Gözlerimi açtığımda dev bir cam tavandan gökyüzüne bakıyordum. Kubbe şeklinde yukarıya tırmanan tavandandan gözlerimi ayırıp etrafıma baktım. Koluma serum takılıydı. Kendimi çok bitkin ve yorgun hissediyordum. Başımda hiç tanımadığım yaşlı bir adam duruyordu. Yüzü o kadar kiriş karıştı ki alnındaki kırışıklar göz kapaklarına düşüyordu. Boynumun altındaki noktaya dokundu. Küçük bir acı vücuduma yayılırken boynumdan aşağıya doğru parmaklarını götürdü yanına bu sefer genç beyaz önlüklü bir adam geldi.
"Usta Dowgle."
Dedi başıyla selam vererek. Adam cebinden küçük bir iğne çıkardı ve boynuma yaklaşmaya başladı.
"Hey ! Ne yapıyorsunuz? "
"Dur Rox gerek yok. Ne olduğunu zaten biliyorum. Dışarıda konuşalım."Dedi onlar dev yatakhaneden çıkarken içeriye bir anda bizimkiler doluştu.
"İyi misin ? Ne oldu ?"
Dedi Doğa endişeyle zaten büyük olana gözleri daha da çok açılmıştı. Arda ise biraz derbeder görünüyordu. Çok korkmuş gibiydi. Benim ise Doğa nin sorusuna ne cevap vereceğimle ilgili hiç bir fikrim yoktu. Ben de dünyanın en kaçamak ve en klasik cevabıyla yetindim.
"Bilmiyorum. Her şey çok hızlı oldu."
Dedim. O sırada Melis içeriye girdi. Gözleri resmen kan çanağına dönmüştü. Koşarak geldi ve bana sarıldı.
"İyi misin ?"
Diye sordu. Melis'i daha önce hiç böyle görmemiştim. Bana sarılırken açık kahve saçları boynuma yayıldı. Şimdi kendimi çok daha iyi hissediyordum sanırım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tekila
Fantasy1 shot tekilanın bir vücuda verebileceği zararları biliyor musunuz ? Şahsen ben bilmiyorum. Yine de bu konuda öğrendiğim tek şey 6 shot tekilanın bir insanın hayatını nasıl değiştirebileceği. Nereden mi biliyorum ? Yaşayarak öğrendim. Hayatımı değiş...