Bora

B-36

BeyazKaplan geri döndü vuhuuuuuuuu :D Sınavları bitirdim gençler :D Bu arada hepinize BA YI LI YORUM. Sabrınıza hayranım :D İşte benim 'bildiğimiz okuyucular'ım :D 

Fazla uzatmadan Bora'ya geçiş yapıyorum :D Özlemişsinizdir keratayı :D 

Yazarın çok cici bir notu: 500.000'i aşmışız. Sizi ısırasım geldi ^^ (Halay çekiyor)

f(x)= Bora'ya Dönüşme Hikayem 

Annemin bana 'yeter artık ders çalışma dışarı çık' dediğini söylesem inanır mıydınız? İnanmazdınız gibime geliyor. Ben de inanmazdım. Geçen sene bana '12. sınıfı inekleyerek geçireceksin deseler çok gülerdim. Fakat şu an adımı sorsalar vereceğim cevap oldukça açık. 

f(x)=Bora  

Bu arada Allah fonksiyonlarla beraber türevlerin de evlerine ateşler salsın. 

Eve kapanmaya yalnızca 1 hafta tahammül edebildim. Dershaneye gidiyor, bahane bulup herkesi ekiyor ve eve geliyordum. Yıllık yazma sırasının bana yaklaştığını söyleseler de umurumda değildi. Zümrüt'e gidip fotoğraf çekilmeye de oldukça üşeniyordum. 

Benim fotoğrafımımı koymasınlar. Ben yokum aslında. Yazmıyorum yıllık mıllık. 

Görüldüğü üzere ösym beni atarlı bir kezoya dönüştürdü. Tabi Okyanus'un etkisi de oldukça büyük ama onun adını anmamaya kararlıydım. Özellikle iç sesimle bu konuda sık sık kavga ediyoduk. (Günde 500 defa kadar) 

Dershane bize 1 hafta izin verince -Allah razı olsun- artık kaçma şansımın kalmadığını anlamıştım. Annem benden habersiz eve oğlanları toplamıştı. Bir gün ekmek almaya çıkmıştım ve geri döndüğümde salona kurulmuş arkadaşlarımla karşılaştım. 

Efe uzanmış, koltuğu tamamıyla kaplıyordu. Ogün elindeki playboy dergisini okuyordu. Namussuz herif gizli zulamı bulmuş. Muhittin ise YGS özbilgiler Edebiyat okumakla meşguldü.

"Ne işiniz var lan burada?" Atarımı belli etmekten çekinmedim. Efe koltukta doğrulup oturmam için yer açtı.

"Seni kurtarmaya geldik. Değil mi beyler?" Efe onay almak için çocuklara baktı. Ogün dergisiyle fazla meşguldü. Muhittin hı hı gibi bir ses çıkardı. Efe beklediği cevabı alamayınca artık kestirme zamanı geldiğini karıştırıp konuşmasını sürdürdü. "Bunalıma girmişsin." 

Ona siktir git dememek için dudağımı kemirmeye başladım. Bunalıma girmemiştim, bunalım bana girmişti. 

"Sınav yaklaşıyor." diye durumu izah etmeye çalıştım. Poşetten sıcacak ekmeyi çıkarıp ucunu kopardım. Efe ben otururken elimden poşeti kapmaya çalıştı. İzin vermedim. Sıcak ekmeğimi Efe hıyarıyla paylaşmayı reddediyordum. 

"Ben özele gideceğim büyük ihtimalle." Ogün'ün elinden dergiyi kaparak açık sayfadaki mankene baktı. Derin bir iç çekip dergiyi kenara fırlattı. Ogün homurdandı. Efe'ye öldürecekmiş gibi bakıyordu. 

"Ben beden eğitimi okuyacağım." Ogün kollarını kavuşturdu. Keşke benim de süper ötesi sportif yeteneklerim olsa da beden eğitimi okusam. Okuldaki ilk derste bir yerimi kırarım ben. 

Konuyu dağıttığım için mutluydum. Ekmeği gidip mutfağa bıraktım. Ardından odamdan matematik test kitabımla salona döndüm. "Açın lan kitapları." emrini verdim. Çocukların ikiletmeden çantalarından test kitaplarını çıkardılar. 

İki saat ders çalıştık. 

Böylece annemin beni zorla dışarı çıkartma planı suya düşmüş oldu. 

