1. Bölüm 'Yanlış Hayal Kurbanları'

14.3K 682 257
                                    

Bölüm şarkısı; The Cranberries - Linger

'Yanlış Hayal Kurbanları'

Derince bir soluk bıraktığında sıkıntıyla gözlerini devirdi. Gözleri istemsizce hemen odanın ortasında dans etmeye çalışan çiftlere değdi. Dünyanın en kabiliyetsiz çiftlerinin sınıfında olduğu gerçeği yüzüne yüzüne vuruyordu. Çalan slow müzik, öğrencileri yüzünden bıkkınlık raddesine artık damgasını vurmaya başladı. Neyse ki dersin bitmesine beş dakika gibi az bir zaman kalmıştı. Lakin ona bile dayanacağını sanmıyordu. Hayır, artık yetenekli olup olmadıklarını da es geçmişti, en azından birbirlerine yakışan uyumlu bir çift olabilirlerdi. Bunlar daha dans uyumunda sıfırlardı, ten uyumunda nasıllardı? Yok dayanamıyordu, beş dakikaya da katlanamayacaktı. En iyisi dersi bugünlük erken bitirmekti. Zaten çok sevilen bir hoca değildi. Özellikle hanımlar, kadın hocayla çalışmanın sinir bozuculuğunu yüzüne vuruyorlardı. Neyse ki Güneş artık bu tip durumlara alışmış ve takmamayı öğrenmişti.

Hiç düşünmeden müziği sonlandırdı. Hızla yüzüne en sevimli tebessümünü yerleştirip dersin bugünlük sonlandığını, bugün yine harikalar yarattıklarını abartılı bir halde dile getirdi. Bunu duyan çiftlerin havaları katbekat arttı. Sınıf yavaştan boşalırken de çiftlerin aralarında bu işte nasıl da yetenekli olduklarının fısıltılarını duyuyordu. Nitekim bu yalanı söylemek artık Güneş için yemek yemek gibi olmuştu. İlk başlarda içinden hiç gelmeyen bu yalan, artık işini kaybetmemek için diline doladığı bir sakızdı.

Sınıftan çıkıp odasına doğru ilerlerken aklının bir köşesine patronu Aykut Bey'le konuşması gerektiğinin notunu aldı. Artık lirik dansına katlanamıyordu, hele de bu öğrencilerle asla! İnsanı danstan soğutuyorlardı resmen.

Odasına geldiği gibi kısa işlerini halletti. Eşyalarını topladığı gibi de kendisini odasından attı. Günün son dersi olduğu için bugün evine erken dönecekti. Bu bile biraz olsun içini ferahlatıyordu. Normalde çok yoğun bir çalışma planı vardı. Adana'nın yaz aylarına girmek üzereydiler. Nisan ayının en verimli zamanlarını da bu hafta çok yaşamışlardı. Çünkü dansla kilo vermek isteyen çoktu ki bu da kursun daha çok öğrenci kabulüne sebep oluyordu. Öyle ya da böyle bu işe ihtiyacı olduğu için şikâyetini çok fazla dillendirmemeye özen gösteriyordu.

Kursun bahçesine çıktığında hemen park halindeki arabasının yanına geldi. Arabaya binip motoru çalıştırmadan evvel sevgilisini aramaya karar verdi. Bu akşam kendisinde takılabilirlerdi. Güzel bir film tüm yorgunluğunu alacak gibi görünüyordu. Karşı tarafın telefonunu çaldırdığında hiç beklemeden açılan telefon Güneş'i gülümsetti.

"Sanki aramamı mı bekliyordun?" dedi Güneş hemen.

Hattın diğer ucundaki Anıl'sa gülümsedi. "Tabii ki de bekliyordum, hatta sen aramasaydın ben seni arayacaktım."

"Oo işte buna içilir dostum!" diyerek şımarık bir sesle konuştu Güneş.

Anıl kahkaha atıp "Akşam yemeğini dışarıda yiyelim mi? Ne zamandır romantik bir yemek yemiyorduk, biraz romantik takılalım diyorum. Yoksa sen bana yakında kardeş filan da dersin," dedi esprili bir dilde.

Güneş'in hayali bu değildi. Evde bacaklarını sere serpe uzatıp bolca dinlenmek istiyordu. Yine de Anıl'ı kırmak hiç içinden gelmediği için "Peki, öyle olsun bakalım. Ama hafta sonu dışarı filan çıkmak istemiyorum. Dinleneceğim haberin olsun," diye uyarısını da yapmadan edemedi.

"Tamamdır bebeğim, hafta sonu ben çok daha özel bir ilgiyle seninle ilgileneceğim. Hatta bu akşam yemekten sonra da başlamayı düşünüyorum." Anıl'ın haylazlıkla çıkan sesi Güneş'in kıkırdamasına sebep oldu. Vedalaştıktan sonra telefonu kapattılar ve Güneş de arabasını kursun bahçesinden çıkartıp evine doğru yol aldı.

SEN HAYALİMDE YOKTUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin