15. Bölüm 'Kalbe Doğan Güneş'

5K 475 87
                                    

Kalbe Doğan Güneş

Şubat ayının gelmesiyle Doğu'nun içini başka bi sevinç kaplamıştı. Şubat demek; kış mevsimin son ayı demekti. Bu ay doğmuştu, üstelik doğduğu günle sevgililer günüyle aynı gündü. Lâkin en önemlisi bu ay sevgilisinin de doğum günüydü. Bu ay artık Doğu için şiir kadar narin, bi kalbin huzur verici ritmi kadar anlamlıydı. Bugün tam bir aydır Güneş Doğu'nun sevgilisiydi.

Hala tam anlamıyla ruhlarının birleştiğini hissetmiyordu Doğu. Bir an vardı her şeyin çok güzel olduğu, ne var ki bi an vardı her şeyin uzak bir diyar olduğunu anımsatıyordu. Güneş uzağındayken her şey tuhaf oluyordu, sanki sevgili değillerdi. Birbirlerinin hayatına dâhil olmamışlardı. Ama yan yana geldiklerinde, sadece gözlerine bakmak bile derinliğine kadar işliyordu. Öyle özel ve doğal bi zaman oluyordu ki Doğu'nun o tuhaf hislerinden kurtulmasına yetiyordu.

Aralarındaki uyum sadece tensellikle sağlanan bi uyum olsun istemiyordu. Düşüncelerin, duyguların ve en önemlisi sohbet edebilmenin de hazzını yaşamak istiyordu. Çok ama çok uzun bir zamandır, özel bi kadınla karşılaşmamıştı. Aslında bunu bu şekilde ifade etmek istemiyordu, çünkü her kadının özel bir yanı vardı. Lâkin hepsine özel hisler beslemiş değildi, artık o işin kahpeliği olurdu. Çünkü insanın bu özel hisleri olarak hissettikleri ancak diğerlerinden farklı olan kişilere aktarılan duygulardı. Zaten Güneş'e de hızla bağlanmasının sebebi buydu; hissettiği özel duygulardı.

Bugün ona sürpriz yapmak istiyordu. Onu okuldan alıp güzel bir akşam yemeğine çıkartmaktı niyeti. Belki sonrasında bir yere geçip bir şeyler de içebilirlerdi. Açıkçası sonrasını sevgilisine bırakmak istiyordu. Her zaman ikisinin kararlarının aynı terazide eşitlenmesinden yanaydı.

Üniversiteye girdiğinde güvenlikten gerekli bilgileri alıp o yöne gitmeye başladı. Güneş yoldayken bi ne yapıyorsun, bi'tane neden cevap vermiyorsun ve bi adette ararsan açmam ama, mesajlarını atıp Doğu'yu güldürmüştü. Özellikle mesajlarından sonra attığı emojiler de kahkaha atmasına vesile olmuştu. Birazdan nedenlerini öğrenince kesinlikle siniri gidecekti.

Bu bi ay içinde Güneş hakkında öğrendiği en temel şey; kesinlikle mesajına cevap verilmesiydi. Bu konuda takıntılıydı. İnsan meşgulse mesajı göremezdi zaten bunu anlayabiliyordu lâkin onu illet eden konu; mesajı görüp de cevap vermeyenlerdi. Özellikle çevrimiçi olup dakikalarca bunu sürdüren ve ardından mesajı görmedim diyenleri öldürmek istiyordu. Tüm bunları Doğu'ya ilk anlattığında Doğu buna dikkat edeceğinin sözünü vermişti. Hatta üzerine "Senin mesajlarını görmemem için deli olmam lazım," diye de romantikleşince Güneş onun sözüne sadık kalacağını hissetmişti.

Okulun içine girdiğinde kulağına gelen sesler içini ısıttı. Farklı notların havada uçuştuğu ancak kimseyi de rahatsız etmeden koridorda buluşmasına gülümsedi. Üstelik bazı odalardan bu notların arasına karışan şarkı sözleri de ayrı hava katıyordu. Güneş'i bulmak zor olmamalıydı, nedense bunu düşünüp güldü. Kendisine doğru gelen genç bir kızı durdurup Güneş'i sordu. Bu genç hanıma özellikle sormanım sebebi elindeki balet ayakkabıları ve üzerindeki pembe balerin eteğiydi. Kız gülümseyerek salonun yerini söyledikten sonra Doğu'nun yanından ayrıldı. Doğu da dakikalar içinde salonun orada oldu. Öylece durup sevgilisini seyretmeye başladı.

Üzerine giymiş olduğu siyah elbisenin iki yandan da derin yırtmacı vardı. Saçlarını tepesinde dağınık bir topuzla toplamıştı ve terden yüzüne birkaç saç teli yapışmıştı. Yanakları pembeleşmiş, yorgunluğu uzaktan bariz bi şekilde belli olsa da o öğrencilerinin hemen önünde onlara gerekli figürleri göstermeye devam ediyordu. Birden onlara doğru dönüp bir şeyler söyledi. Sonrasında öğrenciler dansı bırakıp birkaç adım geri gitti. Derken Güneş önce ellerini sağ tarafa zarifçe uzatıp o yöne doğru üç adımla döndü. Elbisesinin etekleri de onun birlikte hoş bi görüntüye nail oluyordu. Akabinde durdu ve kendisini hafifçe geriye doğru bırakıp birden parmak uçlarında yükseldi. Bu esnada elleri iki yana açıldı ve aşağı yukarı hareketlendirip topuklarının üzerine inerken kollarını da buna ahenk sağladı. Ardından sol tarafına önce kollarını sonra tüm bedenini çevirip hızla döndürdü. Ve takiben sol bacağını havalandırıp 180 derece açıyla yukarıya kaldırdı. Sağ elini yana doğru açıp o yöne doğru zarifçe eğildi. Birkaç saniye öyle kaldıktan sonra yeniden eski haline döndü ve öğrencileri onu alkışlamaya başlayınca dizlerini hafifçe kıvırıp selam verdi.

SEN HAYALİMDE YOKTUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin