Cumartesi öğlen saatlerinde Melis saraya geri döndü. Olaylarla ilgili bilgisi olan adamı bulmuştu.
Olay gerçeklik kalemiyle ilgiliydi. Yılan Gerçeklik Kaleminin evrenine gitmiş ve kalemi çalıp kendisiyle ilgili bir sürü şey yazmış. Yine de yazılanları bilmiyormuş bu yüzden Melis Gerçeklik Kalemi'nin olduğu evrene gidip yazanları okumak istemiş. Anlattığına göre kağıtlarda kralı daha iyi koruyabilmek için onun gözlerinden görebilmeyi istemiş yardımcısı olarak kanından içmeden ne kralın ne de kendi gözleri normale dönemeyecekmiş. Bundan sonrası Melis in hiç bilmediği bir dil ile yazılmış. Bu yüzden kağıtları alamadığı için geri dönmüş. Şimdi elimizde iki seçenek vardı. Birincisi Janset'in babasının seçimiydi. Yılanı öldürmek ve ya onu resmi olarak Janset'in koruyucusu yapmaktı. Benim deyişimle ruh hastasi öylesine adam öldüren birini sonsuza kadar Janset'le birlikte yaşamaya zorlamaktı. Yine de hepimiz canımızı seviyorsak Olimmpa kuralarına göre hareket etmeliydik. Olimmpa sadece okul değildi. İşler oradan yürütülüyordu bütün düzeni onlar koruyordu. Bu onları evrenlerin sahibi gibi bir şey yapıyordu ve Olimmpa nin dediğine göre altın ne derse o olurdu. Böylelikle çocuğu yanımıza almaya karar vermek zorunda kalıyorduk. Bu da erkek erkeğe güzel bir konuşmanın kapılarını açıyordu -aynı zamanda bu Janset'in odasının kapısı demekti-.
Odaya girdim ve Sef'e Janset'i dışarı çıkarmasını Melis'in çözümü bulduğunu ve ona anlatacağını söyledim. Janset ilk başta karşı çıksa da ne dünyada ne de Janset'in kraliçe olduğu bu evrende değişmeyen tek bir şey vardı. O da Janset'in çok değerli olduğu ve sonsuza kadar kız kardeşim oluşuydu. Bunu değiştirebilecek hiç bir şey yoktu. Bunun verdiği iç güdüleri de öyle.
Janset Sef'le odadan çıkarken çocuğa fazla yaklaşmadım.
"Nerede olduğunun farkındasın değil mi? "
"Evet."
"Peki hala. Taç giyme seremonisinin ne olduğunu biliyor musun ?"
"Evet."Dedi yine kısa ve aynı şekildeki cevapları ve kibirli ses tonu bana onu öldürmemiz gerektiğiyle ilgili yepyeni dürtüler veriyordu.
"Pekihala Tut. Sen bir sembolsün-"
"Biliyorum. Janset bana çoğu şeyi anlattı bu konularla ilgili."
"Bundan kurtulma yollarının ne olduğunu biliyor musun peki ?"
"İşte onunla ilgili herhangi bir fikrim olsaydı sanırım burada olmazdım."
"Güzel ben söyleyeyim. Ya ölürsün ya da seremoniyi gerçekleştirirsin. Seremoni gerçekleştiğinde ne olur biliyor musun ? Onunla yaşamak zorunda kalırsın. Çünkü onun kanı seni besler ve onun kanı seni yaşatır. Ondan uzak kalmak istesen bile kalamazsın. Kalırsan ne olacağını söyleyeyim. Bir ay içinde tamamen altına dönüşsün. Tabi ölümün yaklaşık 2 hafta sürer damarlarındaki bütün kan altına dönüşene kadar yani. Hepimiz yarın Olimmpa ya yola çıkıyoruz. Bu demek oluyor ki okula geliyorsun. Evet şimdi bunlardan birini seçmen gerekirse orospu çocuğu hangisini seçiyorsun."Dedim. Sesim konuşma boyunca gittikçe hiddetlenmişti. Resmen kan ter içine kalmıştım. Sadece herifi öldürüp Janset'in kurtarmak istiyordum.
"Janset'le konuşmak istiyorum."
Dedi çocuk sadece. Sakinliği sinirimi iyice tepeme çıkarırken duvara yumruk attıktan sonra kendimi odadan dışarıya atmakla yetindim. Melis ve Janset boş gözlerle bana bakarken Tut'un Janset'le konuşmak istediğini söyleyip aşağıya indim. Sinir hala bütün damarlarımda dolaşıyordu. Kesinlikle birini öldürene kadar dövme potansiyeline sahiptim. Ta ki yemek salonuna girip onu görene kadar. Üzerindeki mor elbisenin parçaları sandalyesine takılmıştı. Resmen elbiseyle kavga ediyordu. Reyna'nın koruyucusu Neith transa geçmiş gibi ağzı bir karış açık Reyna'yı izliyordu. Reyna ise etrafında olan hiç bir şeyi fark edebilecek gibi görünmüyordu.
"Ben prenses falan olmak istemiyorum. Lanet olasıca elbise. Bir dahakine eşofmanlarımı da getiricem ve lanet elbise seni bir daha asla ama asla görmeyeceğim anladın mı ? Asla !"
Dedi ve sonunda elbisenin bütün parçalarını toplayıp sandalyesine oturdu. Sinirlenince resmen dünyanın en tatlı varlığı oymuş gibi görünüyordu. Ayrıca tacı yine yamulmuştu. Onun yanına doğru yaklaştım ve tacını düzeltip yanına oturdum. Şaşkın şaşkın yukarıya bakarken teşekkür etti. Önümdeki yumurtadan bir çatal aldıktan sonra günler boyunca Sef'in getirdiği küçük atıştırmalıklar dışında bir şey yemediğimi fark ettim. Ben yemeğe gömülürken Reyna da sessizliği bozmadan yemeğini yemeye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tekila
Fantasy1 shot tekilanın bir vücuda verebileceği zararları biliyor musunuz ? Şahsen ben bilmiyorum. Yine de bu konuda öğrendiğim tek şey 6 shot tekilanın bir insanın hayatını nasıl değiştirebileceği. Nereden mi biliyorum ? Yaşayarak öğrendim. Hayatımı değiş...