Teoman - Bazı Yalanlar
'Çaresizce Atan Kalp'
İstanbul sınırlarına girdiklerinden beri kalp hızı normalin üzerinde ritim tutmaya başlamıştı. Çok değil bundan birkaç ay önce buraya farklı umutlarla gelmişti. Yalnızdı, lakin kalbi doluydu. Yanlış kişiyle doluydu. Onun için katlandığı her dakika için tövbekâr olması lazımdı. Kalbi biçtiği, öylesine hüküm sürdüğü o anlamsız aşk, yoktan var etmeye çalıştığı bi histi. Bağlılık insanlar için kör bir lütuftu. Öylesine kötü bir hizmetti ki bu bağlılık, ne olursa olsun bitmesi gereken duyguları uzatıyordu. Yaşamı değiştirirken yüreğine hep sancılı bir hissiyat bırakıyordu, ki ne olursa olsun bu sancıdan ne kadar kurtulmak istersen iste kökü yüreğinin en ücrasına yapışmış bir hançerdi. Bundan kurtulmak için insan bedel ödemek zorunda kalıyordu, Güneş de o bedeli henüz vicdanının hiç dinmeyen sesiyle ödüyordu.
Omuzuna başını yaslamış sevgilisine içtenlikle bakarken, ağlamaya hazır gözyaşları akıtmamak için kendisiyle mücadele ediyordu. Hayır kesinlikle İstanbul'a gelmek aptallığın en büyüğüydü. Vicdanının sesi öyle bir hareketlenmişti ki, bir an önce onun sesini azaltmasını istiyordu. Burada yaşadığı hiçbir anısını hatırlamak istemiyordu. Anıl'a inanıp Buse'yle onu ayırmaya çalışması... Sonra Anıl'ın onu aşağılayıp Buse'yle evlenmek istemesini söylemesi... Hepsi gözünün önünde dönmeye başlıyordu. Kalbi yeniden sıkışıp terlemesine vesile oluyordu. Hazır olmadığını bu kadar net bilmiyordu. Hazır değildi! Bir an önce bu lanet olası uçaktan inmek istiyordu.
"Güneş iyi misin canım?"
Doğu'nun sesiyle sımsıkı yumduğu gözlerini bir hızla açtı. Derin soluklar alıp bıraktığında Doğu hemen Güneş için bir bardak su istedi. Saniyeler içinde gelen suyu Güneş içtiğinde bu kadar fazla gerildiği için kendisine kızdı. Her şey çok güzel ilerliyordu, bu sır açıklanırsa kötü olurdu. Asla açıklanmayacaktı. Doğu'yu kaybetmek istemiyordu, hele de böyle bir neden için, asla bunu kaldıramazdı.
Sevgilisine doğru döndüğünde onun endişeden dönen gözlerine baktı. O anda vicdanının o kahrolası sesi dinmeye başladı. Kalp atışı normal seviyeye geçti. "İyiyim, birden kötü oldum," derken hala nefes alışverişi hızlıydı. Göğsü hızla kalkıp iniyordu.
"Sapsarı oldun bebeğim, bir yüzünü yıkayalım mı?" derken Doğu onun yüzüne dokunup yanağını okşadı. Güneş'in ateşi çıkmıştı sanki, endişesi biraz daha katlandı.
Güneş başını salladı. Yüzünü yıkası çok iyi olacaktı. "Ben yüzümü yıksam iyi olacak haklısın," diyerek yerinden kalktı. Doğu'nun da ayaklandığını görünce "Ben hallederim, sen bir bardak portakal suyu ister misin benim için," dedi gülmeye çalışarak.
Güneş kendisini tuvalete attığı anda bir süre klozetin üzerinde oturdu. Kendisine gelmesi neyse ki uzun sürmedi. Elini yüzünü yıkadıktan sonra saçlarını tepesinde sıkı sıkı topladı. Saçlarının kökü acısa da bu onu rahatlattı. Derin bir nefes alıp tekrardan Doğu'nun yanına geldi. Önündeki masada portakal suyunun hazır olduğunu görünce doğru adamla olduğunu birçok kez olduğu gibi yine onayladı.
Doğu endişeli gözlerle sevgilisini izlemeye devam ediyordu. Onu uçak tutmuş olamazdı, ama olabilirdi de... Midesi mi bulanmıştı acaba? Açıkçası sıkı korundukları için aklına o önemli ayrıntı düşmüyordu bile, lakin birden bire böyle olması şüphelenmesine de neden oluyordu. Hoş bunu, bugün yarın öğrenirdi. Güneş'in regl dönemi gelmişti. Kafasındaki şüpheyi ancak böyle onaylayabilirdi, ona hissettirmeden en mantıklı çözüm buydu.
"Nasıl oldun bebeğim?"
Güneş Doğu'ya dönüp portakal suyunu masaya bıraktı. "İyiyim aşkım, birden beni afakanlar bastı. Normalde uçaklara karşı ayrı bir antipatim yok ama... Neden böyle oldum anlamadım. Ama şimdi cidden çok iyiyim, hadi değiştir bakışlarını," diyerek sevgilisinin sakallarını okşadı. Hayat öyle tuhaftı ki, Güneş asla tahammül edemediği sakal ve bıyığa bile alışmıştı bu dönem içinde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN HAYALİMDE YOKTUN
RomanceÇoğu aşk bedeli ne olursa olsun, yaşamaya değerdi. Hayalindeki adam tarafından beklenmedik sürprizleri hazmetmeye çalışan Güneş, hayalinde olmayan adamla tanıştığında allak bullak olur. Dans öğretmeni olmasının verdiği avantajla işlerden hızla sıyrı...