize bak sennnn.
Reyna: Kanka haklı biraz sanki.
Janset: Sen sus daha seni de görücez ilerde. Sen değil miydin hocaya ay yok  tırnağım kırılır...
Ben: Siz spoiler patlatmadan çıkın aklımdan da anlatmaya devam edeyim.

TekilaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin