-Silgi-

4 1 0
                                    

Odaya geri döndüm ve kendimi tuvalete kapattım. Kolumdaki çipin gerçekten işe yarar olacağını umarak avucumu açıp sesli komut verdim.

"Magna Noh"

Dedim sadece. Siri gibi tüm arama sonuçlarını önüme dönmüştü. Yani sayılırdı. Sadece cevap bulabileceğim kaynak isimleri veriyordu.

●Ollimpa İnfazları
🔒+100 kilitli kaynak bulundu.

"Kilitli kaynak nedir ?"

Diye sordum ekrana. Robotik bir sesle şu cevabı aldım. 

"Kilitli kaynaklar kütüphanenin D-ZO-0001 bölümünden kütüphanenin D-ZO-9999 bölümüne kadar olan bölümüdür. Ollimpa da sadece bir  kişinin bu bölüme erişimi vardır. "

Bu bölüme girmenin bir yolu olmalıydı. Bu rüyanın bir anlamı olmak zorundaydı.

"Beyin fonksiyonlarının hareketliliği
iyi görümüyor Arda."

Dedi robotik ses.

"Düşüncelerimi okuyabiliyor musun?"

"Hayır ama tehlikeli sorular soruyorsun. Ollimmpa tektir. Mükemmel bir düzen üzerine kurulu olmak zorundadır. Zarar verici hiç bir düşünce kabul görmez. Son 1 saat içindeki verilerin temizlenmesi işlemi başlatıldı. "

"Düşüncelerimi mi sil-i-cek-si-i..."

Janset in zihni

"Pekihala ne taraftan şimdi ?"

diye sordum babama. Sessizce içerde
konuşuyorduk. Bana okulda Mery i bulmamı söylemişti. Mery öğretmen desek doğru olurdu. En azından benim için. Babam içimde yolu tarif ederken sonunda bir kapıya gelebilmiştim. Çiçeklerle bezeli kapıya nasıl dokunup nasıl açacağımı şaşırmış durumdayım ki kapı kendiliğinden yavaşça açıldı. İçeri doğru yavaşça girdim. İçerisi kapıyla tam olarak ters orantılı bir şekilde karanlıktı. Zifiri karanlık.

"Almulk Al'Awal bu şerefi neye borçluyum."

Dedi karanlığın içinden bir ses. Babam bedenimi kullanmak için izin aldıktan sonra karanlığın içindeki karanlık beni çekiyormuş gibi hissettim. Kendimi babamla birlikte oluşturduğumuz beynimin içindeki ütopyada bulmuştum. Babamın dışarıyı duymak için her zaman yaptığını yapıp televizyonu açtım. Yine de hala her şey zifiri karanlıktı.

"Ah Mery. İnsanlara kader kitaplarındaki isimleriyle süslenmeyi ne zaman bırakacaksın ?"

"Herkesin bir gün anılacağı isimle hitap ediyorum. Hepsi bu. Şimdi. Küçük Almawt Allmalikat Aleayn için geldin."

"Cidden mi ona bu isimle mi hitap edecekler ? Ölüm Gözünün Kraliçesi."

"Ah. Ağzımdan kaçıvermiş."

"Evet majesteleri onun için geldim. Sanırım artık kızımla aynı bedeni paylaşmam bir yanılsamaya sebep olmuş. Çünkü son baktiğımda birakın kolumun içine küçük oyuncaklarınızdan birini sokmanızı küçük bir deniz balığı kırmasının koluma dokunması bile yasaktı. "

"Ah Almulk Al'Awal. Kızının çipinde bir silgi yok. O sadece kapıları açmak ve odasına yemek sipariş etmek için kullandığı bir cep telefonu. Şimdi sana verdiğin sözü hatırladığınız ikimiz de bildiğimize göre zamanı geldi. Ölü bir adamın bilgeleşmesi gerekiyor Almulk Al'Awal. Küçük kızının ise okula gitmesi. %100 e hazır mısın? "

"Olduğumu biliyorsunuz majesteleri."

Dedi. Ben ne olduğun anlamadan geri kendi bedenime doğru çekildim.  İçimdeki ani boşalmayla bir anda yere kapaklandım. Sanki içimdeki bütün organlar dışarıya çıkmış gibi hissediyordum. Bedenimin içi boşmuş gibi. Yerde öylece kitlenip kaldım ve tekrar ütopyaya çekildim. Etrafımdaki her şey yavaş yavaş soluyordu. Sanki ölen çiçekler gibi kararıp büzüşüyordu. İçeriye giren Tut'un sesini duydum. Dışarıdaki sesler içerideki parçalanan ütopya ile birleştiğinde garip bir hal aldı. Etrafımdaki her şeyin parçalanması bir yana Tut sanki boğuluyormuş gibi nefes alıp veriyordu. En sonunda duyduğum bir bağıştan sonra çenemin tam altında, boynum ve başımın birleştiği yerde korkunç bir acı hissettim. Korkunç acı ile birlikte ütopyanın içinde kararıp büzüşme hissini de...


TekilaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin