'Güneş Her Zaman Doğudan Doğar'
İnsanın hata yapma olasılığı doğruyu söyleme olasılığından daha fazladır. Dürtüler anı bir kararla kişiyi yanlışa itebilir, bu nedenle de mantık devre dışı kalabilir. O anlarda yapılması gereken dürtüleri kontrol altına almaktır, ancak bunu başarabilen insan sayısı henüz çoğa ulaşmamıştır. Güneş de bunlardan sadece biriydi. Yaptığı hatanın farkına vararak ilerlediği için aptal olduğu bir gerçekçi. Hayatında yalana ihtiyaç duymamış biri için, bu yenilikçi his bedenini resmen ele geçirmişti. Nasıl kendini saçma bir yalanın içine atıp devam etmişti buna, hiçbir fikri yoktu. Aslında vardı da o da Doğu için pek önemli değildi. Onu kaybetmemek için yaptığı bu hata, onu kaybetmesine vesile olmuştu. Canı her geçen gün daha fazla ağrırken, ona olan aşkı her geçen gün daha da büyüyordu. Ona olan aşkının içinde en ufak hata yoktu. Onun aşkıyla dolduğu her an, bedenini ele geçiren muazzam bir his doğuyordu. Ne var ki sonra bu hissin yerini acı alınca, her şey en başa dönüyordu. Yine de aşkına tutunmak kendisine iyi geliyordu. Hayır, yaşamasına anlam veriyordu.
O günden sonra kesin olarak karar vermişti ki Doğu ve Güneş diye bir kompozisyon olmayacaktı. Buse abisinin geleceğini söylerken de belli ki mutlu olsun diye söylemişti, ancak emindi ki Doğu bunu aklından dahi geçirmemişti. Hayatına onsuz nasıl devam ederdi bilmiyordu. Ona âşıkken onsuzluk zaman kaybı gibiydi. Bu aşk dolu dolu yaşanması gereken bir duyguydu, lakin Güneş bunu tek yaşamakla cezalandırılıyordu.
Onu özlemekten başka yapabileceği ne vardı bilmiyordu. Doğu'nun kendisini geri çekmesi aslında keskin bir ifadeyle ortaydı. Güneş bir defa gururunu ayaklar altına alıp hiçten var olan Anıl'a gitmişti ve sonucu sadece pişmanlıkla dolu olmuştu. Aynısını yaşamaktan öylesine çok korkmaya başlamıştı ki artık Doğu'ya doğru adım atma cesaretine erişemiyordu. Yanıyordu, bu yangını söndürecek kişi belliydi, lakin o kişi ruhuna yakın bedenine uzaktı.
Karşısındaki süslenmiş olan çam ağacına bakıp gülümsedi. Noel zamanı tüm şehir ışıl ışıl süslenmişti. İnsanın içini ısıtan, geleceğe dair umut beslemesine sebep olacak kadar güzeldi. Noel günlerini farklı yapanda buydu. İki yıldır hayatı o kadar kötüye gitmişti ki artık içindeki her güzel şeyin yok olacağına inanmaya başlıyordu. Üzerine yağan kar nedeniyle başını hafifçe gökyüzüne kaldırdı. Şu kar taneleri kadar temiz, güzel bir yıl istediğini düşündü.
Elindeki torbalarla birlikte karşı kaldırama geçmek için sağa sola bakındı. Annesi ve babası bu iki gün sonra evleniyorlardı. Hazırlıklar tam gaz devam ediyordu. Annesi ve babası için sipariş ettirdiği hediyeyi bugün biraz da hava değişikliği olsun diye kendi almak istemişti. Alışveriş merkezinin karşına geçmek için kırmızı ışığı beklemeye başlarken, kafasının içinde dönüp dolaşan sorunlar nedeniyle öylece boş boş etrafına bakınıyordu. Hafifçe esen rüzgârdan dolayı beresinin altındaki kısalttığı saçı yanaklarına doğru uçuşmaya başladı. Boşta kalan eliyle saçını geriye attığında güldü. Saçını kestirdiğine baya bir pişman olmuştu aslında, ancak kendisini duş aldığı zamanlar da tatmin edebiliyordu. İşin komik yani Buse abisinin de saçını sakalını kestiğini söylemişti saçını kesmeye karar verdiği zaman. Bu Güneş'e öyle garip gelmişti ki bunu dile dökmek pek istememişti. Doğu'nun nasıl göründüğünü her ne kadar merak etse de sırf onu görmemek için sosyal medyayı kullanmamaya devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN HAYALİMDE YOKTUN
RomanceÇoğu aşk bedeli ne olursa olsun, yaşamaya değerdi. Hayalindeki adam tarafından beklenmedik sürprizleri hazmetmeye çalışan Güneş, hayalinde olmayan adamla tanıştığında allak bullak olur. Dans öğretmeni olmasının verdiği avantajla işlerden hızla sıyrı...