19. Bölüm 'Güneş Batıdan Battı'

4.2K 522 121
                                    

Bölüm şarkısı; Burcu Tatlıses - Bir Sana Bir de Bana

 'Güneş Batıdan Battı'

Sessizlik bir çığ gibi büyüyordu. Okunan mesaj, açığa çıkan gerçek ve söylenebilecek doğru kelime kalmamıştı. Batan güneş, akan gözyaşı ve sonbaharı anımsatan soğuk bir rüzgârın esintisiyle üşüyen iki kalp... Gerçek, hiçbir zaman bu kadar acı olmamalıydı. Ancak yalandan sonra gelen gerçek her zaman acıydı. Boğazı yakan, elleri titreten, nefes almayı zorlaştıran zehirli bir sarmaşıktı. Birbirine bakan gözlerin birinde ihanetin en ağırı yaşanırken, diğerinde ezinçliğin en doruk noktası yaşanıyordu. İyi kilerin üzerine düşen keşke bulutları karanlığı resmettiriyordu.

Güneş elinden tezgâhın üzerine düşürdüğü telefonla öylece yerinde beklemeye devam ediyordu. Sözcükler boğazında düğümlenmiş, çıkmaya korkuyordu. Vicdanına kilitlediği acı gerçekler birer ok gibi bedenine saplanıyordu. Akan yaşlarını durdurmak istiyordu elbet, ancak kıpırdayamayacak kadar kendisini mahvolmuş hissediyordu.

"Bir şey söylesene Güneş, ne bu rezillik!" diye sert sesiyle ortamı daha da karabulutlara sardı Doğu. Kalbini hissetmemeye başlamıştı. Aklı bunun şaka olduğunu söyleyip dursa da kalbi bunun gerçek bir hayal kırıklığı olduğunu deyip duruyordu.

Aslında mesajın Anıl'dan geldiğini tıkladıktan sonra fark etmişti. Okumadan çıkmayı düşünürken o uzun mesajın için gözüne çarpan o kelimeler, sonra onunla bağlanan cümleler derken kendisini mesajı okurken bulmuştu. O anda hissettiği koca bir boşluktu. Kandırılmanın duygusal çekiminden uzak, öfkeye yönelen hislerini zor zapt ettirmeye başlıyordu. Bir açıklama, bunun yanlış olduğunu duyacak bir açıklama istiyordu. Lakin Güneş'in haline bakılırsa bunun olmayacağını çok net anlamıştı.

Güneş tezgâh da hala açık olan telefon ekranına bakınca gözlerini sıkıca yumdu ve yanağına ulaşan yaşların akmasına bir kez daha izin verdi. "Bu—nu— nasıl açık—larım bile—medim," dedi kekeleyerek.

"Anıl senin sevgilindi yani öyle mi?" Doğu'nun sorusuyla başını salladı Güneş. Doğu sinirden sağ yanağını dişlediğinde elinin tekini yumruk yapmış öfkeyle sıkıyordu. "Kuzen olduğunuz doğru mu peki? Kimse bilmiyor muydu? Saklama amacın bu muydu?"

Güneş dudağındaki yaşları sildi ve kafasını olumsuz bir şekilde salladı. "Hayır kuzen filan değiliz. Ben— çok üzgünüm Doğu... Söylemek istedim ama cesaret edemedim, hiç edemedim," dedikten sonra ağlamaya devam etti. Bu sırada Doğu'nun yanına doğru ilerlemeye başladı.

Doğu kendisine yaklaşmakta olan Güneş'e sert ifadesiyle bakmaya devam ediyordu. Onun gözyaşlarından etkilenmiyordu bile! Şu an öyle büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordu ki... Bu kadar sakin nasıl durabiliyordu anlamış değildi. "Bırak şimdi karşımda ağlamayı da anlat bana her şeyi! Altı yıldır Anıl'la sevgiliydin, ayrıldınız ve ondan intikam almak için benim hayatıma girmeye mi karar verdin?" diye bağırdığından, Güneş olduğu yerde durmak zorunda kaldı.

"Hayır! Ondan intikam almak için sana yaklaşmadım Doğu... Sen hayalimde bile yoktun, senden kaçtım ben ama... Kendimi sana çekilirken buldum hep! Sana âşık oldum ben, sen bana eski—"

"Ne aşkı ya, ne aşkı! Sen her şeyin içine sıçtın Güneş! Mahvettin ya, kalbimin şu anda içine sıçtın kızım sen!" diyerek tezgaha sertçe yumruğunu attı Doğu. Elinin tekini kaldırıp kendisini göstererek "Gözümün içine baka baka yalan söyledin. Ya sen bundan kaç ay önce bizim evimizdeydin, ne için oradaydın?" Bağırmasına devam ediyordu. Elinin tekini alnına koyup hafifçe alaycı bir gülüşle "O gece sizi gördüm, kavga ederken. Basit bir kuzen kavgası olduğunu düşündüm, aptal olduğum için güldün mü içten içe! Orada mı karar verdin benimle olmaya söylesene Güneş! Anıl Buse'yle evlenecek diye ondan intikamını böyle almak istedin?"

SEN HAYALİMDE YOKTUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin