Ozan ve Sikik Tribi
Kafede o kadar çok eğlenmiştim ki Ozanların yanına giderken hiçbir şeyin moralimi bozamayacağını düşünüyordum.
Yanılmıştım.
Derya'nın ölüm yıl dönümü bunalımındayken Ozan'ın bulmaya gittiğim iğrenç yere girer girmez bütün yaşama sevincim elimden alındı. Buradaki insanların ne kadar mutsuz olduklarını unutmuştum. Mutsuzluklarını bana da yansıtıyorlardı. Yutkunarak hiçbirine çarpıp sorun çıkarmamak için dua ettim. Neyse ki kolayca aralardan sıyrılabilmiştim.
Tek ampulün aydınlattığı bodruma indiğimde tahmin ettiğim üzere kusmuk ve votka kokusuyla çarpıştım.
"Tekila içmeyecek miydik ya?" dedim gülümsemeye çalışarak. Suratlarını tam olarak seçemesem de üç silüeti görebiliyordum.
Siluetlerden en uzunu ayaklandı. Ampulün altına geldiğinde Demir'in yakışıklı ve sert suratını gördüm. Bu çocuğu görmeye katlanamıyordum. Yakışıklı ve uzun olması yetmiyormuş gibi bir de Okyanus bir ara ona abayı yakmıştı.
Yahu kız bu çocuktan bana nasıl düştü? Bu standartlar nasıl bana kadar düşebilir?
"Al bakalım." diye kucağıma elindeki şişeyi fırlattı. Şişeden ürktüğüm için geri çekildim. Cam şişe yere düşüp parçalara ayrıldı ve kaliteli votka da boşa gitmiş oldu.
"Bu sikiği çağırmak kimin fikriydi güzelim votkaya ne yaptı görüyor musunuz?"
"Senin fikrindi Irak." Ozan'ın sesini duydum. Ortadaki koltukta tamamen uzanmıştı. "Ben çağırmayalım demiştim."
"Evet çünkü ona sikik tripler atıyordun, hatırladım."
Ozan'ın Irak'a onu öldürecek gibi baktığını görmek için ışık olmasına gerek yoktu. Karanlıkta dahi beni korkudan tir tir titretmişti.
Kız kardeşinin kalbini kırdığını öğrenince sana nasıl bakacağını bir hayal etsene Bora.
Tekrar yutkundum. Bu sefer boğazım içeri girdiğimde midemden yükselmiş asit yüzünden yanmıştı. "Hoş bulduk kankalar!"
"Kapa çeneni sikik. Güzelim votkamı harcadın." Irak kafama boş şişesini fırlattı. Son anda kaçmasaydım kafamı yaracağından emin olduğum fazlasıyla güçlü bir atıştı.
Ben niye bu çocuklarlayım şu an? Benim yerim sınıfın yanıydı. Neden buradayım ben?
Demir yanıma kadar yürüdü. Üzerime doğru geldikçe daha korkutucu bir hal alıyordu. "Ozan'ı götürsen iyi olur aslında."
"Gitmek istemiyorum ben." Ozan şişeyi kafasına dikti. Sonra da karşısındaki duvara fırlattı. Bu insanların cidden şişeleri geri dönüşüme atmak gibi bir seçeneğin varlığını öğrenmeleri gerekiyor. "Benim yerim burası. Sokakların adamıyım ben. Kötü çocuğum ben, kötü!" Kötü kelimesini telaffuz ederken ortasında ve sonunda ğ varmış gibi söylemesi onu daha çok anaokulu çocuğu gibi göstermişti ancak bununla ilgili bir kelime edersem beni öldüreceği ile ilgili düşüncelerim vardı.
Pek çok şey için öldürecekti.
"Bak sikik beyinli "Irak ayağa kalktı. " Siktir olup gidiyorsun şimdi buradan. Çocuğa da sikik tripler atmıyorsun." Elinde yeni şişesi olan kolunu kaldırdığında fırlatacağını düşünüp Demir'e yanaştım. Demir bana cidden mi abicim bakışını attıktan sonra uzaklaştı. "Sevgilin ben değilim." diye fısıldadı bana eğilip. "Orada oturuyor sevgilin."
"Siktiğimin Borozan'ı!"
Ozan Irak'ın kafasına şişe fırlattı. Irak elindeki dolu şişeyi Ozan'a attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bora
Novela JuvenilBora’yla tanışın. O ne sportif ve kaslı ne zengin ne de bir kötü çocuk. O sadece Bora. Bildiğimiz erkek yani. | WATR Watty'14 En İyi Humor Hikayesi |