Çocukları birkaç kez daha eve çağırdı. Ben her seferinde onları sınavla ilgili bunalıma sokup ders çalışmaya ikna ediyordum. Annem farklı yollar denemeye başlamıştı. Bu yollardan biri de pek fazla hoşlanmadığı Ozan'ı eve çağırmaktı. 

Odama kapandığım bir salı gününde Ozan birden kapıyı açarak odama daldı. Neye uğradığımı şaşırmıştım.

"Sırrını biliyorum seni gibi piç." dedi kaşları çatık. 

Korkudan altıma sıçtığımı söylememe gerek yok herhalde.  

Okyanus'u öğrendiğini düşünüyordum. Neyse ki öyle değilmiş. Sırrım inek olmammış. Yarım saat konuştu konuştu sonra beni etkileyemeyince gitti. Arkadaşlığımızın neden bozulduğunu merak ediyormuş. Peh, onun uyuz kız kardeşine söyle. Hala kabuslarıma iyi geceler mesajı giriyor. 

***

"Bora! Oğlum kalksana." Tatilin son günü annemin çığlığı andıran sesiyle uyandım. Ertesi gün okul olmasının benim için fazla bir farkı yoktu gerçi. Umurum değildi.

"Ne var?" Cevap vermesini bekledim. Aradığım cevabı bulamayınca söylene söylene kalktım. Bir kere de o ayağıma gelip ne istediğini söylese ölür mü yahu? Yeter ama. 

Pijamalarımla salona gittim. Gözlerimi ovuştura ovuştura yürüyordum. Salondan mutfağa gidecekken bir öksürük sesi duydum. Berna'ya aitti. Aşkından ölüp bittiği sevgilisi Ceyhun, o ve Aysel oturuyorlardı.

Tekrar ediyorum. Aysel. 

Pijamalarıma bakıp bir küfür savurdum. Annem bu hamleyi çok iyi yakalamıştı.

"Otursana!" diye cırladı Berna. Ceyhun'un yanında biraz daha cici bir kıza dönüşüyordu. Çaktırmadan mutfağa baktım. Babamı göremedim. Bu Ceyhun'un bu denli rahat oturmasını açıklıyordu. Babam olsa Ceyhun'u eve almazdı. Kızını kıskanıyor adam haliyle. 

"Ders çalışacağım, kahvaltıyı odama getirsin annem." Odama doğru yürümeye başladım.

"Otur ama ya." Aysel'di bu. Tek kaşım şaşkınlıkla havaya kalktı. Ders mi Aysel mi? Ders elbette ki. 

Odama girip kapıyı çektim. 

Berna arkamdan 'öküz' diye böğürdü. Pijamalarımı indirmeye gerek duymadan masamı kurdum. Bora, yavrum sen bu hallere düşecek çocuk muydun? 

İlk soruyu çözmeye yeltenmiştim ki kapı çaldı. "Bora, Ozan geldi!" 

Oh, harika. Şimdi gidip selam vermem gerekiyor. 

Ozan'ı kapıdan geri çevirip evine göndermeyi planlıyordum. Salona geri döndüm. Direk Ozan'ı 'Burada ne işin var? Defol git ders çalışacağım.' diyecektim.

Diyemedim. 

Bu sefer Okyanus'la gelmiş. 

Suratım kıpkırmızı kesildi. Ten rengimin koyu olmadığını düşünürsek domatese dönüştüğüm gerçeği bir yana titremeye de başlamıştım. 

Ulan üzerimde pijamalarım var. 

Okyanus Aysel'in yanına oturmuştu. Beni pijamalarla görünce suratıma karşı gülmemek için başını öne eğdi. 

"Günaydın yakışıklı." dedi Ozan kollarını açmış bir şekilde. Ona sarılmamı bekliyorsa çok bekler daha. Kız kardeşini niye evime getiriyorsun Ozan? Niye? 

Kızarmamı kız kardeşinden hoşlanmama bağlamadığı için mutluydum. Annem koşturarak mutfaktan çıktı. "Boracığım ben çıkıyorum, saat 3'ten önce dönerim. Size iyi eğlenceler." Geldi beni yanağımdan öptü. Berna'nın saçlarını karıştırdı. Odasında hala uyuyan ablam Betül'e artık kıçını kaldırmasını söyledi ve hamlesini çok iyi yapmış bir şekilde evden çıktı. 

Karşımda duran manzara karşısında yapacağım fazla bir şey yoktu. 

"Üstümü değiştirip geliyorum." dedim Ozan'a.

Bundan kaçamazdım.