Muhtar 20

41 9 3
                                    

20 Mayıs 1975..

Son olaydan yaklaşık 11 ay sonra iki Bacanak eski günleri yad etmek için mantar toplamaya çıktılar.

Emrah:Hatırlıyon mu bacanak? Bir zamanlar bu araziye piknik yapmak için gelmiştik.
Burhan:Hatırlamam mı bacanak? O zamanlar bacanaklık temellerini yeni atıyorduk.
Emrah:Vay be ne günlerdi ama.
Burhan:Hatırlıyorum da sen o gün baldızı kolundan tutup kuytu köşeye götürmüştün. Yarım saat sonra geldiydiniz. Baya bi terlemiştiniz. Naapmıştınız siz orda ya?
Emrah:Oha lan. Sende de ne hafıza varmış. Nasıl hatırladın o kadar şeyi.
Burhan:Hatırlıyon mu, bir gün seninle ava çıktıydık. Kuş avlarken kurt vurduyduk.
Emrah:Kurt vurmadıydık aslında. Kurt kendisine ölü süsü verdiydi de bizim bütün avladıklarımızı yediydi. Bunu nasıl hatırlamazsın bacanak?
Burhan:Bana diyon da sende az değilsin be bacanak. Bu yaşta bu hafıza. Helal valla.
Emrah:En önemlisi ise karşımızda ki şu kıytırık hıyar tarlası yüzünde 4 yıl küsülü kalmış olmamız.
Burhan:O konuda masumum ama bunu kanıtlayamıyorum bacanak.
Emrah:Her şerde bir hayır vardır derler bacanak. Bizim küsmemize sebep olan tarla bizi tekrar bir araya getirdi. İlahi adalet işte.

Emrah ve Burhan bilmez ama onların küsmesine neden olan Halis, yaptığı oyunlar neticesinde barışmalarına vesile olmuştu.

Öğlene doğru toplanan mantarlar sayılır.

Burhan:Bacanak, ne kadar da çok mantar toplamışsın.
Emrah:Ben bu işte ustayım oğlum. Mantar toplamakta elime kimse su dökemez.
Burhan:Yalnız topladıkların mantar değil bacanak. Bunların hepsi keçi boku.
Emrah:Hadi be. Mantara çok benziyor ama. Karıştırmam normal.
Burhan:Bacanak bence sen bi göz doktoruna görün. Yarın bir gün un helvası diye kuş kakası yersen senin için hiç iyi olmaz.
Emrah:Durum o kadar kötü diyorsun yani.
Burhan:Evet, o kadar kötü.

Öğle sonrası dinlenen ikili köye dönmek üzere yola koyulur.

Yol üzerinde ayağını taşa çarpan Emrah, birden acıyla yere kapaklanır.

Emrah:Bacanağına vurdu. İntikam almayacak mısın bacanak?
Burhan:Tabi ki alacam. Sen nasıl vurursun lan benim bacanağıma?
Emrah:Yalvarıyor bacanak. Yapma etme diyor. Sakın inanma o sahte sözlerine.
Burhan:Yemem ben bu numaraları bacanak. Peki şimdi napayım ben bu taşı?
Emrah:Kaldır at bacanak. Siviller daha fazla kayıp görmesin. Başka masum canlarda yanmasın.
Burhan:Haklısın bacanak. Kaldırıyorum. Hayır, kaldıramıyorum. Tekrar deniyorum. Kalkmak üzere. Çok ağır, kalkmıyor namussus.
Emrah:Direniyor olmalı. Dur, bende sana yardım edeyim.

Onları bu halde gören Muhtar Halis, gülmemek için kendisini zor tutar.

Halis:Ne günlere kaldık Allah'ım? Bunlar benim bacanağam olamaz ya. Dağ taşa sövüp yerinden kaldırmaya çalışıyorlar. Tam bir kepazelik.

Taşı kaldıran iki bacanak, gördükleri manzara karşında donup kaldılar.

Emrah:Bu gördüklerim rüya mı bacanak?
Burhan:Bilmiyorum bacanak. Eğer bir rüya ise uyandırılmak istemiyorum.
Emrah:Napıyoruz şimdi bacanak?
Burhan:Kazıyoruz bacanak.

Halis:Az önce taşı kaldırdılar, şimdi de toprağa kazıyorlar. Acaba yine mi birini vurudular? En iyisi takip edip öğrenmek.

Aslan Bacanak #Wattys2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin