Bölümün neden geç geldiğiyle ilgili açıklamayı profilimde bulabilirsiniz.
O süreçte anlayışlı olduğunuz için teşekkür ederim ^^
Deve Kuşu
Bazı anlar vardır ki deve kuşuna dönüşmek istersiniz. Kafanızı kuma sokup kaybolduğunuzu, insanlardan soyutlandığınızı düşünmek size iyi gelir. Bu yüzeysel bir saklanmadan başka bir şey değildir ancak insanı rahatlatır.
Ben hayatımın çoğunda deve kuşu olmak istedim.
Hele az önce başıma gelenlerden sonra kafamı bir yere sokup ölene kadar orada durmasını istiyordum.
Pekâlâ, başa dönüyorum.
Sabah her zamanki gibi başladı. Uyanır uyanmaz telefonu elime aldım ve Okyanus’a mesaj attım. O mesajıma cevap verene dek yatakta oyalanmaya devam ettik. İki üç cümle konuştuktan sonra yataktan çıkıp lavaboya gittim.
Ablam geç kaldığım için söylenmeye başlamadan önce biraz atıştırdım.
Her şey kulağa normal geliyor öyle değil mi? Ama normal değildi. Gün biz arabaya biner binmez değişmeye başlayacaktı.
Aşağıya inince ablamın arabasını bulmak için etrafa bakındım. Kendi etrafımda birkaç kez döndüğüm halde arabayı bulamamıştım. Ablam aşağıya inince küçük bir çığlık koparttı. Mavi Ford’un önündeki boşluğu gösterip çılgınlar gibi küfür etmeye başladı. Ablamı daha önce öyle görmediğim için geri çekildim.
Bir keresinde reglken onu rahatsız ettiğimde beni elindeki bıçakla kovalayıp doğramakla tehdit etmişti fakat bu regl dönemindeki her kızın hakkıydı. Adam öldürürlerse indirim bile vardı yahu. O günden beri ablamın regl oluşunu önceden kestirmeye çalışır o reglken ortadan kaybolurum.
Araba çalınmış meğerse. Ablam hemen biricik nişanlısı Kerem’i aradı. Ben Kerem Hoca’yla aynı havayı bile solumayı reddettiğim için otobüs durağına kadar yürümeyi tercih ettim.
Şubat ayındayız, dışarı buz gibi ve ben arabayla gidiyoruz diye ince giyinmiştim.
Buz kütlesine dönüşmeden evvel otobüs durağına yetiştim. İnsanlar upuzun bir kuyruk oluşturmuşlardı.
Havanın ağırlığı benim üzerime çökmeye başlamıştı. Esnerken gözlerimi ovuşturdum. Arka taraftan bir teyze beni ilerlemem için dürttü. Bastonuyla bin teyze gücünde beni itmişti. Tamamen savunmasız yakalanmıştım. Dengemi sağlayacak vaktim yoktu. Bir saniyenin sonunda kendimi kaldırımın kenarındaki su birikintisinin içinde buldum.
Kahkahalar.
Benim düşüşüm insanları sabah uykularından uyandırmıştı. Hepsi kahkahalarla beni işaret ediyorlardı. Beni düşüren yaşlı teyze önünden bir kişi eksildiği için mutluydu. Pıtı pıtı adımlarla yerime geçti.
Teyzeciğim ölmeyi gidip huzurevinde unutsaydın ya, ne işin var benim semtimde?
Kulağımı diğer kahkahalardan daha melodik bir kahkaha doldurdu. Soğuktan ve utançtan kızarmış suratım itfaiye kırmızısına yaklaşmıştı.
Başımı kaldırdım. Elbette karşımda kim olduğunu biliyordum.
Aysel vardı.
Uzun zamandır ona rezil olmamıştım. Hayatımızın okul dışında çakışmaması ve Okyanus’un varlığı beni ondan uzak tutuyordu.
Elini bana doğru uzattı. Onun elini tutmamla anılar çakıştı. İlk tanışmamız da bunun gibi bir şeye benziyordu. (5 yaşındayken onu ilk gördüğümde heyecandan çamur birikintisinin içine düşmüştüm.)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bora
Teen FictionBora’yla tanışın. O ne sportif ve kaslı ne zengin ne de bir kötü çocuk. O sadece Bora. Bildiğimiz erkek yani. | WATR Watty'14 En İyi Humor Hikayesi |