'Kış Güneşi Tadında'
Kış güneşi bugün daha parlak vuruyordu Doğu'nun evine. Güneş'in sarı saçlarına değen güneşi izlerken Doğu, keyifle onun çıplak omzuna dokunuyordu. Hafif dokunuşlarla daireler çizip uyanması için onu rahatsız ediyordu. Güneş'se yerine daha çok yerleşiyordu ve omzundaki eli itelemekle uğraşıyordu. Doğu onunla oynamanın tatlı anını yaşarken bu oyunu sürdürmeyi seçti. Güneş kalçasına kadar inen pikeyi omzuna sinirle çekip yüzünü Doğu'nun olduğu yöne çevirdi. Asık bir suratla uyumasına devam ediyordu. Doğu bu sefer de onun yanağını okşamaya başladı.
"Rahat bıraksana beni," dedi Güneş.
"Bırakmazsam ne olur?"
"Şu huyundan vazgeçsen artık?"
Doğu gözlerini devirerek "Yalnız ben hayalindeki kişi değilim," dedi. Güneş'in hayalinde olmamak biraz kötü hissettirse de onu, bunu takıntı haline getirecek değildi.
Tam da bu anda Güneş gözlerini açtı. Uyku sersemliğiyle nerede, kiminle olduğunu bir anda anlayamadı ama Doğu'nun kısık, açık kahve gözleriyle buluşunca gözleri, birden yutkundu. Resmen Anıl'la hiç ayrılmamışlar da yeni bir güne uyanmışlar sanmıştı. Çünkü Anıl uyandırmak için kendisini fazla zorlardı. Öyle sanmıştı. Öyle sandığına inanamıyordu. O günler geride kalmıştı. Anıl gururuyla oynamıştı. Kendisini iki paralık bir fahişe gibi hissetmesine sebep olmuştu. Allah bugün de belasını verirdi inşallah onun.
Doğu'nun gözlerine bakarken gözlerini kırpmayı bile unuttu. Doğu gerçekti. Yanındaydı. Onunla birlikte olmuştu. Sevgililerdi. Doğu'dan fena halde hoşlanıyordu.
Gülümsedi. "Hayalimde olmayacak kadar gerçeksin çünkü," dedi Güneş. Dün akşam bedeninde kaybolmuştu, şimdi de gözlerinde kaybolmak üzereydi.
Doğu ciddi bir yüz ifadesiyle "Ama hayalinde başka biri vardı," diye işi uzattı.
"Hayalimde kız kardeşim vardı. Sabahları uyandırma teknikleri benim sabrımı zorluyor." İşte yine bir yalanla daha güne başlamış oldu. Ama her şey böyle güzelken bozulmasını isteyemezdi. Kim isterdi bunu? Hiç kimse!
"Takılıyorum güzelim, neden gerildin bu kadar? Yoksa hayalinde ünlülerden biri mi vardı? Meğer sen her sabah onun seni uyandırdığını hayal ediyormuşsun?" diyerek göz kırptı Güneş'e Doğu. Onun bu gergin hallerini sevmiyordu. Bunu nedense eski sevgilisine bağlıyordu. Adam otoriter bir kişiliğe sahip olabilirdi ve Güneş'i zamanında fazla geriyordu.
Güneş'in gülümsemesi daha da büyüdü. Doğu'nun kollarının arasına yerleştirdi kendisini. Onun kokusunu içine çekip gözlerini yumdu. Kalbinin ritmi az öncekinden daha bir huzurlu atmaya başladı. Dudaklarını onun göğsüne koyup bir öpücük bıraktı. Böyle tatlı olduğu için, bu kadar duyarlı bir adam olduğu içindi bu öpücük.
"Yeni oyuncuları düşünürsek onları düşünmem normal ama hiçbirini düşünmüyordum. Tek düşündüğüm kişi sen olmalısın. O zaman kalbimdeki tüm ağrılar yok oluyor." Son söylediğini daha kısık bir ses tonuyla söyledi Güneş. Kalbindeki yarayı dışarı atamıyordu. İşin içine bir de aptallığı girdiğinde iyice kalp ağrısından kafayı yiyecek gibi oluyordu.
Doğu sıkıca sarıldı sevgilisine. "Güneş biz eskileri unutmazsak asla ileriye doğru yürüyemeyiz. Ben senin kalbinin güzelliğini gözlerinden okuyabiliyorum. Benim yanımdaki gerginliğini yok edelim bence," deyip saçlarına öpücük bıraktı. "Ayrıca dün akşam kaç kez birbirimizin olmuşken ilerisi için daha çok adım atmalıyız."
"Haklısın, çok hem de!" dedikten sonra başını geriye atıp sevgilisine baktı Güneş. "Biliyor musun sakalı, bıyığı olan bir adamla öpüşmeme gibi garip bir huyum vardı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN HAYALİMDE YOKTUN
Roman d'amourÇoğu aşk bedeli ne olursa olsun, yaşamaya değerdi. Hayalindeki adam tarafından beklenmedik sürprizleri hazmetmeye çalışan Güneş, hayalinde olmayan adamla tanıştığında allak bullak olur. Dans öğretmeni olmasının verdiği avantajla işlerden hızla sıyrı...